1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Ergenekon'a tepkiler

7 Ağustos 2013

Türkiye’nin sonucunu merakla beklediği Ergenekon davasında açıklanan kararların yankıları sürüyor.

https://p.dw.com/p/19LFb
Fotoğraf: Bulent Kilic/AFP/Getty Images

İstanbul 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi, 275 sanıktan 21’ine beraat, diğerlerine ise müebbete varan hapis cezaları vermiş, eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ da 'darbeye teşebbüs'ten müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı. Peki, yaklaşık 5 yıl süren Ergenekon davasının sonuçlarına Almanya’dan bakıldığında nasıl bir tablo ortaya çıkıyor?

'Kamuoyundaki bölünmeyi keskinleştirdi'

“Mahkemeden çıkan kararların kamuoyundaki bölünmeyi daha da keskinleştirmesi gayet doğal. Bir kesim Erdoğan hükümetinin ‘Derin devlet’ ile mücadele ettiğini savunurken, diğer kesimler rejimin karşıtlarını bertaraf ettiğini vurguluyor.”

Bu sözler Ergenekon davasının sonuçlarını Deutsche Welle’ye değerlendiren Berlin Humboldt-Viadrina İdarî Bilimler Yüksekokulu’nda Ortadoğu/Kuzey Afrika İdarî Bilimler Merkezi'nin başkanı Prof. Dr. Udo Steinbach'a ait.

'Kararlar genelde olumlu'

Steinbach, sonuçlara yönelik tüm eleştirilere rağmen, davanın Türkiye’nin liberalleşmesinde önemli bir adım olduğu kanısında: “Ergenekon davasını ve mahkeme kararlarını genelde olumlu buluyorum. Bu Türkiye’nin demokratikleşmesi yönünde atılmış önemli bir adım. Ayrıca ordunun da siyasi bir aktör olmasına son verildi. Ama öte yandan davanın işleyişi konusundaki eleştiriler de haksız değil. Dava boyunca, bu sürecin muhaliflerin bertaraf edilmesi amacıyla işletildiği yönünde ciddi şüpheler oluştu. Ama sonuçta ben Ergenekon davasını Türkiye’nin demokratikleşmesi ve Avrupa Birliği’ne daha fazla yakınlaşması konusunda önemli bir mihenk taşı olarak değerlendiriyorum.”

'Türkiye-AB ilişkileri yönünde bir adım'

Almanya’nın önde gelen Türkiye uzmanlarından Prof. Steinbach, daha temyiz mekanizmasının işleyeceğine ve sürecin henüz noktalanmadığına dikkat çekiyor. Steinbach davayı Ankara ile Brüksel arasındaki ilişkiler açısından şöyle değerlendiriyor: “Bu dava ile Avrupa Birliği ile ilişkilerin canlandırılması konusunda önemli bir adım atıldı. Gezi Parkı olaylarının şiddet kullanılarak bastırılmasına rağmen, Avrupa’da, Türkiye’de Avrupa Birliği yolunda ilerlemek isteyenlere destek vermeye hazır kesimin çoğunlukta olduğunu düşünüyorum. Eğer Avrupa kapısını kaparsak, son aylarda liberal ve demokratik görüşler için mücadele veren kesimleri de kapı dışarı etmiş oluruz. Umarım Avrupa Birliği, üyelik müzakereleri konusundaki açık tutumunu sürdürür ve sadece teknik alanlarda değil, toplumu değiştirecek alanlarda da fasıllar açar.”

'Davanın sorunlu yanları var'

Türk hukuku konusunda uzman avukat Prof. Dr. Christian Rumpf ise davadaki sorunlu noktalar hakkında şunları söylüyor: "Ergenekon davasında, çok farklı alanlardan, farklı suçlamalarla karşı karşıya olan çok sayıda sanığın bulunması önemli bir sorundu. Aceleci davranarak, dava sırasında hukuk devleti ilkelerinin uygulanmadığından yola çıkmamak gerek. Duruşmalarda hep bir adım daha gerçeğe ulaşılmaya çalışıldı. Temyize gidilip gidilemeyeceği dosyadan dosyaya değişecektir. Ağır ceza mahkemesi, ceza yasalarının uygulanmasında hata yapmış olabilir. Ayrıca duruşmalara yeterli oranda izleyici alınmadığı yönündeki eleştiriler de var. Ama bu kamuoyunun yoğun ilgi gösterdiği davalarda sıkça rastlanan bir durum.”

Türk adalet mekanizmalarının işleyişini yakından tanıyan avukat Profesör Rumpf, sürecin bundan sonraki adımlarına ilişkin olarak şu değerlendirmede bulunuyor: "Bir sonraki adres temyiz mahkemesi. Burada yasaların doğru uygulanıp uygulanmadığı, deliller toplanırken ciddi hatalar yapılıp yapılmadığı incelenecek. Davanın büyüklüğünden yola çıkarsak, temyiz sürecinin iki ila üç yıl süreceğini söyleyebiliriz. Ardından sanıkların Anayasa Mahkemesi’ne gitme imkânı var, bu 2012 Eylülünden beri mümkün. Ondan sonra da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi opsiyonu bulunuyor. Temyiz dilekçeleri Yargıtay’a verildikten sonra işin rengi biraz belli olabilir. Zira tüm savunma avukatlarının beraat isteminde bulunması ve hapis cezalarına karşı çıkması bekleniyor. Yargıtay’ın çizgisi de hukuki sürecin ne yöne gideceğini gösterecektir.”

'Müebbet hapis cezaları şaşırttı'

Ergenekon davasında çok sayıda gazetecinin de ağır hapis cezalarına çarptırılması uluslararası alanda yoğun eleştirilere neden oluyor. Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün yönetim kurulu sözcüsü Michael Rediske, dava sayesinde Türkiye'de köklü hukuk reformlarının ne kadar gerekli olduğunun bir kez daha gözler önüne serildiğini kaydetti. Avukat Prof. Dr. Christian Rumpf da şaşkınlığını gizleyemiyor: "Karar beni çok şaşırttı. Türkiye'yi, adalet sistemini, siyasetini, toplumunu, ekonomisini yıllardır takip ediyorum, izliyorum. Birçok sanığı da basından, ya da Yalçın Küçük veya Doğu Perinçek gibi isimleri şahsen tanıyorum. Bazı sanıklar hakkındaki komplo teorilerini de duymuştum. Ama şimdi bu müebbet hapis kararları beni cidden şaşırttı. Mahkemenin gün ışığına çıkardığı iddia edilen gerçeklerin de ne kadar tutarlı olduğunu bilemiyorum.”

© Deutsche Welle Türkçe

Kai Wagner/Aydın Üstünel

Editör: Başak Özay