1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Davetiye çıkaranlar fişlenecek

Marcel Fürstenau4 Mart 2009

Almanya, AB dışında bir ülkeden misafir getirenleri fişlemeye hazırlanıyor. “Vize Davetiyesi Çıkaranlar ve Uyarı Bilgi Bankası” adı altında kurulacak veri bankasına ilişkin yasa tasarısı Federal Hükümet gündeminde.

https://p.dw.com/p/H5DM
Tasarı kabul edilirse, vize için davetiye çıkaranların isimleri bilgi bankasında kaydedilecek
Tasarı kabul edilirse, vize için davetiye çıkaranların isimleri bilgi bankasında kaydedilecekFotoğraf: DW

Tartışmalı yasa tasarısı, AB dışındaki bir ülkeden misafirleri için davetiye çıkaran herkesin fişlenmesini öngörüyor. Taslak metinde, böyle bir veri bankasının Almanya’nın iç güvenliğine yönelik tehditler nedeniyle gerekli olduğu ibaresi yeralıyor. Potansiyel tehlikeler olarak, ülkeye yasadışı girişler, organize suç ve terörizm sıralanıyor. Kurulması hedeflenen veri bankasına, Almanya’nın yurtdışı temsilciliklerinin yanı sıra polis, gümrük ve Federal Gizli İstihbarat Örgütü'nün de erişim hakkının bulunması öngörülüyor.

Başvurusu reddedilenlerin sayısı artacak

"Vize başvurunuz reddedildi." Vize Davetiyesi Çıkaranlar ve Uyarı Bilgi Bankası kurulduğu takdirde, gelecekte bu haberi büyük bir ihtimalle çok daha fazla kişi alacak. Protestan Kilisesi’ne bağlı yardım kuruluşları, Hristiyan Birlik partileri ve Sosyal Demokratlar’ın planlarını en sert dille eleştirenlerin başında geliyor.

Federal İçişleri Bakanlığı’na bir mektup gönderen yardım kuruluşları, küreselleşme çağında çoğulcu ve açık bir toplum için, başka ülkelerin vatandaşları ile çeşitli temasların ve bu ilişkileri geliştirmek için karşı tarafı Almanya’ya davet etmenin vazgeçilemez ve gerekli olduğunu vurguluyor.

Yardım kuruluşlarında çalışanların durumu

Kiliseye bağlı "Dünya İçin Ekmek" adlı yardım örgütünün sözcüsü Rainer Lang, Vize Davetiyesi Çıkaranlar ve Uyarı Bilgi Bankası olmadan da, kalkınma yardımı örgütlerinin, çalışma yaptıkları ülkelerdeki görevlilerini Almanya’ya davette zorluklarla karşılaştıklarını anlatıyor. Somali ya da Sudan gibi bir ülke sözkonusu olduğunda, yetkililerde hemen bu kişilerin Almanya’da kalmak isteyeceği şüphesinin doğduğunu belirten Lang, o yüzden bu kişilerin vize alıp alamayacağını da son ana kadar bilmediklerini söylüyor.

Amaç istismarı önlemek

Yardım örgütünün sözcüsü Lang, devletin vize konusunda istismarlara karşı önlem almak istemesini anlıyor. Organize suç çeteleri ve insan ticareti yapanlar için, geçmişte Almanya’ya yasadışı yoldan kaçak işçi veya hayat kadını sokmak çocuk oyunuydu. Zira Sosyal Demokrat-Yeşiller koalisyonu, 1999’da büyükelçiliklere bir genelge göndererek, vize başvurularının daha hoşgörülü gözden geçirilmesi talimatını vermişti. Genelgenin altında imzası olan dönemin Dışişleri Bakanı Joschka Fischer ise 2004 yılında bu uygulamanın daha çok insan tacirleri ve fuhuş şebekelerine yaradığının ortaya çıkmasıyla, yoğun eleştirilere hedef olmuş ve ertesi yıl Federal Meclis’in Araştırma Komisyonu’na ifade vermek zorunda kalmıştı. Fischer, ifadesinde, olayların siyasi sorumluluğunu üstlendi, ancak dönemin ana muhalefet lideri ve bugünün Başbakanı Angela Merkel’ın istifa çağrılarına rağmen, koltuğunu terketmedi. Merkel, Fischer'i ülkeye ağır zarar vermekle suçlayıp, Almanya’da daha önce başka bakanların, çok daha farklı nedenlerden dolayı istifa ettiklerini hatırlatıyordu.

Sosyal Demokratlar ikna oldu

Vize uygulamasının sıkılaştırılmasına yolaçan skandalın üzerinden beş yıl geçti. Hristiyan Birlik partileri, bir uyarı bilgi bankası oluşturulması fikrini o zaman da savunuyordu ancak bu fikrin hayata geçirilebilmesi için, 2005 yılından bu yana koalisyon ortağı olan Sosyal Demokratlar’ın da ikna edilmesi gerekiyordu. Varılan uzlaşmaya göre, Avrupa Birliği üyesi olmayan bir ülkeden misafir davet edenlerin adı, soyadı, uyruğu ve özel bir davet sözkonusu olmadığı takdirde örgütün adı fişlenecek.

İki yıl içinde beş veya beşten fazla davetiye çıkaranlar otomatikman şüpheli konumuna düşecek ve özel gözetim altına alınacak. Hür Demokrat Parti adına Federal Meclis’in Vize Araştırma Komisyonu’nda görev yapmış olan Hellmut Königshaus, veri bankası için fişlenenlerin şüpheli konumuna düşmesi nedeniyle, davetiye çıkaranların fişlenmesine karşı çıkıyor:

"Bu da, örneğin Almanya’da bir sınıf öğretmeninin gelecekte başka bir ülkeden kardeş bir sınıfı davet etmeden önce, iyice bir düşünmesine neden olacak, zira böyle bir davet ile herkes veri bankasına kaydedilecek. Öğretmen, diğer sınıfı hele bir de, üst üste birkaç yıl davet ederse, o zaman ciddi bir şüpheli konumuna düşecek. Ve her türlü resmi makam bu veri bankasına erişebilecek."