1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Eski ve yeni süper güçler buluşuyor

Matthias von Hein / DW30 Haziran 2005

Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, bugün Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Moskova’da bir araya geliyor. Görüşme, siyasi gözlemciler tarafından „dünün süper gücü yarının süper gücüyle buluşuyor“ şeklinde değerlendiriliyor…

https://p.dw.com/p/AakU
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Hu Jintao
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Çin Devlet Başkanı Hu JintaoFotoğraf: dpa

Rusya - Çin ilişkilerini önemini yalnızca 4 bin kilometrelik ortak sınır değil, bir dizi ortak çıkar olumlu yönde etkiliyor. Jintao - Putin ikilisinin, Moskova zirvesinden bir hafta sonra da Orta Asya cumhuriyetlerinin temsilcileriyle Kazakistan’da bir araya gelecek olması, Moskova - Pekin ilişkilerinin sıcaklığını ortaya koyuyor.

İki ülke arasında ilişkileri değerlendiren uzmanlar ise ortak çıkarların önemine değiniyor. Alman Dış Politika Enstitüsü Rusya / Bağımsız Devletler Topluluğu Araştırmaları Bölüm Yöneticisi Alexander Rahr, ortak çıkarların Çin Halk Cumhuriyeti ile Rusya’nın yakınlaşmasını sağladığına dikkat çekiyor. Rahr, Moskova – Pekin ilişkilerini şöyle değerlendiriyor:

“Rusya, Çin’in önemli ticari ortaklarından biri haline geldi. Çin, başka ülkelerden elde edemediği modern silah ve teçhizatı Rusya’dan tedarik ediyor. Sanayisini çağdaşlaştırma çabası içindeki Çin, Rusya petrollerine ihtiyaç duyuyor. Amerika’nın tek sesliliğini ortadan kaldırıp uluslararası siyaset sahnesinde başka güç odaklarını yapılandırma çabası, iki ülkeyi siyasi alanda birleştiren bir başka unsur olarak ön plana çıkıyor.“

İkili ilişkilerde pürüzler de var

Rusya - Çin ilişkilerinde zaman zaman pürüzler de yaşanabiliyor. Sibirya petrollerini Pasifik Okyanusu’na taşıyacak petrol boru hattı, bunlardan biri. Rusya lideri geçen Ekim ayında vardığı kararla, petrol boru hattının Çin’in kuzeydoğusuna uzanmasından vazgeçti.

Bu konuda ise Rahr, “Moskova - Çin arasında varılan anlaşma, Çin’i Rusya petrollerinin dağıtımcısı konumuna getiriyordu. Pekin’in bu yöndeki girişimi, Rusya’nın kabulleneceği bir durum değildi. Boru hattının Pasifik kıyısındaki Nakhodka’da son bulması uygun görüldü“ diye konuşuyor. Japonya tarafından finansmanı sağlanan yeni petrol hattı, Çin’i devreden çıkararak, Rusya’ya Sibirya petrollerini doğrudan pazarlama imkanını veriyor.

Ancak Çin’in enerjiye duyduğu talep, Moskova’nın bu hamlesine rağmen, Moskova’ya desteğini devam ettirmesine neden oluyor. Rusya lideri Vladimir Putin’in, Yukos holdinginin devletleştirilmesi operasyonunda ihtiyaç duyduğu 6 milyar dolar, Çin’in kamu iktisadi kuruluşlarından Çin Milli Petrolleri Şirketi (CNPC) tarafından temin edildi.

Bölgesel sorunlar

Almanya’nın Duisburg Üniversitesi Doğu Asya uzmanlarından Thomas Heberer ise Çin ve Rusya’nın yakınlaşmasını sağlayan bölgesel sorunlara işaret ederek şu değerlendirmede bulunuyor:

“Çin, ABD’nin önümüzdeki aylarda Kuzey Kore ya da İran’a askeri müdahalede bulunmasından endişe duyuyor. Müdahale, Çin güvenlik siyasetince bir tehdit olarak algılanıyor. BM Güvenlik Konseyi’nin yeniden yapılandırılması dolayısıyla belirginleşen Amerikan - Japon ittifakı yalnızca Çin değil, Rusya tarafından da rahatsız edici bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Sibirya’ya her yıl 150 bin dolayında Çinli göç ediyor. Bölgede işçi ve tüccar olarak yerleşen Çinliler’in durumu, Moskova-Pekin ilişkilerinin sıkıntılı konularından birini meydana getiriyor.“