1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“En Alttakiler“in sırası değişti

Baha Güngör / DW18 Ekim 2005

Alman yazar Günter Wallraff’ın Türk işçi kılığına girerek yaşadıklarını yazdığı “En Alttakiler“ kitabının yayınlanmasının üzerinden 20 yıl geçti. DW Türkçe Servisi’nden Baha Güngör’ün sorularını yanıtlayan Wallraff, Almanya’da artık en alttakilerin daha çok Doğu Avrupalı işçiler olduğunu söyledi...

https://p.dw.com/p/AaUd
En Alttakiler kitabının ünlü yazarı Günter Wallraff...
En Alttakiler kitabının ünlü yazarı Günter Wallraff...Fotoğraf: dpa

Günter Wallraf, Ali Levent takma adıyla Türk kılığına girip kömür fabrikasında ve diğer pekçok işte çalışarak, Almanya’daki Türkler’in dramını “En Alttakiler“ adlı kitabında anlatmıştı. Wallraff bu kitapla Almanya’da üzerinde en çok konuşulan yazarlardan biri haline gelmiş, kitap okuma alışkanlığı olmayan kesimlerden insanlar bile En Alttakiler’i satın alabilmek için kitapçıları doldurmuştu. Peki kitabın yayınlanmasından 20 yıl sonra Almanya’daki Türkler’in durumu nasıl, iyileşti mi yoksa daha mı kötüye gitti? Wallraff bu soruyu şöyle yanıtlıyor:

“Toplumun geneline bakıldığında yabancılaşmanın hafiflediğini söyleyebiliriz, ama şunu da maalesef söylemeliyiz ki, küreselleşme ve sosyal hizmetlerin gerilemesi ışığında ülke çapında durum daha da kötüleşti. Bu durumdan artık Türkler’den çok Doğu Avrupalı işçiler etkileniyor. Yani Rumenler, Polonyalılar, Ruslar, ya da uzun süredir işsiz olan Doğu Almanlar. O dönemde Türk işçiler saatte 6-8 mark alırken, bugün Doğu Avrupalılar aynı işi 2 euroya yapıyorlar. Kaçak, hiçbir hukuki hakkı bulunmayan insanların sömürüldükleri bir modern kölecilik sistemi yaşıyoruz.“

Hükümet binalarında kaçak işçiler

Günter Wallraff, başkentin Bonn’dan Berlin’e taşınması sırasında yeni hükümet binalarının inşasında çalışan işçilerin yarısından çoğunun kaçak ya da yarı kaçak çalıştıklarına dikkat çekiyor. Almanya’nın bir göç ülkesi olup olmadığı konusunda yıllar boyunca yaşanan tartışmaları hatırlatan Wallraff, Alman toplumunun bu soruya yanıt verecek bilince hala ulaşmadığını söylüyor:

“Korkarım ki, Alman halkının çoğu hala durumun farkında değil, önyargılara sahip olduklarının bilincinde değil. Halbuki göç onların hayatta kalma yolu. Muhafazakarların da bunu artık kafalarına sokmaları gerek. Göç olmadan Almanlar’ın nesli tükenmeye mahkum. Çocuk düşmanlığı yüzünden, yabancıları aralarına almaya hazır olmadıklarından, kendi başlarına daha iyi olduklarını düşündüklerinden... Durum böyle olduğu sürece toplum durgunluğa saplanır, felç olur, geriye gider…“

Medyanın rolü

Günter Wallraff kamuoyuna yansıyan yabancı imajında büyük medyanın önemli rolü olduğuna dikkat çekiyor. Göçün iyi yanlarının çoğunlukta olduğunu, ama buna rağmen büyük medyada sadece olumsuzluklara, negatif haberlere yer verildiğini, sorunlu göçmen grupların öne çıkarıldığını belirten yazar, olumlu haberlere ise olur da yer verilirse, sadece kıyıda köşede rastlandığını kaydediyor. Wallraff, bu şartlar altında mevcut entegrasyon tartışmalarına ise eleştirel bakıyor:

“Bu noktada Alman toplumu „Nerede yanlış yaptık“ diye kendine sormalı. Zamanında sadece iş gücüne ihtiyaçları vardı, bunun için gerekli entegrasyonu düşünmediler bile. Şimdi burada uzun yıllar yaşamış, bazıları çalışırken sağlığını kaybetmiş olan yaşlı insanlardan Alman dilini bildiğini kanıtlaması talep ediliyor. Bunu İçişleri Bakanı bizzat yapıyorsa, bu talebi anlamak mümkün değil. Göçmenler ilk geldiğinde toplum bunu yapmalıydı. İsveç’teki gibi çalışma saatlerine kadar yayılan dil kurslarıyla. Şimdi neden sonra kalkıp göçmene Almanca bilgisini sormak, bu şekilde entegrasyon sağlanamaz.“

El Alttakiler kitabı

İkinci Dünya Savaşı’nın üzerinden 40 yıl geçtikten sonra yayınlanan kitap, Alman toplumunun yabancılara bakışı ile ilgili çarpıcı veriler sunmuş ve Almanya’da adeta şok yaratmıştı. O sıralar savaş sonrası dönemin en çok satan kitabı sıfatını kazanan En Alttakiler’in yayınlanmasının üzerinden tam 20 yıl geçti. Türkler’in Alman toplumuna entegrasyonu ile ilgili tartışmalar ise artarak sürüyor.