1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Arbeitslose

10 Mayıs 2010

54 yaşındaki Ellen Görner yaklaşık bir buçuk yıldır işsiz. Dresden çocuklarıyla birlikte oturuyor. Ama Ellen Görner eğer çalışma imkânı olacaksa, dünyanın öbür ucuna bile gitmeye hazır.

https://p.dw.com/p/MEyz

‘İşin ucunu bırakma, yılma!' sözü Ellen Görner’in yaşam felsefesini oluşturuyor. Görner’in Dresden’ın dışında, bir binanın altıncı katındaki üç odalı dairesi küçük ama tertipli. Düzgünce hazırlanmış kahvaltı masası, baba-anne-çocuktan oluşan klasik aile tablosuna uymayan aile bireylerini birbirine bağlıyor.

Ellen Görner’in beş çocuğundan üçü; ergenlik çağındaki iki oğlu ile 25 yaşındaki kızı Ulrike anneleriyle aynı çatı altında oturuyor. Ulrike’nin de Mauro adında, birinci sınıfa giden bir oğlu var. Yaklaşık 70 metrekarelik evde üç kuşak birarada yaşıyor. Ergenlik yaşındaki çocuklar meslek eğtimi alıyor, Ulrike ise hemşire olmak istiyor. Evde herkes kendi işiyle uğraşıyor.

Ellen Görner’in en büyük düşmanı, hayatının monotonluğu. Hiç bir şey yapmadan yaşamayı çok sıkıcı buluyor. Görner’in bütün gün boyunca uğraştığı işler arasında yerleri süpürmek, bulaşık yıkamak, televizyon seyretmek, elektronik postaları okumak bulunuyor. Internet üzerinden hâlâ çalışabileceği bir iş bulamamış olmaktan yakınıyor.

Gesichter Deutschlands Fragebogen ElGöF1
Fotoğraf: DW



Çocuklar işin yerini
tutmuyor

Saat öğlen onikiyi gösterdiğinde binanın yanındaki kilisenin çanları çalıyor. Ellen Görner’in torununu okuldan alması gerekiyor. Hızla bir sigara içtikten sonra okula gidiyor.

Okulun avlusunda beklerken, yanındaki su birikintisine yukarıdan bir portakal düşüyor; sonra onu bir diğeri izliyor. Okulun ikinci katındaki pencereden ise gülüşmeler duyuluyor. Üzerine sıçrayan çamurun ceketini kirletmesi Ellen Görner'i çileden çıkarıyor. ”Bizim zamanımızda böyle bir şey yapmak insanın aklına bile gelmezdi” diyor. Görner, torunu Mauro’nun yanına gelmesiyle, kızgınlığını unutuyor.

Ellen Görner’in küçük torunu Linus da, büyükannesinin yanında olmayı seviyor. 54 yaşındaki Görner belki de bir kreş açmayı düşünebilir mi? Görner, ‘hayır’ anlamında başını iki yana sallayarak, beş çocuk yetiştirdikten sonra sabrının tükendiğini söylüyor.

Demokratik Almanya – Küba – Almanya

Ellen Görner, ailesinin İkinci Dünya Savaşı sonrasında yerleşmek zorunda kaldığı Saksonya Eyaleti’nin Zwickau kentinde doğdu ve büyüdü. Görner’in ailesi, Südet Almanları’na, yani İkinci Dünya Savaşı öncesinde Çek topraklarında yaşayan Alman azınlığa mensuptu. 1945 yılından sonra Südet Almanları memleketlerinden sürüldü. Ellen Görner’in ailesi de Zwickau’ya yerleşti. Görner’in okulda dersleri çok iyiydi, hatta okulu sınıf ikincisi olarak bitirdi. Aslında yüksek öğrenim görebilecek kapasitedeydi.

Gesichter Deutschlands Porträt ElGöP2.jpg
Fotoğraf: DW

Ama o dönemde, Görner’in üniversitede okuyabilmesi için Zwickau’dan ayrılması gerekiyordu. Ellen Görner ise yaşadığı kentten ayrılmayı istemedi. Böylelikle önce bir kağıt fabrikasında, ardından da bir ekmek fabrikasında çalıştı. Görner, eski Demokratik Almanya dönemini özlemle hatırlıyor: ”Hepimizin işi vardı ve maaşlar da dolgundu. Her gün muz yiyemiyorduk, portakallar da Küba’dan geliyordu. Küba portakalı farklı, sadece suyu içiliyor. Ama yine de durumumuz iyiydi”.

Demokratik Almanya Cumhuriyeti’ne Küba’dan, portakalların yanı sıra misafir işçiler de geliyordu. Bu Kübalılardan birine âşık olan Görner, Berlin Duvarı’nın yıkılmasından kısa bir süre sonra onunla birlikte Küba’ya gitti. Ellen Görner, 1996 yılında Almanya’ya döndüğünde ise tam anlamıyla bir kültür şoku yaşadı. Zira eski Demokratik Almanya’nın sanayi kentlerinden biri olan Zwickau’da hayat adeta durmuştu. Aralarında Ellen’ın zamanında çalıştığı ekmek fabrikasının da bulunduğu, bütün işletmeler kapanmıştı.

Buna rağmen, Ellen Görner yılmadı. Bilgisayar kurslarına gidip, kendini geliştirerek, farklı işlerde çalıştı. Önce duyma engelliler için bir yurtta, ardından Kanarya Adalarından Lanzarote’de iş buldu. Avrupa’nın bütünleştiği bir dönemde, Görner’in İspanyolca bilmesi işine yaradı. Federal İstihdam Dairesi, Kanarya Adaları’na gidebilmesi için Görner’in uçak biletini ödedi. Orada aşçılık yaptı, lüks bir otelin resepsiyonunda ve bir güvenlik firmasında çalıştı. Dünyayı sarsan ekonomik krizin ardından da işsiz kaldı. Ellen Görner şimdi eski model dizüstü bilgisayarı ile Dresden’da iş arıyor.

Umudu kaybetmemek

Öğle yemeğinde patates püresi ve hazır balık köftesi var. Günün yarısı geçtiği için Ellen Görner şükrediyor. Posta kutusuna bakmaya gidiyor. Ama ne yazık ki, yine mektup yok. İş bulma bürolarına başvuran Ellen Görner, bir güvenlik firmasına görüşmeye gitmiş. Görner, Dresden müzelerinden birinde güvenlik görevlisi olarak çalışmak istediğini belirtiyor.

Ellen Görner, kısa bir süre önce Avusturya’nın Tirol Eyaleti’nde bir otelde resepsiyon görevlisi arandığına dair bir ilân görmüş. Hemen başvurmuş, fakat önce yaşını sormuşlar. Görner, Saksonya şivesi ile ”evet, artık o kadar taze değilim, 54 yaşındayım” diyor. Ona kibarca bağlantıda kalacaklarını söylemişler, ama aradan epey zaman geçmiş.

54 yaşındaki Ellen Görner yılmıyor. ”Benim için sosyal yardımla yaşamaktan daha gurur kırıcı bir şey olamaz” derken, gözleri yaşarıyor.

Soru: Ellen Görner’in becerilerine sahip biri nasıl olur da, iş bulamaz?


© Deutsche Welle Türkçe

Anastassia Boutsko / Çeviri: Jülide Danışman

Editör: Ahmet Günaltay