1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Yorum: Ey Diyanet! Benim vergimle asla!

11 Kasım 2019

Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) kadını kocasına hizmet eden eş olarak gösteren kamu spotunu tepkilere rağmen kaldırmadı. Banu Güven DİB’e bütçesinde kadınların da vergilerinin olduğunu hatırlatıyor.

https://p.dw.com/p/3SqyZ
Türkei Fotoreportage Institutionen
Fotoğraf: DW/U. Danisman

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın (DİB) erkeğe “Telefona değil, eşinin yüzüne bak” mesajıyla hazırladığı, kadını erkeğin hizmetkârı olarak gösteren kamu spotundan bir kare geçen gün tekrar önüme düştü. Twitter’da Photoshop ustası bir hesap Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı almış, salonun ortasına, kadının oturduğu kanepenin diğer ucuna yerleştirmişti. Kadınla beraber o da elinden telefonu düşürmeyen kocaya ters ters bakıyordu. Gerçekten orada oturuyor olsaydı, “Ne bakıyorsun telefona” diye fırçasını çeker, sonra da dört çocuk nasihatına başlardı. Kadının mutfakla salon arasında mekik dokumasının anormalliğine dair bir şey söyler miydi, orası şüpheli. Sonuçta kendisine bağlı DİB bunu normal bulmakta.

Mevlid-i Nebi Haftası kapsamında "Peygamberimiz ve Aile” başlığı altında hazırlanan bu kamu spotu 6 Kasım’dan beri sosyal medyada yayında ve izlenme sayısı en popüler videolarla yarışıyor. Kadını hizmetkâr, erkeği oturan boğa konumunda göstermesi nedeniyle çok tepki almasına rağmen Diyanet’ten ne bir açıklama, ne de bir özür var.

Banu Güven
Banu GüvenFotoğraf: Privat

Oysa her bir kuruşu Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının vergisi olan devasa bir kaynakla döndürülen Diyanet’in toplumsal cinsiyet eşitliği ilkesini hiç çekinmeden ayaklar altına alması ciddi bir sorun.

Twitter’da, bu kamu spotunun altındaki 487 yorumun azımsanamayacak kadarı, kadına şiddeti bile normalleştirmek isteyen bir kesimin varlığını ve Diyanet’ten medet umduğunu ortaya koyuyor. Mesela biri demiş ki “Valla akşama kadar işteyken eşimi özler, akşam hep yanımda olsun ister, hep sesini duymak isterdim. Anası ve babasının bir an gazına geldi, bir tartışmayı polise yansıt(tır)dı(lar zorla) ve sonrasında uygulanan 6284 ile yuvam darmadağın edildi ey Diyanet. İki laf da bu yasaya etsene”.

Adamın “6284” dediği, “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”un numarası. Bu kanunla beraber Türkiye’de 1 Ağustos 2014 tarihinde yürürlüğe giren “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi” - kısaca “İstanbul Sözleşmesi”, kadınları itip kakan erkeklerin işini zorlaştırıyor. Ev içi şiddete ve zorbalığa set çekiyor çünkü. O yüzden de bazı erkekler için büyük sorun. Hatırlarsınız belki, kadın cinayetlerine boşananları bahane edenler, geçenlerde Emine Bulut eski kocası tarafından öldürüldüğünde de bu sözleşmeyi ve yasayı gündeme getirmişlerdi. Bazıları da, baktılar yasa kalkacak gibi değil, “Resmi nikah yapmayacağız” diyor. Evlilik olmazsa, hane içine müdahale de olmaz umuduyla.

Bir yorum daha aktaralım: “İstanbul Sözleşmesi ile böyle eşine ikramda bulunan kadın mı kaldı? Diyanet kendine gel. Ahlaksızlıklara sessiz kalıp erkekleri kötülemek için kademe kademe yolunu kaybediyorsun.”

Bu yorumlara kendini nafaka mağduru ilan eden erkekler de ekleniyor.

Bir de böylesine bir kamu spotunu bile içinde “Eşinle ilgilen” mesajı olduğu için “feminist” ilan edenler var. “Yine mi erkekler üzerine oynayacaksınız?? Bir de hanımları dizi izlerken gösterin. Televizyonun değil, eşinin yüzüne bak mesajı verin!! Bıktık usandık artık feminist küfründen. Güya toplumsal mesajlarınız dahi toplumu bölüyor” demiş bunlardan biri. Bir başkası, “Feminist ağzıyla konuşma Diyanet” diyor.

Aradan günler geçmesine rağmen bu kamu spotuna dair eleştirilere yönelik tek bir cevap yok Diyanet’ten. Yukarıda örneğini verdiğim yorumlara cevap niteliğinde “Kadın erkeğin hizmetkârı değildir. Sözünü ettiğiniz yasa kadınları korur” gibi bir açıklama da yok.

Bu DİB'in dev bütçesi bizim vergilerimizden besleniyor. 2020 yılı bütçesi ne kadar öngörüldü, biliyor musunuz? Tam 11,5 milyar TL. Bu rakam 2019 bütçesinden 1,1 milyar TL daha fazla. 2019 bütçesi de 10,4 milyar TL’ydi ve 2018’den 2,7 milyar TL daha fazlaydı. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2021 ve 2022 yılları bütçeleri de 12,3 milyar TL ve 13,1 milyar TL olarak öngörüldü. 2020-2022 yılları bütçelerinin toplamı 36,9 milyar TL ediyor. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bu bütçesi İçişleri, Çevre ve Şehircilik, Dışişleri, AB, Kültür ve Turizm gibi bakanlıkların bütçelerini de solluyor.

İşte DİB, faaliyetleri için hem benim gibi milyonlarca kadından topladığı vergiden faydalanıyor, hem de kadını ikinci plana atan bir anlayışı meşrulaştırıp, bu tür kamu spotlarıyla yayıyor. Tepkileri duymazdan geliyor, bu kamu spotunun yansıttığı düzenin beterini dileyenlere de gereken cevabı vermiyor. O cevap onda mevcut değil çünkü.

Cinsiyet eşitliğine “eşitlik” kavramını kullanmadan temas etmeye çalışan, “toplumsal cinsiyet eşitliği” kavramını ise farklı cinsel yönelimleri de içinde barındırdığı için “sapkınlıkla” eş tutan bir Diyanet İşleri var karşımızda. Devletin en üst kademesinden en bağnaz TV kanalına kadar benimsenen bir anlayışın temsilcisi olan Diyanet bilmeli ki ömrünü evde, okulda, işyerinde ve sokakta eşitlik ve hayatta kalma mücadelesi vererek geçiren bu insanlar, ödedikleri o vergileri ve haklarını size helâl etmiyor.

Banu Güven

©Deutsche Welle Türkçe