120710 Dialog Anerkennung Religionsgemeinschaft Islam

Çok sayıda Müslüman'ın yaşadığı Almanya’da, okullardaki İslam din dersleri ve imam eğitimi gibi konularda ortak düzenlemelerin geçerli olması büyük önem taşıyor. Ancak resmi makamlara göre, Almanya'daki Müslümanlar bir birlik olarak temsil edilmediğinden bunu gerçekleştirmek oldukça zor. Başka ülkelerden gelen Müslümanlar farklı dilleri konuşuyor, İslam’ın farklı yönelimlerini benimsiyor, ayrıca farklı şekilde örgütleniyorlar. Yetkililer, bu durum devam ettikçe, Almanya’da Müslüman bir kuruluşun, kiliselere ya da “Yahudiler Merkez Konseyi”ne denk, tüzel bir kişilik olarak kabul edilmesinin zor olduğuna dikkat çekiyorlar.

DİTİB'in girişimi

Ancak yine de çatısı altında yaklaşık 900 Müslüman derneğini buluşturan, Almanya’nın en büyük Müslüman kuruluşu Diyanet İşleri Türk İslam Birliği DİTİB, Müslümanların yasalar önünde bir dini cemaat olarak kabul edilmesi için harekete geçti. DİTİB Diyalog Sorumlusu Bekir Alboğa, bunun şimdilik kiliseler ve Yahudiler Merkez Konseyi ile eşit tutulmak anlamına gelmediğini belirtirken, ilk hedeflerinin ‘dini cemaat' olarak tanınmak olduğunu söyledi. Balboğa, “Biz öncelikle bir dini cemaat olarak tanınmak istiyoruz. Gelecekte, tüm koşulları yerine getirdiğimizde, kamu hukukunun bir parçası olmak için başvuruda bulunabiliriz. Ancak şu anda yalnızca İslam din dersi verebilmek için, yalnızca dini cemaat olarak tanınmamız bize yeter" şeklinde konuştu.

Muhatap alınabilecek merci gerekliliğine vurgu

Alboğa, DİTİB’in İslam’ı, Türkiye’de olduğu gibi, demokrasi çerçevesinde temsil ettiğini, Alman yasalarına göre kurulmuş bir dernek ve ayrıca yaklaşık 1 milyon üyesinin de Alman vatandaşı olduğunu belirtiyor. Dernek, psikolojik danışmanlıktan, eğitime dek Almanya’da yaşayan Müslümanlar'ın pek çok sorunuyla ilgileniyor. Bekir Alboğa, tüm bu nedenlerden dolayı DİTİB’in Almanya'da dini bir cemaat olarak kabul edilebileceği ve kültürlerarası diyalogta muhatap alınabileceği görüşünde. Balboğa, “Bağlayıcı yöntemler belirleyebilmek ve anlaşmalar yapabilmek için mutlaka bir muhataba ihtiyaç var. Müslümanları temsilen muhatap alınabilecek bir mercii oluşturmak artık bir gereklilik haline geldi" dedi.

"Diğer kuruluşlarla işbirliği içindeyiz"

Peki DİTİB, diğer örgütlenmeleri devre dışı bırakmayı mı amaçlıyor? Alboğa, bu soruya “kesinlikle hayır” diye cevap veriyor. DİTİB’in ilk adımı atabileceğini, daha sonra diğer Müslüman sivil toplum kuruluşlarının da bu girişime destek verebileceğini şu sözlerle belirtiyor: “Örneğin, İslam teolojisi için bir müfredat oluşturmak istiyoruz ve bu süreçte diğer Müslüman örgütlerle de birlikte çalışmayı arzuluyoruz. Müslüman öğretmenlere görev verilmesi konusunu birlikte ele almak istiyoruz. Münster, Heidelberg, Tübingen üniversitelerinde İslam teolojisi bölümleri için oluşturulan komisyonda bir araya geliyoruz. Müslüman dernekleri arasında işbirliği sürdürülüyor.”

DİTİB’in önerisine şu ana kadar Müslüman olmayan kesimden herhangi bir tepki gelmedi. Alboğa ise umutlu konuşarak, bir İçişleri Bakanlığı yetkilisinin kendisine bu konuyu ele aldıklarına dair güvence verdiğini söyledi. Almanya’da Müslümanların bir dini cemaat olarak kabul edilmesi ise eyaletlerin yetki alanında.

Peter Philipp / Çeviri: Başak Özay

Editör: Hülya Köylü