1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Erdoğan'ın ziyareti Alman siyasetçileri ikiye böldü

30 Temmuz 2018

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın muhtemel Almanya ziyareti birçok siyasetçinin tepkisine neden oldu. Kimilerine göre ise bu ziyaret önemli meseleleri konuşma fırsatı yaratabilir.

https://p.dw.com/p/32LsH
Türkei Präsident Recep Tayyip Erdogan
Fotoğraf: picture-alliance/AA/M. Kaynak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Eylül ayında Almanya'ya gerçekleştirmesi muhtemel ziyaretin ayrıntıları henüz belli değilken, askeri törenle karşılanacağı ve onuruna ziyafet verileceği söylentileri kimi Alman siyasetçilerin tepkisine neden oldu.

Erdoğan'ın Berlin'den resmi bir davet aldığı bilgisini DW'ye doğrulayan Almanya Cumhurbaşkanlığı Sözcü Yardımcısı Eshter Uleer, "Ziyaretin planlaması henüz başlangıç aşamasında" açıklamasında bulundu.

Erdoğan'ın ziyareti ile ilgili olarak ise sadece tarihi değil, aynı zamanda temasların hangi düzeyde gerçekleşeceği de belirsizliğini koruyor. Görüşmeler, düşük kademede bir çalışma toplantısından, en üst düzeyde bir devlet töreni arasındaki yelpazede gerçekleşebilir.

Erdoğan "evde kalmalı"

Almanya'daki kimi muhalefet partileri böyle bir ziyaretin yanlış mesajlar vereceği görüşünde. Yeşiller partisi milletvekili Cem Özdemir, Erdoğan'ın "demokratik bir ülkenin normal bir devlet başkanı olmadığını ve bu şekilde karşılanmaması gerektiğini" belirtti.

Funke medya grubuna konuşan Özdemir, Erdoğan'ın Türkiye'yi sansürün, despotizmin, adam kayırmacılığın ve otokrasinin olduğu bir çeşit Türkmenistan ya da Azerbaycan'a dönüştürdüğünü savundu.

Özdemir ayrıca Alman hükümetinin, "Türkiye'nin inşa etmeye çalışacağı hiçbir fundamentalist paralel yapının burada hoşgörü ile karşılanmayacağını açıkça göstermesi gerekiyor" ifadesini kullandı.

Aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi de Erdoğan'ın Almanya ziyaretinin kesinlikle gerçekleşmemesi gerektiğini savundu. AfD'nin parlamentodaki parti grubu lideri Alice Weidel, "Erdoğan evde kalmalı" şeklinde konuştu.

Facebook üzerinden düşüncelerini ifade eden Weidel, "(Alman) hükümeti Erdoğan'ın Berlin'de bir başka propaganda gösterisi yapmasına kesinlikle izin vermemeli" derken, böyle bir etkinliğin "Ülkemizde yaşayan Türkiye kökenliler için, Almanya ve Alman toplumuna karşı kışkırtıcı bir nitelikte olacağını" yazdı.

Alman hükümeti diyaloğa hazır

Almanya Başbakanı Angela Merkel hükümeti ise Pazartesi günü Erdoğan ile görüşmeye "tabii ki açık"  olduklarını açıkladı ve Türkiye'nin "yakın ve önemli bir ortak" olmasını vurguladı.

Koalisyon hükümetindeki siyasetçiler böyle bir devlet ziyaretinin olumlu taraflarına dikkat çekerken, bir takım uyarılarda bulunmaktan da çekinmedi.

Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Partili (SPD) Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Bild gazetesine bir açıklama yaparak "Zorlu ortaklarla hiç konuşulmaması gerektiği tezi beni hiçbir zaman ikna edememiştir" ifadesini kullandı.

Merkel'in Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) ve Bavyeralı kardeş partisi Hristiyan Sosyal Birlik (CSU) siyasetçileri böylesine bir ziyaretin öne çıkan meseleleri konuşma fırsatı yaratacağını savundu.

CDU'lu ve Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Elmar Brok, "Eli kanlı birçok devlet başkanının altına daha önceden kırmızı halı serdik. Eğer sadece demokratik liderlerle görüşmeyi kabul edersek Almanya yakın bir gelecekte dünya sahnesinde yalnız kalacaktır" ifadesini kullandı.

CDU/CSU parlamento parti grubu dış politika sözcüsü Jürgen Hardt da Erdoğan'ın olası ziyaretini "memnuniyetle" karşıladığını söyledi. Hardt gene de, Türkiye'de gözaltına alınan Alman vatandaşları gibi öne çıkan konuların ele alınması gerektiğini ekledi.

Yazılı bir açıklama yapan sözcü, "Bu ziyaret sırasında Alman hükümeti Türkiye ve Almanya arasındaki kritik meseleleri de konuşma fırsatını kaçırmamalıdır" ifadesini kullandı.

Devam eden gerilim

Almanya ve birçok Batı müttefiki Erdoğan ve hükümetini Türkiye'deki hak ihlalleri ve Cumhurbaşkanı'nın giderek artan otoriter tavrı dolayısıyla eleştiriyor.

15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından yapılan operasyonlarda on binlerce kamu görevlisi görevden açığa alınırken, aralarında Alman vatandaşlarının da oluğu Erdoğan'ı eleştiren birçok kişi gözaltına alındı.

Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel ve insan hakları aktivisti Peter Steudtner'in Türkiye'deki tutuklulukları sonrası serbest kalmalarına karşın, birkaç Alman vatandaşı halen Türkiye'de gözaltında.

Erdoğan ayrıca 2017 yılındaki referandum sürecinde Türk siyasetçilerin Almanya'da kampanya yürütmesinin ve Türkiye kökenli vatandaşlarla bir araya gelmesinin yasaklanması sonrası Berlin'i açık bir dille eleştirmişti. Cumhurbaşkanı ek olarak, Mesut Özil'in, kendisine karşı ırkçılık yapıldığı gerekçesiyle Alman Milli Futbol Takımı'nı bıraktığını açıklaması sonrası futbolcuyu destekleyen açıklamalarda bulunmuştu.

Ancak tüm gerilimlere rağmen NATO üyesi bu iki ülke birbirlerine ihtiyaç duyuyor.

Almanya ve diğer Avrupa Birliği ülkeleri, 2015 yılında imzalanan mülteci anlaşması çerçevesinde Türkiye'nin, AB sınırlarını geçen mülteci akışını kontrol etmesi bakımından sırtlarını Ankara'ya dayamış durumda. Türkiye de giderek yükselen enflasyon dolayısıyla zayıflayan ekonomisini güçlendirmek için çıkış yolu arıyor.

Eğer gerçekleşirse, Erdoğan 2014'ten beri ve Cumhurbaşkanı sıfatı ilk kez Almanya'yı resmi düzeyde ziyaret etmiş olacak.

Alman yatırımcıların Türkiye’den beklentileri

Rebecca Staudenmaier

© Deutsche Welle Türkçe