'Dolandırıcılar Kralı'na 150 yıl hapis

New York’taki federal bölge yargıcı Denny Chin, Ponzi oyunuyla müşterilerini dolandıran 71 yaşındaki Madoff’un pişman olduğuna ilişkin savunmasını reddetti ve aralarında borsa dolandırıcılığı ve para aklamanın da bulunduğu 11 ayrı suçtan itham edilen sanığı, federal yasalar altında verilebilecek en büyük ceza olan 150 yıllık hapis cezasına mahkûm etti.

“Tarafsız konuşmak gerekirse, buradaki dolandırıcılık hayret vericiydi ve 20 yılı aşkın bir süreye yayıldı. Kendisine duyulan güvenin suiistimali çok büyüktü” diyen yargıç, Madoff’un işlediği suçu da “olağanüstü bir kötülük” olarak nitelendirdi.

Yargıcın mahkûmiyet kararı, 90 dakika süren ve 65 milyar dolarlık dolandırıcılığın kurbanları olan kişilerin, yargıçtan Madoff’a hiç bir şekilde acımamasını istedikleri duruşmanın ardından geldi ve mahkemeyi dolduran kişilerin alkışlarıyla karşılandı.

“Eziyet çekiyorum”

Duruşma sırasında Madoff da söz alarak müşterilerine verdiği zararı itiraf etti ve özür diledi. “Çok büyük acı ve ızdıraba yol açmaktan sorumluyum; bunu anlıyorum” diyen Madoff, “şu anda yarattığım tüm acılar ve sıkıntılar nedeniyle eziyet çekiyorum. Bazı kurbanlarımın da dediği gibi, aileme ve torunlarıma büyük bir utanç mirası bırakıyorum” şeklinde konuştu.

Mahkeme salonundaki kurbanlarına da direkt olarak seslenen Madoff, “şimdi size dönüp yüz yüze geleceğim. Özür dilerim. Biliyorum, bu size yardımcı olmuyor” dedi.

“Cezayı hak etti”

Savcılar, Wall Street tarihindeki en büyük sahtekârlıklardan birini gerçekleştirdiği gerekçesiyle, kendisi için iki kez müebbet hapis anlamına gelen ve verilebilecek azami ceza olan 150 yıl hapsi hak ettiğini belirtirlerken, Madoff’un avukatları, müvekkillerinin sadece 12 yıl hapis cezası alması gerektiğini savundular.

Federal bölge mahkemesindeki duruşma, Madoff’un dolandırdığı kişilerin, sahip oldukları tüm tasarruflarını nasıl kaybettiklerini, ayakta kalabilmek için nasıl birden fazla işte çalışmak zorunda kaldıklarını gözyaşları içinde dile getirdikleri açıklamalarla başladı.

New York belediyesi cezaevlerinden emekli olan polis memuru Dominic Ambrosino, ilk sözü aldı. Hayatı boyunca yaptığı tüm mali birikimi Madoff yüzünden kaybettiğini belirten Ambrosino, “Öylesine sıkı ve dürüst biçimde çalışmıştık ki, birileri bunu bize nasıl yapar?” diye sordu.

Madoff’un bir başka kurbanı olan Sharon Lissauer de, “Madoff, tüm hayatını hapishanede geçirmelidir. O kadar çok kişinin hayatını mahvetti ki! Benim ruhumu öldürdü, hayallerimi yıktı” dedi.

Madoff da bir insan!

Daha sonra söz alan Madoff'un avukatı Ira Lee Sorkin ise, savcılığın sanığı hakkında istediği 150 yıllık hapis cezasının “saçma” olduğunu savundu. “Madoff, çok kusurlu bir kişi, ama sonuçta o da bir insan” diyen Sorkin, “öç alma, cezanın amacı olmamalıdır” şeklinde konuştu. Sorkin, daha az hapis cezasıyla bile Madoff’un tüm hayatını cezaevinde geçirmeyi beklediğini de söyledi.

Ancak Madoff'a azami mahkûmiyet cezasını veren yargıç Chin, Madoff’un güçlü bir karaktere sahip olduğu ya da iyi işlerde bulunduğunu gösteren hiçbir mektubun Madoff adına, onun yakınları, dostları ya da aile fertleri tarafından sunulmadığına işaret etti.

Federal cezaevi yetkilileri, Madoff'un, mahkûmiyet cezasını nerede çekeceğine karar verinceye kadar Manhattan’ın güneyindeki Metropolitan hapis ve tutukevindeki hücresine geri gönderileceği belirtiliyor. Yargıç, Madoff’un ABD’nin kuzeydoğusunda bir bölgede yer alan hapishaneye konulacağını bildirdi.

Tarihinin en büyük dolandırıcılık davalarından

Amerikan tarihinin en büyük yolsuzluk olaylarından birine imza atan Madoff skandalı, ABD’de olduğu kadar dünyada da büyük mali kayıplara yol açmıştı. İngiltere’nin en büyük bankası HSBC, New Yorklu banker yüzünden 1 milyar dolar kaybedebileceğini açıklamıştı.

RBS de skandal nedeniyle hesaplarından 600 milyon doların kaybolabileceğini bildirmişti. Skandal kurbanı olabilecek diğer bankalar Fransız BNP Paribas ve Japon Nomura Holding olarak sıralanırken, İspanya’nın en büyük bankası Santander de, Madoff’un batık şirketine 3 milyar dolar yatırdığını açıklamıştı.

Sema Emiroğlu / New York

Editör: Meltem Karagöz