1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ekonomik kriz, IMF için dönüm noktası oldu

20 Nisan 2010

Dünya Bankası ve IMF, 24-25 Nisan tarihleri arasında yapılacak ortak bahar toplantıları öncesinde yeni bir dönüm noktası yaşıyor. Son yıllarda kan kaybeden iki kuruluş, mali ve ekonomik kriz sonrası yeniden önem kazandı.

https://p.dw.com/p/N0WB
Fotoğraf: DW

Dünya Bankası daha iki yıl önce işlevinin ne olduğu konusunda bir tür kimlik krizine girmişti. Dünyada yoksullukla mücadele misyonuna sahip Washington merkezli kuruluş için artık yapacak fazla bir şey kalmamış gibi görünüyordu. Çin Afrika’ya yatırım yapıyor, pek çok Asya ülkesi kalkınmanın eşiğindeki ülke statüsüne kavuşuyor, Latin Amerika kendi kalkınma bankasını kuruyordu. Ancak ekonomik kriz kalkınmakta olan ülkeleri sanayi ülkelerinden daha fazla etkiledi ve durum değişti. Dünya Bankası'na kredi başvuruları rekor düzeye fırladı. Banka, geçtiğimiz 18 ay içinde yaklaşık 100 milyar dolar kredi verdi. En yoksul ülkelerin aldığı kredi miktarı krizle birlikte 12 milyar dolardan 21 milyar dolara yükseldi.

Uluslararası Para Fonu da kriz fonunu yaklaşık 10 kat artırarak 50 milyardan 550 milyar dolara çıkardı. G20 ülkelerinin geçen yıl Londra’da kararlaştırdıkları kriz fonuna, artık Çin, Hindistan, Brezilya ve Rusya gibi kalkınmanın eşiğindeki 13 büyük ülke de katkı yapacak.

Asya krizi sonrası IMF

Borç krizindeki AB üyesi Yunanistan için de Uluslararası Para Fonu'nun yardımı öngörülüyor. IMF'nin Avrupa ülkelerine yardım etmesi alışılmadık bir durum değil. 2008 yılından bu yana aralarında Macaristan ve Romanya'nın da bulunduğu dokuz Avrupa ülkesi Washington merkezli kuruluştan yardım aldı. 1998'deki Asya krizinde büyük itibar kaybına uğrayan Uluslararası Para Fonu, kredi kaynağı ve danışman olarak yeniden revaçta. Fon’un sermaye piyasası bölümü başkanı Jose Vinals, İstanbul’daki sonbahar toplantılarında, "İyileşme yolundayız ancak bu, risklerin ortadan kalktığı anlamına gelmez" diye konuşmuştu.

Tam aksine yeni riskler ortaya çıkıyor. Uluslararası Para Fonu’na bel bağlayan ve yeterince kontrol edilmeyen ülkelerin sayısı arttıkça, bütçe disiplininin gevşemesi, savurganlık ve yeni spekülasyon balonları oluşması riski de büyüyor. Almanya Merkez Bankası Başkanı Axel Weber, İstanbul’da "Çıkış stratejilerinden bahsediyorsak, tabii ki şu an görünen Uluslararası Para Fonu önlemleri de buna dâhil edilmeli. Şayet, mali politikalar, para politikaları konsolidasyona doğru gidiyorsa, Uluslararası Para Fonu'nun tabii ki büyük kaynak artırımlarını ve harcama programlarını gözden geçirmesi gerekir. Yani Uluslararası Para Fonu, kriz döneminde çözümün bir parçasıdır. Dolayısıyla krizden çıkış stratejilerinin de bir parçası olmalı" açıklamasını yapmıştı.

Piyasaların düzenlenmesi tartışılacak

Gelecekte finans piyasalarının nasıl düzenlenmesi gerektiği ve Uluslararası Para Fonu’nun ne tür bir rol üstleneceği soruları hâlâ yanıtsız. Uluslararası Para Fonu Başkanı Dominique Strauss Kahn, Washington’daki bahar toplantılarında bu soruların masaya yatırılacağını kaydetti. Strauss-Kahn, "İlkbaharda bu konuda bir rapor sunacağız ancak bu teknik açıdan oldukça karmaşık bir konu. Ancak şu çok açık: Finans sisteminin bu kadar riskli olduğu, bazı kişilerin, bedelini vergi mükelleflerinin ödemek zorunda kaldığı riskler aldığı bir sistemle daha fazla yola devam edemeyiz" ifadelerini kullandı.

Uluslararası Para Fonu Başkanı Dominique Strauss-Kahn
Uluslararası Para Fonu Başkanı Dominique Strauss-KahnFotoğraf: picture alliance / dpa
Almanya Merkez Bankası Başkanı Axel Weber
Almanya Merkez Bankası Başkanı Axel WeberFotoğraf: AP

© Deutsche Welle Türkçe

Rolf Wenkel / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Beklan Kulaksızoğlu