1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

DEP davasında hapis cezaları onandı

Oktay Pirim / Ankara21 Nisan 2004

Kapatılan Demokrasi Partisi’nin (DEP) eski dört milletvekili 1 Ekim 2005 tarihine kadar cezaevinde kalacak. Duruşmayı izleyen AP milletvekili Vinci, ”Faşist mahkeme” ifadesini kullandı.

https://p.dw.com/p/AbJS
Aralarında Leyla Zana'nın da bulunduğu 4 DEP'linin cezası onandı
Aralarında Leyla Zana'nın da bulunduğu 4 DEP'linin cezası onandıFotoğraf: AP

Adil yargılama yapılmadığı gerekçesiyle yeniden mahkeme önüne çıkartılan, kapatılan DEP’in eski dört milletvekili Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Selim Sadak’la ilgili nihai karar açıklandı.

Ankara 1 No’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi, dört eski milletvekilinin almış oldukları 15 yıllık hapis cezasında herhangi bir değişikliğe gitmeyerek onayladı. Böylece, dört milletvekili 1 Ekim 2005 tarihine kadar cezaevinde kalacaklar.

Milletvekillerinin avukatı Yusuf Alataş, temyiz için Yargıtay’a gideceklerini, buradan sonuç alınamaması halinde de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuracaklarını söylerken davayı izleyen AP üyesi DGM’ler için ”faşist mahkemeler” suçlaması yaptı.

Neden mahkum olmuşlardı?

Leyla Zana, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Salim Sadak, 17 Mart 1994 tarihinden bu yana cezaevinde bulunuyorlar. Dört eski milletvekili, terör örgütü PKK'nın lideri Abdullah Öcalan’dan aldıkları emir ve talimat doğrultusunda ülke içinde ve dışında yoğun bölücü faaliyetlerde bulundukları gerekçesiyle Türk Ceza Kanunu'nun ”yasadışı örgüt üyeliği” fiilini düzenleyen hükmüne göre 15 yıl ağır hapis cezasına çarptırılmışlardı. Leyla Zana, Orhan Doğan ve Hatip Dicle 4 Mart 1994 tarihinde gözaltına alınmış, 17 Mart 1994 tarihinde tutuklanarak Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi'ne konulmuşlardı. Selim Sadak ise 1 Temmuz 1994 tarihinde gözaltına alınmış ve 12 Temmuz 1994'de tutuklanmıştı.

“Yargılama siyasi”

Bugünkü duruşmayı Avrupa Parlamentosu’ndan yetkililerle Ankara’daki bazı yabancı ülkelerin diplomatik görevlileri de izledi. Sanık avukatı Yusuf Alataş, milletvekillerinin yargılanmalarının siyasi olduğunu tekrarladı.

Türkiye’yi ziyaret eden Avrupalı liderler söz konusu milletvekillerinin serbest bırakılmasını talep etmişler, bunun önemli bir jest olacağı mesajını vermişlerdi. Erdoğan hükümetiyse her seferinde mahkemelerin bağımsız olduğunu ısrarla vurgulamıştı.

"Bu bir Kürt meselesi"

Mahkeme sonucunun açıklanmasının ardından milletvekillerinin avukatı Yusuf Alataş, ellerinden gelen her şeyi yaptıklarını belirterek, davanın aslında bir Kürt meselesi olduğunu iddia etti.

Alataş, şunları söyledi: ”Uluslar arası bir mahkemenin vermiş olduğu bir karar var. Ve bu kararda 1994’deki yargılamanın adil olmadığı yazılı. Dolayısıyla verilen kararın adil olmadığı belli. Yeniden yargılamaya karar verirken dahi bu hükmü aynen geçerli, bağlayıcı ve kesin bir hüküm olarak kabul edildi. Birinci gününden itibaren müvekkillerimize hükümlü diye hitap ettiler. Mahkemeye çıkarken müvekkillerimizi mahkum edecekleri belliydi. Bize tanınan bütün imkanları kullanarak savunmamızı yerine getirmeye çalıştık. 13 aydır boşa çaba gösterdik. Cezaevinde bulunan milletvekillerimiz bu mahkemeye ve yargılamaya inançlarını tümüyle kaybettikleri için son üç duruşmaya katılmadılar.

“Hukuk için mücadele edeceğiz”

Davanın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nden döneceğini ileri süren Av. Alataş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeniden yargılanan milletvekilleri bir kez daha yargılama noktasına geleceklerdir. Her şeye rağmen bu yanlış, hata ve haksızlık Yargıtay’dan dönecektir. Milletvekillerimiz bir an önce tüm özgürlüklerine ve siyasi haklarına kavuşacaktır. Biz sonuna kadar her türlü hukuki yola başvurma konusunda kararlıyız. Bunu yaparken, dört kişinin özgürlüğü için mücadele etmeyeceğiz, aynı zamanda Türkiye hukuku ve demokrasisi için mücadele etmiş olacağız. Milletvekillerimizin cezaevinde bulunmalarının nedeni Kürt meselesidir. Bunu söylemekten korkmayalım ve altını çizelim. İdam cezası kalktı, özgürlükler genişliyor ama yargımız bir arpa boyu yol ilerlemiş değildir. "

Mahkemeye "faşist" suçlaması

Duruşmayı izleyen Avrupa Parlamentosu’nun İtalyan Milletvekili Lougi Vinci ise, milletvekillerini ”politik tutsak” olarak nitelendirdi, mahkeme için de ”Faşist mahkeme” suçlamasını yaptı. DGM önündeki açıklamasında Vinci, şöyle konuştu: ”Sorun burada bitmiyor. Demokrasi mücadelesi Türkiye’de de Avrupa’da da sürecektir. Biz Türkiye parlamentosundan ve hükümetinden bu utanç verici mahkemenin kaldırılmasını istiyoruz. Faşizmin bir mahkemesi olan bu mahkemeler hala devam ediyor. Politik tutsaklar için af istiyoruz. Türkiye AB’ye girmek istiyor. Sivil ve demokratik bir ülke olarak girmesi lazım. Biz bu yılın sonuna kadar objektif biçimde Türkiye’nin ilerlemeler yapıp yapmadığını gözlemleyeceğiz.”