1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

160609 Elektroauto Entwicklung

17 Eylül 2009

Çevre dostu elektrikle çalışan otomobiller, otomotiv endüstrisinin geleceği olarak görülüyor. İklim değişikliğine neden olan zararlı gazlar çıkarmayan araçlar benzinle çalışan otomobillere göre daha sessizler.

https://p.dw.com/p/JiMn
Fotoğraf: picture alliance/dpa

Doğal enerji kaynaklarının sınırlı olması, iklim değişikliği ve gürültü gibi nedenlerden dolayı, elektrikle çalışan otomobillerin kullanımı tüm dünyada teşvik ediliyor. Zira bu otomobiller çevre dostu oldukları gibi oldukça da sessizler. Alman Frauenhofer Enstitüsü’nden enerji ekonomisi uzmanı Martin Wietschel’e göre bu araçların sessiz olması büyük şehirlerde yaşayan insanlar için büyük bir avantaj. Uzman, “halk, trafik gürültüsünün sıkıntısını çekiyor. Elektrikle çalışan otomobilleri kullananlara ya da iki zamanlı motorların yasaklandığı Çin’deki şehirlerde yaşayan insanlara sorduğunuzda hep aynı yanıtı alıyorsunuz: “Ne kadar da sessiz…”" diyor.

Elektromobilität: Elektroauto "Mini E" von BMW
Fotoğraf: picture-alliance / dpa

15-20 yıl süre veriliyor

Elektrikle çalışan otomobillerin, klasik otomobillerin yerini alması ve daha yaygın bir tüketici kitlesin ulaşmasının en az 15-20 yıl sürebileceği belirtiliyor. Alman Federal Hükümeti ise hedeflerinde iddialı; Federal Hükümet 2020 yılına kadar 1 milyon elektrikle çalışan otomobilin trafiğe çıkmasını planlıyor. Oysa istatistikler bu hedefe ulaşmanın zorluğunu gözler önüne seriyor, zira bugün Almanya’da 41 milyon binek araç var, bunlardan yalnızca 1000 adedi elektrikle çalışıyor.

Alman hükümetinin 1 milyon elektrikle çalışan araç hedefine ulaşılması ancak devlet teşviki ile mümkün. Federal Hükümet de şimdiden, sanayi, akademi dünyası ve siyasetin işbirliği içinde çalışabilmesi için 2015 yılına kadar “700 milyon euro” teşvik vermeye hazır olduğunu açıkladı.

Benzin isatsyonu yerine şarj sistemleri

Ne var ki çevre dostu bu otomobillerin trafiğe çıkabilmesi için başka sorunların da çözülmesi gerekiyor. Bunlardan en önemlisi bataryalar. Mitsubishi tarafından üretilen ve Japonya'da satışa çıkan küçük elektrikli otomobiller, bataryaları tam dolu olduğunda ancak 160 km yol alabiliyor. Bataryaların yeniden şarj edilmesi ise 7 saat sürüyor. Dolayısıyla ödenebilir fiyatlarda, daha güçlü bataryalara ihtiyaç var. Sorunlardan biri de bu bataryaların şarj edilmesi. Almanya’nın en büyük enerji şirketlerinden RWE’den Carolin Reichert, teknolojik gelişmeler sayesinde gelecekte bu araçların 20 dakikada şarj edilmesinin mümkün olacağını söylüyor, ancak bu elektriğin evlerde kullanılan elektrikten daha yüksek voltajlı olacağını da sözlerine ekliyor. Peki, bu araçlar evde şarj edilemezse, nerede şarj edilecek? Reichert, şöyle yanıt veriyor: “enerji bakımından düşünüldüğünde, geniş alanlara yayılan şarş olanaklarının yaratılması gerekiyor. Müşteriler elektrikli otomobilleri ancak, uygun şarj olanağı olduğunda kabul edecektir.”

Elektroauto.jpg
Fotoğraf: Henrik Böhme/DW

Elektirk şirketi RWE, bu nedenle park yeri işletmecilileri ile işbirliğine gitmeyi planlıyor. Kısa bir süre içinde Berlin'de 20 park yerine, elektrikli otomobillerin şarj edilebileceği sistemler yerleştirilecek.

Ekoloji ile ekonomi buluşmalı

Elektrikli araçların yaygınlaşması ve şarjı dışında, fiyatlarının yüksek olması da müşterileri ürküten bir sorun. Örneğin, Mitsubishi’nin piyasaya sürdüğü elektrikli otomobilin fiyatı 34 bin euro, yani normal araçların fiyatının neredeyse iki katı. Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı’ndan Wolf-Dieter Lukas, müşterilerin yalnızca çevre dostu oldukları için bu araçlara bu kadar yüksek bir fiyat ödemeye yanaşmayacağını belirtiyor. Uzman, “ekoloji ile ekonomiyi buluşturmak zorundayız. Bu araçlar, hesaplı da olmalı" diyor.


Andreas Becker / Çeviri: Başak Özay

Editör: Ayhan Şimşek