1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“Erdoğan hukuku işliyor”

20 Mayıs 2016

AKP'nin yeni genel başkanı ve müstakbel başbakan Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım. Muhalefet ise yeni başbakanı ve hükümeti de belirleyecek kongre sürecinin ‘hukukun üstünlüğü’ ilkesine ters düştüğü görüşünde.

https://p.dw.com/p/1Iqwd
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Fotoğraf: Getty Images

Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ı 22 Mayıs’taki AKP olağanüstü kongresinde Türkiye’nin yeni başbakanı olarak ilan edecek siyasi süreç hızlandı. Ancak muhalefet bu sürecin hukuk dışı olduğu ve AKP’de 'Erdoğan hukuku'nun işlediği konusunda birleşiyor. AKP cephesi ise Yıldırım’ın ‘atanmış bir başbakan’ olmasının doğal karşılanmasında ısrarcı.

Ahmet Davutoğlu’nun 20 aydır yürüttüğü başbakanlık görevini bırakacağını açıklamasının ardından Ankara’da hız kazanan siyasi hareketlilik 22 Mayıs’ta gerçekleştirilecek AKP olağanüstü kongresi ile çok daha yeni bir boyut kazanacak. Davutoğlu’nun açıklamalarının ardından AKP’de beklenen siyasi gelişmeler yaşandı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a en yakın isimlerin başında gelen Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın AKP’nin yeni genel başkan adayı olduğu açıklandı.

Yıldırım’ın genel başkanlığı 22 Mayıs’taki olağanüstü kongrede yapılacak oylamayla tescillenmiş olacak. Kongreye tek adayla giden AKP, Yıldırım’ın genel başkanlığını ilan ettikten sonra yine dikkatlerin odağındaki parti olacak. Kongrede sadece genel başkan değil partinin en kritik organı olan Merkez Karar Yürütme Kurulu da (MKYK) yenilecek. Bu yenilenmenin de AKP’de tıpkı Yıldırım’ın genel başkanlığı gibi bir çeşit “Erdoğan’ın güç tazelemesi” olacağı belirtiliyor.

AKP’de her ne kadar Yıldırım’ın adaylığının da yeni MKYK’nın da parti içi demokratik ve hukuki kuralların işletilerek gerçekleştirildiği söylense de muhalefet cephesinden AKP’de olanlara büyük tepki var. Peki Türkiye’nin yeni başbakanının ve kabinesinin şekillenmesiyle sonuçlanacak AKP kongresi ne kadar hukuki? Kongre sürecini Erdoğan mı yönlendiriyor? Partili bir cumhurbaşkanının istediği zaman iktidardaki partide yönetim değişikliğine gidilmesi ne kadar demokratik?

“Erdoğan’ı halk seçti, karışır”

DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Meclis Adalet Komisyonu Başkanı ve AKP’nin önde gelen hukukçu milletvekillerinden Ahmet İyimaya, kongre sürecinin hukuki açıdan tartışılmasını ‘çatışmacı mantığın’ devrede olmasına bağlıyor. İyimaya’ya göre muhalefet cephesi, Erdoğan’ın AKP’nin genel başkan adayını belirlemesini ya da bu sürece müdahale etmesini tepkiyle karşılıyor. “Oysa biraz realist olunsa, Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçildiği ve Cumhurbaşkanı'nın bir AKP’li olduğu dikkate alınsa hukuki çelişkilerden kurtulmak mümkün olur” diyen İyimaya, “Mevcut fiili durumu legalize edecek olan da Anayasa değişikliğidir ki, o da Türkiye’nin gündemine önümüzdeki dönemde damgasını vuracak” görüşünü savunuyor. İyimaya, kongre sürecine yapılan eleştirilerin çoğunun yerinde görülebileceğini ancak bu yerindeliğin ‘fiili duruma göre’ yeniden ele alınması gerektiğinin mutlaka şart olduğunu düşünüyor. İyimaya, şöyle konuştu:

“Parlamenter sistemde cumhurbaşkanları bir partiden çıkmışsa sonradan o partideki değişikliklere müdahale edemez ancak şu an yaşadığımız bir gerçek var. O da; cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmiş olmasıdır. Erdoğan’ın seçilmesiyle birlikte hükümet sistemi evrilmiştir. Yaşanan dönüşümün tam olarak legalize olması AKP’nin gündeminde ağırlıklı olarak yer alan anayasa değişikliğinin gerçekleştirilmesiyle tamamlanacaktır. Kongre sürecinin eleştirilmesi Erdoğan’ın güçlü konumunun gözardı edilmesinden kaynaklanmaktadır.”

“Erdoğan’ın memuru”

Seçilmiş bir başbakan olan Ahmet Davutoğlu’nun AKP’deki iç çatışma yüzünden görevini bırakmasına, yerine yeni bir başbakanın hızlı bir kongre süreciyle atanmasına muhalefetin tepkisi her geçen gün daha da büyüyor. Bu sürecin Türkiye’yi büyük hukuk çıkmazına sokacağını düşünen CHP’nin hukukçu vekillerinden Ömer Süha Aldan, “Erdoğan, partisindeki tüm milletvekillerinin görüşünü hiçe sayıyor ve kendi istediği yeni bir başbakan atıyor. Türkiye’nin bir başbakanı değil, cumhurbaşkanının memuru görevde olacak ve tüm demokratik kurallar bir kez daha çiğnenecek” diyor.

Müstakbel başbakan Binali Yıldırım
Fotoğraf: Reuters/U. Bektas

Aldan’a göre Erdoğan sürekli dillendirdiği "önemli olan sandık" prensibini kendi çıkarları doğrultusunda kendi partisi içinde çiğnedi ve sandığı da aslında hiçe saydığını açıkça gösterdi. Aldan tepkisini “Yaşanan kongre süreci tamamen demokratik kurallardan uzaktır, anayasa ihlalidir. Bundan sonraki süreçte yeni hükümetten hukuki açılım beklemek tamamen hayalperestlik olacaktır” sözleriyle dile getirdi.

“Hukuk hiçe sayılıyor”

AKP’deki kongre sürecine yaklaşımlarını DW Türkçe'ye anlatan HDP’nin hukukçu vekillerinden Meral Danış Bektaş da "Türkiye’de bir saray hukukunun yürürlükte olduğunu herkes bu süreçte açıkça görmektedir” yorumu yaptı. Bektaş, neden böyle düşündüklerini de “Davutoğlu 20 aylık başbakanlığı süresince pek çok hukuksuzluğa ortak olmuştur. Hukuksuz uygulamalarıyla halkı birbirine düşürmüştür, ancak Erdoğan hukuku karşısında yerle bir olmuştur. AKP’nin yeni genel başkanını parti içi seçimler, demokratik kurallar değil saray belirlemiştir. Tablo vahimdir. Erdoğan, AKP içinde istediğini azledip, istediğine istediği koltuğu vermektedir” sözleriyle açıkladı.

Bektaş’a göre kongre süreci Tayyip Erdoğan’ın fiilen başlattığı rejim değişikliği ile devam edecek. “Kongrede seçim de olmayacak, partililerin iradesi de dikkate alınmayacak, herkes Erdoğan’ı mutlu etmeye çalışacak. Hukuk hiçe sayılacak” diyen Bektaş, halkın bu süreçte daha uyanık, muhalefetin de daha dikkatli olması gerektiğini savundu. Bektaş, “Elbette AKP’de rahatsız olanlar vardır. Çünkü herkes dışlanmakta, herkes bir çırpıda gözden çıkarılmaktadır. Bu durum uzun vadede devam ettirilemeyecek bir durumdur. HDP, bu süreci her durumda halka anlatacaktır. Baskı rejimler yok olmaya mahkumdur” diye konuştu.

MHP'nin hukukçu vekillerinden Oktay Öztürk de AKP'deki kongre sürecinin yasal olmadığını düşünüyor. Öztürk “MHP de hukuksuz uygulamalarla gündemde. AKP’ye ilişkin eleştirinizin makul dayanağı var mı?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Türkiye’nin yaşadığı hukuk sorunsalının partilere sirayet ettiğini görüyoruz. AKP’de bugüne kadar Erdoğan’ın iradesiyle yaşandı her şey. Bundan sonra da değişiklik beklemek yanlış olur. Kongre için seçimden söz ediyorlar, şekil olarak her şey yolundaymış görünüyor ama içten içe bir Erdoğan hukuku kendini gösteriyor.”

Öztürk’e göre Türkiye’de demokrasi ve hukukun üstünlüğünün tarifini kendini hukuktan üstün görenler yapıyor ve Türkiye büyük bir badire atlatıyor. “Bu süreçte MHP’nin de hukuksuzlukların kurbanı olduğu görülmüştür. Hukuki makamlardan birbiriyle çelişen açıklamalar gelmiştir. Kendi içinde hukuksuzluklar yaşayan, demokratik kuralları işletemeyen AKP de Türkiye’nin sorunlarına çözüm üretemeyecektir” diyen Öztürk, yeni kurulacak hükümetin icraatlarının da büyük eleştirilere neden olacağını söylüyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Hilal Köylü / Ankara