1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Erdoğan'ın daha önceki "müjdeleri" nelerdi?

4 Haziran 2021

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın petrol ve doğal gaz arama çalışmalarından "müjde"yle bahsetmesi ne ilk ne de son. AKP iktidarı boyunca petrol ve doğalgaz üstüne sayısız "müjdeler" verilmesine uzmanlar tepkili.

https://p.dw.com/p/3uRrj
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Fotoğraf: Emrah Yorulmaz/Anadolu Agency/picture alliance

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın petrol ve doğal gaz arama çalışmalarından "müjde"yle bahsetmesi ne ilk ne de son. AKP iktidarı boyunca petrol ve doğalgaz üstüne sayısız "müjdeler" verilmesine uzmanlar tepkili.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Karadeniz'in Kuzey Sakarya Sahası'nda yer alan arama kuyusu Amasra-1'de devam eden petrol ve doğal gaz arama çalışmalarıyla ilgili olarak "Zonguldak'ta bir müjde açıklayacağını" söylemesi, akıllara Erdoğan'ın daha önceki "müjde"lerini getirdi.

Erdoğan, Türkiye'nin Karadeniz'de tarihinin en büyük doğal gaz keşfini gerçekleştirdiğini Ağustos 2020'de yine "müjde" olarak duyurmuştu. O tarihte, Tuna-1 olarak adlandırılan Sakarya Gaz Sahası'nda keşfedilen doğal gaz rezervinin 320 milyar metreküp olduğu açıklandı. Erdoğan, "Hedef 2023'te Karadeniz gazını milletimizin kullanımına sunmak" derken, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez de 320 milyar metreküplük doğal gaz keşfiyle ithalatta ciddi azalma beklendiğini söyledi. Dönmez, "Doğal gazı vatandaşlarımızın çok daha ekonomik fiyatlarla kullanabileceği altyapıyı oluşturmuş oluyoruz" dedi.

Ancak Türkiye'de 2021 yılının sadece ilk üç ayında doğal gaza yüzde 3 oranında zam yapıldı. 2020'de doğal gaza yıllık bazda yüzde 12 oranında zam yapılması da muhalefetin mecliste iktidara "Keşifler ve zamlar beraber mi ilerleyecek?" tepkisine neden oldu.

Erdoğan, Ekim 2020'de bir müjde daha açıkladı. Fatih sondaj gemisinde incelemelerde bulunduktan sonra konuşan Erdoğan, Karadeniz'deki Tuna 1 bölgesinde 85 milyar metreküp daha doğalgaz rezervi bulunduğunu duyurdu ve bulunan doğal gaz rezervinin 405 milyar metreküpe yükseldiğini dile getirdi. Erdoğan'ın 2020'de "Türkiye tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz'de gerçekleştirdik” açıklamasıyla birlikte "AKP, iktidara geldiği 2002'den beri müjdeler veriyor ancak sonuç alınmıyor" tartışması da alevlenmişti.

Sondaj gemisi Yavuz
Sondaj gemisi Yavuz Fotoğraf: picture-alliance/dpa/AP/L. Pitarakis

AKP iktidarındaki keşifler

Peki AKP iktidarında "müjde" olarak duyurulan doğal gaz ve petrol keşifleri nelerdi?

- Eylül 2004: Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Genel Müdürü Osman Saim Dinç, Akçakoca açıklarındaki sondaj sonucunda Karadeniz'in ilk ekonomik ve ticari doğalgaz keşfini "Yıl sonuna kadar doğal gaz karaya çıkartılacak" sözleriyle duyurdu.

- Mayıs 2007: Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, "Akçakoca açıklarında çıkartılan doğal gaz Türkiye'de konutlarda tüketilen doğal gazın 10'da birini karşılayacak" açıklamasını yaptı.

- Ağustos 2007: Enerji Bakanı Hilmi Güler, Karadeniz'de petrol bulunduğu müjdesini verdi.

- 2010'da TPAO'nun Batı Karadeniz açıklarında sürdürdüğü doğalgaz arama çalışmalarında bin 600 metre derinlikte yeni rezerv bulunduğunu, Akçakoca sahilinin yaklaşık 14 kilometre açığında denizin 100 metre derinliğinde yeni kuyu açılarak sondaj çalışması başlatıldığı haberini ise Anadolu Ajansı duyurdu.

- Ağustos 2012: Enerji Bakanı Taner Yıldız, Hakkari yakınlarında petrol bulduklarını söyledi, ancak "Hem özel sektör hem de TPAO petrolü terör nedeniyle aramaya başlayamadı" diye devam etti.

- Haziran 2020: Enerji Bakanı Fatih Dönmez, TPAO'nun kendi sondajıyla Akçakoca'da bir doğal gaz keşfi olduğunu duyurdu. Dönmez, "Rezerv yakaladılar. Üretim de yapılıyor. Batı Karadeniz tarafında böyle bir keşfimiz ve üretimimiz var. Karadeniz'den biraz daha ümitliyiz" açıklamasını yaptı.

"Müjde demek için erken"

Peki Erdoğan'ın ya da AKP'li yöneticilerin petrol ve doğal gaz arama çalışmalarından çıkan sonuçları "müjde" diye duyurması ne kadar bilimsel?

Enerji uzmanı Necdet Pamir, DW Türkçe'nin bu sorusuna "Müjde olsa seviniriz, rezerv de olsa seviniriz ancak şu an itibariyle açıklananlar bulgudan öteye geçmiyor" sözleriyle yanıt verdi.

Tuna-1 alanında yapılan çalışmaları örnek verirken çalışmalardan elde edilen sonuçların uluslararası standartlara göre "rezerv" tanımına girmediğini söyleyen Pamir, "Rezerv noktasına gelmeye daha çok zaman var. Çünkü siz iki boyutlu, üç boyutlu sismik araştırmalarını ve kimi jeolojik etütlerinizi birleştirip arkasından -burası olası bir petrol ya da doğalgaz yapısı- dersiniz. Sondajınızı yaparsınız. Tuna-1'de yapıldı ama tüm test kuyularında hep aynı sonuca ulaşıldı mı? Bir kuyuda petrol, doğal gaz emaresi almanız yetmiyor, tüm kuyularda aynı sonuca ulaşmanız gerekiyor. Bu yüzden kamuoyuna bilimsellikten uzak açıklamalar yapılıyor, konu yanlış tartışılıyor" diye konuştu.

Enerji uzmanı Necdet Pamir
Enerji uzmanı Necdet PamirFotoğraf: privat

Pamir'e göre tahmini bir rezervin açıklanması için geniş arama alanında yeni tespit kuyularının açılması ve hepsinin uzun süreli akışa bırakılması gerekiyor. Pamir, sözlerini "O akışta basıncın düşümüne bakacaksınız. Rezervuarın uzanımı, devamlılığı, homojenliği konusunda belli bulguları aldıktan sonra ancak tahmini bir rezerv açıklayabilirsiniz. Rezervleri hesaplamanın da çeşitli yöntemleri vardır. Herhangi bir siyasi bunu bilmiyor olabilir ama ona bilgi verenlerin de bu uyarılarda bulunması gerekir" diye sürdürdü.

Enerji uzmanı Arif Aktürk de Karadeniz'de sondaj çalışmalarının sürdüğüne işaret etti. DW Türkçe'nin sorularını yanıtlayan Aktürk, sondaj çalışmaları tamamlanmadan yapılan "müjde" açıklamalarının zaten ekonomiye de vatandaşın beklediği faturalara da yansımadığının açıkça görüldüğünü anlattı. Aktürk, "Müjdeli açıklamaların faturalara yansımadığını BOTAŞ'ın açıklamalarından da gördük. Bir petrol şirketi, sondaj çalışması yapılan yerde her şey kesinlik kazandıktan sonra ancak oraya yatırım yapabilir ki, biz bunun Karadeniz'de kısa sürede gerçekleşmesini mümkün görmüyoruz. Çünkü yapılan sondajların rezerve dönüşünü henüz bilimsel olarak kanıtlayamadık. Yeni müjdeler için beklemekte fayda var" ifadelerini kullandı.

Üç sondaj, iki sismik araştırma gemisi

Türkiye'nin üç sondaj ve iki sismik araştırma gemisi var. İlk sondaj gemisi Fatih, TPAO envanterine 2017'de girdi. Gemi, ilk sondajına Alanya-1'de 2018’de başladı. İkinci sondajı Doğu Akdeniz'de Finike-1 alanında yaptı. Fatih, Temmuz 2020'den bu yana Zonguldak'ın 170 kilometre açıklarında Tuna-1 araştırma kuyusunda çalışmalarını yürütüyor. Çalışmaları sonucunda 320 milyar metreküplük bir doğalgaz rezervi keşfedildi.

TPAO'nun 2018'de satın aldığı Yavuz sondaj gemisi ikinci sondaj gemisi oldu. Haziran 2019'da Doğu Akdeniz'de sondaj çalışmalarına başladı. Kanuni sondaj gemisi de Karadeniz'de çalışmalar yürütüyor. Sismik araştırmalar da Barbaros Hayrettin Paşa ve Oruç Reis gemileriyle yürütülüyor.

Ay'a yolculuk müjdesi de verdi

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "müjde"leri doğal gaz ve petrol çalışmalarıyla sınırlı kalmadı. Türkiye'nin Milli Uzay Programı'nı da "müjde" olarak duyuran Erdoğan, Şubat 2021''de "Milli Uzay Programı’ndaki birincil ve en önemli hedefimiz, Cumhuriyetimizin 100.yılında Ay'a ilk teması gerçekleştirmektir. İnşallah Ay'a gidiyoruz. Hazırlıklarına başladığımız Ay programıyla bu hedefi iki aşamada tamamlamayı düşünüyoruz" açıklamasıyla dikkat çekti.

Erdoğan'ın öğrencilere, çiftçilere, emeklilere, kadınlara yapılan tüm devlet yardımları, kamu kurum ve kuruluşlarının projelerini de "müjde" diye duyurmayı tercih ediyor.

Hilal Köylü / Ankara

© Deutsche Welle Türkçe