Tatmotiv Hass - Der Fall Marwa El-Sherbini
27 Ekim 2009
2008 yılı Ağustos ayında Dresden kentindeki bir eczanede çalışan Mısırlı Merve El Şerbini ile Rusya’dan Almanya’ya göç etmiş olan Alman kökenli Alexander W., kentteki bir çocuk bahçesinde karşılaşır.
Başörtülü olan El Şerbini, oğluna salıncakta yer vermesi için Alexander W.'ye ricada bulunur. Bunun üzerine Alexander W., El Şerbini’ye “İslamcı”, "şıllık" ve “terörist” diye bağırır ve ağıla alınmayacak aşağılayıcı hakaret dolu sözler kullanır. Bunun üzerine El Şerbini bu kişiyi mahkemeye verir. Dresden Eyalet Mahkemesi, 29 yaşındaki Alman kökenli Rusya vatandaşı Alexander W.’yi 780 Euro para cezasına çarptırır. Ancak Savcılık, verilen cezanın hafif olduğu, ayrıca sanığın yaptığından pişmanlık duymadığı gerekçesiyle bir üst mahkemeye gider. Dresden Savcılığı’ndan Christian Avenarius, o zamanki davanın gidişatına ilişkin yaptığı açıklamada, bu aşamada sanıkta şiddet eğilimi yönünde işaret almadıklarına dikkat çekiyor:
“Burada söz konusu olan yabancı düşmanı eğilimlerle işlenmiş, bir tahkir suçu olsa da -aslına bakarsanız- sıradan denebilecek bir olaydı. Dosyalardan elde ettiğimiz bilgilerde bu adamın saldırgan olabileceği, hatta daha ileri giderek, davacıya saldırabileceğine ilişkin hiçbir işaret bulunmuyordu.”
Mahkeme salonunda cinayet
Ne var ki tam da bu olasılık dışı denilen şey oldu. Merve El Şermini, bir üst mahkemede tanık ifadesini tamamladıktan sonra durum gerginleşti. Rusya Almanı Alexander W., mahkeme salonunda Mısırlı kadının üzerine atılarak, 30 saniye içinde 18 bıçak darbesi indirdi ve “senin yaşamaya hakkın yok” diye bağırdı. Olay sırasında üç aylık hamile olan Merve El Şerbini, salonda bulunan üç yaşındaki oğlu ile kocasının gözleri önünde öldürüldü. Bu arada kadına yardım etmek isteyen kocası da hayati tehlike arz edecek biçimde ağır yaralandı, ayrıca yanlışlıkla bir polis memurunun kurşununa da hedef oldu.
Yabancı düşmanı sebeplerle işlendiği tahmin edilen, kin ve nefretle işlenmiş bu cinayet toplumda büyük infial uyandırdı. Dresden İslam Merkezi’nden Ahmet Aslavi şunları söylüyor:
“Biz, Merve El Şerbini’nin alçakça bir cinayete kurban gitmesinden dolayı büyük öfke içindeyiz. Bu olay bizi derinden etkilemiştir. Gelecekte de böyle tehditkâr bir durumla karşılaşmaktan endişe ediyoruz.”
Müslümanlar arasında endişe
Almanya’da çok sayıda Müslüman kadın, başörtüsü taktığı ya da kapalı giyinmeyi tercih ettiği için düşmanca tavırlara ve ayrımcılığa maruz kaldığını düşünüyor. Almanya’da yaşayan yabancı kökenli kadınların bu korkularını gidermek için farklı girişimler uygulamaya konuyor. Bu hedefe yönelik olarak belediyeler nezdinde, yabancı meclislerinde ve ayrımcılıkla ile mücadele merkezlerinde halk bu duruma karşı sesini yükseltmesi için cesaretlendiriliyor. Dresden Büyükşehir Belediye Başkanı Helma Orosz şunları söylüyor:
“Biz tabii insanların tepki vermesini sağladıktan sonra, eleştirilere de maruz kaldık. Gittiğimiz her yerde bu konuları açtık ve meselenin çerçevesini daha da genişlettik. Sadece konutlarda değil, doğrudan bu tür muamelelere maruz kalanlarla, girişim grupları ile Yabancı Meclisleri’ne bağlı derneklerle, birçok bağımsız grupla ve tabii halkla da bu konuları konuştuk.”
Dresden’deki Müslümanlar, kent yönetiminin girişimlerini beklemeden kentte şimdiden bir Kültür Merkezi kurdular. Cinayete kurban giden Merve El Şerbini anısına kurulan merkezin bir anma ve buluşma yeri olması hedefleniyor.
Sonila Sand / Çeviren: Çelik Akpınar
Editör: Ahmet Günaltay