1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Dubai'nin krizle mücadelesi

14 Aralık 2009

Zor durumdaki Dubai yönetimi, komşu emirlik Abu Dabi’den 10 milyar dolar kredi aldı. 10 milyar doların 4,1 milyar dolarlık kısmı, Dubai World'un emlak bölümü olan Nakheel şirketinin vadesi gelen borcu için kullanılacak.

https://p.dw.com/p/L24D
Fotoğraf: AP Graphics

İhtişamlı ve lüks otelleriyle, dünyanın önde gelen zenginleri ve turistler için bir çekim merkezi olan Dubai, son haftalarda yaşadığı mali krizle gündemde. Toplam 80 milyar dolar borcu bulunan Dubai'de yaşananlar, uluslararası finans kuruluşları tarafından da yakından izleniyor.

Abu Dabi’nin 1970’li yılların başında, yoksul yedi emirliği bir araya getirip, bir devlet altında toplaması büyük bir cömertlikti. Bu büyük ihsan, şu an mali açıdan zor durumdaki Dubai'nin ayakta kalabilmesine yaradı.

Dubai yönetimi Abu Dabi'den 10 milyar dolar kredi aldığını açıkladı. Bu parayla, Nakheel firmasının vadesi geçmiş 4 milyar 100 milyon dolarlık borcu ödenecek. Nakheel, devlet destekli Dubai World adlı zor durumdaki şirketin bir yan kuruluşu.

Abu Dabi endişeli

Mali desteğin geri kalan kısmı ise alacaklılarla ödeme sürelerinin uzatılması konusunda müzakere edilmesi koşuluyla, Dubai World’un kullanımına sunulacak. Her şey şirketin tekrar düze çıkabilmesini sağlayabilmek için yapılıyor ancak Dubai World’ün Kasım ayında tecil talebinde bulunduğu geri kalan 22 milyar dolarlık borcun nasıl ödeneceği ise açık değil.

Abu Dabi, geçen haftalarda, Dubai için açık çek tanzim etmeyi düşünmediğini ima etmişti. Ancak şimdi kredi verdi çünkü Abu Dabi, Dubai'deki borç krizinin tüm bölgeye zarar vermesinden endişe ediyor. Kredi derecelendirme kuruluşları, geçen haftalarda, Abu Dabi’deki kamu şirketlerinin de derecesini düşürdü. Söz konusu şirketler artık sadece, çok kötü koşullar söz konusu olduğunda kredi alabilecekler. Blog yazarı Ahmet El Attar, Dubai’nin yaşadığı zorlukların, Abu Dabi’de nasıl değerlendirildiği konusunda şunları söylüyor:

“Her şeyin bu kadar kötü gitmesine göz yumulduğu için hayal kırıklığı var. Ancak aynı zamanda bizim bir ülke olduğumuz, Dubai’nin iflas etmesine izin vermeyeceğimiz, Dubai’nin ününün lekelenmesini önlemek için her şeyi yapacağımız bilinci de mevcut. Ayrıca kardeş emirliklerimizi krizi bir şans olarak görüp, kendilerini iyileştirmeleri ve böyle bir şeyin tekrar olmaması için çaba göstermeleri konusunda cesaretlendireceğiz.“

Siyasi bedel ödenecek mi?

Tabii ki Dubai’nin bu yaşananlardan sonra siyasi arenada da bazı bedeller ödememesi pek olası değil. Muhtemelen, eskiye kıyasla çok fazla serbest hareket edilemeyecektir. Bundan böyle Abu Dabi, her zaman kararlarda bir parça söz sahibi olacaktır.

Alman özel sektörünün Dubai temsilcisi Peter Göpfrich, stratejik açıdan önemli konumu ve mükemmel altyapısı nedeniyle Dubai’nin geleceğinin iyi göründüğüne inanıyor:

“Bu tek taraflı gayrimenkul takıntısından vazgeçebilirse, aslında Dubai tüm koşullara sahip. - Biraz da emirlik başkenti Abu Dabi’nin kontrolü altında- belirli bir seviyede, hatta yüksek bir seviyede varlığını sürdürme ve ticaret yapma şansına da sahip.“

Yeni iflas yasası isteği

Dubai, şimdi Amerika ve İngiltere’yi örnek alarak, yeni bir iflas yasası çıkarmak istiyor. Bu yasa, Dubai World’un iflas talebinde bulunmasına izin verirken, alacaklılarla yürütülen kredi vadelerini uzatma müzakerelerinin de başarısızlıkla sonuçlanmasına yol açabilir.

Öyle görünüyor ki, Dubai’de karar verici konumdakiler, geçen haftanın halkla ilişkiler hezimetinden ders çıkardılar. Yönetimin son açıklamalarında şeffaflıktan söz ediliyor ve uluslararası piyasalarda kabul gören biçimde hareket edileceği belirtiliyor. Bu da Dubai'nin güçlü ve canlı bir finans merkezi olduğu ve öyle de kalacağı mesajı anlamına geliyor.

© Deutsche Welle Türkçe


Carsten Kühntopp / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Beklan Kulaksızoğlu