1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yeni Erdoğan dönemi ve Arap dünyası

10 Temmuz 2018

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yemin töreni Arap dünyasında ilgiyle izlendi. Ancak Erdoğan'ın Arap siyasi liderlerinin çoğuyla mesafeli bir ilişkisi var. Uzmanlar, yeni dönemde gerginliğin artabileceği uyarısı yapıyor.

https://p.dw.com/p/317qk
Israel Jerusalem Muslime Recep Tayyip Erdogan
Fotoğraf: Getty Images/AFP/A. Gharabli

"Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan oldukça fazla taraftarının bulunduğu Arap ülkelerinde seçime katılsaydı, Türkiye'dekinden fazla oy toplardı." Arabi 21 adlı internet sitesinin analizi bu durumu Erdoğan'ın askeri yönetimin kalıntılarını temizlemesine ve iktidarının ilk yıllarında Türkiye'nin ekonomik durumunun önemli ölçüde düzelmesine bağlıyor.

Analize göre, çoğunun 2011 yılındaki ayaklanmalardan sonra da otoriter rejimler tarafından yönetildiği Arap ülkeleri için bu tür gelişme ve reformlar birer hayal niteliğinde. Analizde, Arapların Erdoğan'ı kendi ülkelerinde olmayan "modern İslam'ın garantörü" olarak gördükleri belirtiliyor. Analiz haberde, "Erdoğan'ın, doğusundan batısına kadar Arap dünyasında Türkiye'dekinden daha popüler olduğu" dile getiriliyor.

Arap Erdoğan' arayışı

Middle East Monitor'un değerlendirmesinde ise Erdoğan'ın siyasi muhaliflerine sert davranmasının Arap ülkelerindeki popülaritesine zarar vermediği belirtiliyor ve "Erdoğan'ın başkanlık seçimini kazanması arzusu sadece onların bastırılan duygu ve hayallerinin yansıması değil aynı zamanda ülkelerinde bir Arap Erdoğan'ı çıkması umudunun da tezahürüydü" cümlelerine yer veriliyor.

Ancak Arap ülkelerinde yaşayanların coşkusu siyasi temsilcilerinin bakışıyla örtüşmüyor. Arap ülkelerinin liderleri farklı nedenlerle Erdoğan ile aralarında mesafe bırakıyorlar.

Birkaç hafta önce Ürdün ve Filistin temsilcileri artan Türk mevcudiyetini görüşmek üzere İsrailli yetkililerle Kudüs'te bir araya gelmişlerdi.

Symbobild Israel Jerusalem Gewalt am Tempelberg
Doğu KudüsFotoğraf: picture.alliance/W. Rothermel

Doğu Kudüs'teki Türk mevcudiyeti

İsrail gazetesi Haaretz'in Temmuz başında yayınladığı bir habere göre, Ürdün ve Filistin temsilcileri dikkatli olunması gerektiğini belirtti ve Türkiye'nin Gazze Şeridi'ni yöneten Hamas'a yardım ettiğini ve şiddet eğilimli Türk eylemcilerin Haremi Şerif çevresindeki protestolara katıldıklarını söyledi.

Görüşü alınan Filistinliler Türk vatandaşlarının Kudüs'ün doğusunda gayrimenkul satın aldıklarına dikkat çekerek, "Doğu Kudüs'te yeni bir ev sahibi edinmeye niyetli olmadıklarını" dile getirdi. İsrail gazetesinin haberinde, Ürdünlülerin Kudüs'teki kutsal emanetlerin hamiliği için Türkiye'nin kendileriyle rekabete giriştiğini dile getirdikleri de yer aldı.

Türkiye'nin faaliyetleri İsrail'de nüfuz arttırma girişimi olarak değerlendiriliyor. Bir İsrail polis yetkilisinin Haaretz gazetesine yaptığı açıklamada, "Türkler gayrimenkul satın alıp siyasi mevcudiyetlerini arttırmaya çalışıyorlar" dediği aktarılıyor.

Müslüman Kardeşler anlaşmazlığı

Mainz Üniversitesi Arap Ülkeleri Araştırma Merkezi Başkanı Günter Meyer, Erdoğan yönetiminin bazı Arap liderleriyle arasının gergin olmasının başka nedenleri de bulunduğunu söylüyor. Meyer'e göre, Erdoğan'ın çeşitli Arap ülkelerindeki faaliyetlerini desteklediği Müslüman Kardeşlere siyasi yakınlığı da Arap liderlerini rahatsız ediyor.

Günter Meyer, Müslüman Kardeşlerin önemli hamilerinden biri olan Katar Emirliği ile Erdoğan arasındaki yakınlığın Katar'ın en önemli rakipleri olan Suudi Arabistan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Bahreyn ile Türkiye arasında gerginliğe yol açtığını belirtiyor. Meyer, "Katar'daki Türk askeri mevcudiyetini artıran Erdoğan seçimi kazandıktan sonra da bu stratejisini değiştirmeyecektir” diyor.

Mohammed bin Salman
Suudi Arabistan Kralı Muhammd Bin SelmanFotoğraf: picture-alliance/B.Algaloud

"Gerginlik daha da artabilir"

Son ay ve haftalarda Erdoğan'ın sevindirici olmayan haberler aldığı tek ülke Mısır değildi. Birleşik Arap Emirlikleri'nin dışişleriyle görevli Devlet Bakanı Anwar Gargash, "Şu zamanda Türkiye ile Arap dünyası arasındaki ilişkilerin mükemmel olduğu söylenemez” dedi. Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Savunma Bakanı Muhammed bin Selman da ülkesinin iç düşmanlarının İran ve Türkiye ile Hamas ve Müslüman Kardeşler gibi militan Sünni gruplar olduğunu söylemişti.

Günter Meyer Suudi Arabistan'ın Türkiye karşıtlarının başında gelmesinin şaşırtıcı olmadığını belirtiyor ve ekliyor: "Müslüman Kardeşlerin temsil ettiği siyasi İslam Arap yarımadasındaki otoriter rejimleri tehdit eden unsurların başında geliyor. Dolayısıyla Arap dünyasındaki otoriter muktedirlerle aradaki gerginlik daha da artacaktır.”

Arap ülkelerinin bazılarında halkın da Erdoğan'dan oldukça uzaklaştığı göze çarpıyor. Suriye'nin kuzeyine yapılan askeri müdahale sadece orada yaşayan Kürtlerle Suriyelilerin tepkisine yol açmadı. Aynı endişe Irak'ta da kendini gösteriyor. Hem de sadece Irak Kürtleri arasında olmamak kaydıyla.

Kersten Knipp

© Deutsche Welle Türkçe