1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Erdoğan TOKİ konutlarını yıktıracak mı?

31 Ocak 2019

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın seçim manifestosunda "benzersiz, akıllı ve yatay" şehirler vaat etmesi, 16 yıllık AKP iktidarındaki betonlaşmaya dikkat çeken kent bilimci ve mimarları tatmin etmedi.

https://p.dw.com/p/3CWF0
Türkei Istanbul Sinan Moschee
Fotoğraf: Reuters

"AKP, 25 yıldır yerel yönetimlerde. 16 yıldır da ülkeyi yönetiyor. Kentlere ihanet ettiklerini söylediler, şimdi de manifesto diyerek kentleri yiyip bitirdiklerini itiraf ediyorlar, hepsi bu."

Bu sözler Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan’a ait. Candan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 31 Mart yerel seçimi öncesi açıkladığı 11 maddelik manifestonun hiçbir inandırıcılığı olmadığını düşünüyor.

Erdoğan’ın açıkladığı manifestoda en çok AKP’nin genel seçimlerde de gündeme getirdiği millet kıraathaneleri ile millet bahçeleri projelerinin yaygınlaştırılması fikri ile "benzersiz, akıllı, çevreye saygılı, yatay şehirler" kavramları öne çıktı. Bu kavramların modern kent yönetimi ile doğrudan ilgili olduğunu ancak AKP’nin bu kavramlardan çoktan uzaklaştığını anlatan Tezcan Karakuş Candan, sadece Ankara’da 800 dava açtıklarını ve bu davaların hepsinin AKP’nin şehir planlamasına uymadığı için gündeme geldiğini söylüyor.

Erdoğan’ın “Altyapı ve ulaşım sıkıntısı kalmayacak” sözlerini hatırlatan Candan, "Ankara’da yağmur yağdığında insanlar karşıdan karşıya geçemiyor. Siz hangi ulaşımdan söz ediyorsunuz? Tarlaları, Atatürk Orman Çiftliği’ni kentsel dönüşüm kapsamına aldınız. Kaçak saray yaptınız" tepkisini gösteriyor.

Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş Candan
Mimarlar Odası Ankara Şubesi Başkanı Tezcan Karakuş CandanFotoğraf: privat

"TOKİ binalarını yıkacak mısınız?"

Peki Erdoğan’ın sözünü ettiği "benzersiz", "akıllı", "yatay" şehirler Türkiye’de mümkün mü? Erdoğan neden bu kavramları AKP’nin seçim manifestosuna aldı?

Tezcan Karakuş Candan, "Şehirler taklitten ve tekrardan uzak olacak. Bugünün mimari ihtiyacına cevap verecek" diyen Erdoğan’a “Benzersiz şehirler yapmak için TOKİ’nin 16 yıldır yaptığı binaları yıkacak mısınız?” sorusunu yöneltiyor. Türkiye geneline yayılan ve birbirinin kopyası olan TOKİ konutları yüzünden örneğin Mersin, Adana ve Ankara arasında fark kalmadığını anlatan Candan, “Türkiye’de benzersiz şehir kurmak, geliştirmek imkansızdır" diyor.

Candan'a göre "benzersiz şehir" kadar "akıllı şehir" de Türkiye’de imkansız. Sinyalizasyon hataları yüzünden bugün insanların trene, metroya binmekten korkar hale geldiğini belirten Candan, “Ankara’da 4 metro hattı var. Sinyalizasyon sistemi tam olmadığı için o hatta 10 milyon yerine 330 bin kişi taşınıyor. İstanbul’da herkes Marmaray’dan çekiniyor” değerlendirmesi yapıyor.

Büyük kentlerde engellilerin sokağa çıkamadığını, kadınların akşam karanlığından sonra sokakta yürüyemediğini tespit ettiklerini anlatan Candan, “Çevreye saygılı şehir olsun istiyorsanız, sizin öncelikle kendinizin bulunduğu yeri terketmeniz gerekir. Saray yapmak için kaç ağaç kestiniz? Atatürk Orman Çiftliğini neden budadınız?" sorusunu da soruyor.

"Millet bahçesi rantın arka bahçesi"

Candan, "yatay şehirler"den bahseden, "Şehirlerin yatay mimariyle toprakla daha çok buluşacağını" söyleyen Erdoğan’ın aslında kendi kendine bir özeleştiri getirdiğini düşünüyor. Candan, "2006’dan sonra büyük kentlerde 70’den fazla katlı binaları kim yaptı? Bu binalar neden her yerde çoğaldı?" çıkışında bulunurken, “Millet bahçesi de rantın arka bahçesi olacaktır. Millet bahçeli manzaralı evler satışa çıktı. Büyük bir bahçenin ortasına kocaman bir cami konuyor. İnsanlar burada sosyalleşsin deniyor. Amaç, insanların yaşam tarzını belirlemek" diyor.

Flash-Galerie Bausünden in Istanbul
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Tezcan Karakuş Candan, Erdoğan’ın seçim manifestosunda belediyeler için öngördüğü "tasarruf ve şeffaflık" kavramının da hayata geçirilemeyeceğini savunuyor. Tezcan, “Belediyenin bütçesine giren her kuruş belediye başkanının inisiyatifiyle harcanıyor. Bütçe denetleniyor mu, hayır. Sayıştay’ı neden işlevsiz hale getirdiniz? Şehirleri tüketim malzemesi yapan AKP’nin yerel yönetimde değer üretmesi de imkansız hale gelmiştir. Gözümüzün önünde İller Bankası’nın yıkıldığını, 90 yıllık şeker fabrikalarının satıldığını unutmayacağız" değerlendirmesi yapıyor.

"Başarısızlıkların itirafı"

ODTÜ'den kent bilimci Prof. Tarık Şengül de Erdoğan’ın açıkladığı manifestoyu dikkatle analiz edenlerden. Manifestonun temel bir çelişkisi olduğunu belirten Şengül, “Karşımızda ulusal düzeyde ve büyükşehirlerin büyük bölümünde iktidarda olan bir parti var. Öyle olunca şu an verilen her büyük söz, 16 yıllık bir sürede yapılmamış proje ve uygulamalara işaret ediyor" diyor.

Şengül’e göre bunların içinde en çarpıcı olanı "yatay kentleşme". Şengül, "Yatay kentleşme, bugün büyük kentlerin hemen tümünde yüksek yoğunluk ve katlı yapılaşmanın yarattığı tahribatın kabullenilmesi anlamına geliyor" tespiti yapıyor.

AKP’nin iktidarda olduğu son 16 yılda bütün şehirlerin betona, alışveriş merkezlerine ve gökdelenlere teslim edildiğini anlatan Şengül, "Rekor imar planı değişiklikleri yapıldı. Siz bir de kalkıp çevreye duyarlı, benzersiz şehirlerden bahsediyorsunuz. İşte bu durum, başarısızlıkların itirafı, kabulüdür" diyor.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe