1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“Kendi kendini yok ediyor”

27 Aralık 2013

DW Türkçe Yayınlar Sorumlusu Baha Güngör, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın yolsuzluk ve rüşvet skandalında takındığı tavırla kendi kendine zarar verdiği yorumunda bulunuyor:

https://p.dw.com/p/1Ahci
Fotoğraf: DOMINIQUE FAGET/AFP/Getty Images

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan yıl sonunda hükümetinin bilançosunu muhtemelen farklı bir şekilde tahayyül etmişti. İmrenilecek ekonomik büyüme oranları, sağlam bir Türk lirası ve giderek artan önemde bir bölgesel güç rolü… Şu anki soru ise artık Erdoğan'ın istifa edip etmeyeceğinden ziyade, paraşütün ipini ne zaman çekeceği.

AKP lideri TBMM'de rahat bir çoğunluğa sahip ve 2002'deki ilk seçim zaferinden bu yana ülkeyi neredeyse hiçbir direnç görmeden ve ciddiye alınacak bir muhalefet olmadan istediği gibi yönetti. Ama Erdoğan tek başına iktidar olan herkesin düştüğü hataya düştü ve kendisini hatasız ve mükemmel sandı. Aldığı kararlara, politikalarına yönelik eleştirilere karşı sabrı giderek azaldı, kendisinden farklı düşünen gazeteci, aydın ve siyasetçileri hapse attırdı. Ordunun eski üst düzey yönetiminin büyük bölümü bile tutuklandı, darbe hazırlığı iddialarıyla uzun süreli hapis cezalarına çarptırıldı.

Erdoğan yurtiçi ve yurtdışındaki başarı dalgasını arkasına alarak büyük bir siyasî önder olma yönünde ileleyeceğine, yaz aylarında kendi kendini yok etmeye başladı. Gezi olayları sırasında Taksim'deki yapılaşma planlarına karşı çıkan demokratik güçler ve sivil toplum örgütleri ile yaşadığı çatışma, kendisinin ve polisin göstericilere karşı takındığı insanlık dışı sert tutum, Erdoğan'ın sinirlerinin çoktan gevşemeye başladığının göstergesiydi.

DW Türkçe Yayınlar Sorumlusu Baha Güngör
DW Türkçe Yayınlar Sorumlusu Baha GüngörFotoğraf: DW

"Sinirler tamamen iflas etti"

Şimdi 90 yıllık Cumhuriyet tarihinde eşi görülmemiş yolsuzluk batağının polis ve yargı tarafından ortaya çıkarılması sürecinde ise sinirleri tamamen iflas etmiş görünüyor. Soruşturmadaki inanılmaz iddiaların kendi kişisel ve özel çevresine kadar ulaşmasının ardından Erdoğan durumu kurtarmak için öne doğru hamle yaptı. Ancak 26 üyeli kabinede 10 bakanı değiştirmesi gidişatı değiştiremedi. Türk lirası Amerikan Doları ve Euro karşısında rekor seviyelere düştü, Adli Kolluk Yönetmeliğinde yaptırdığı değişikliklerin Danıştay'dan dönmesi son darbe oldu.

Ancak Erdoğan kendini dev aynasında görmenin kurbanı olur ve iktidardan devrilirse alternatifleri de Türkiye için iyi olmayacaktır. Ülkede ikna edici, güçlü bir siyasî muhalefet yok. Erdoğan'ın en güçlü rakibi Fethullah Gülen'in ise gerçek hedefleri, aynı bir zamanlar Erdoğan'ınkiler gibi belirsiz. Bir şeriat devleti mi ya da gerçekten de din ile demokrasinin birbirini çok iyi tamamladığını kanıtlayan diğer Müslüman ülkeler ve topluluklara model oluşturacak bir Türkiye mi?

Siyaset de genelde gerçek hayat gibidir. Bir insan ya da hayvan bataklığa düştüyse asla kurtulmak için çırpınmaya çalışmamalıdır. Aksi takdirde daha da batar ve onu kurtarmak giderek daha da zorlaşır. Erdoğan aylardır çırpınıyor. Kurtarılması ve dolayısıyla koltuğunu koruması da giderek güçleşiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Yorum: Baha Güngör

Editör: Beklan Kulaksızoğlu