1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Facebook'ta hukuki takibat

5 Aralık 2013

Facebook, suçluları yakalamak ve kayıp kişileri bulabilmek için ne kadar güvenli bir platform? Aşağı Saksonya eyaletinde başlayan uygulamanın federal çapta hayata geçirilmesi söz konusu.

https://p.dw.com/p/1ATBN
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Her mesaj "Sevgili kovuşturma destekçileri" diye başlıyor. Ardından olay izah ediliyor. Örneğin 'soygun, ya da 14 yaşında bir kız çocuğu aranıyor ya da söz konusu trafik kazası için tanık aranıyor" gibi. Daha sonra da bir şey bilen, duyan veya görenlerin polis merkezine bildirmesi isteniyor. Böylece Facebook üzerinden resmi bir hukuki takibat başlamış oluyor. Ardından mesaj sosyal medyada yayılmaya başlıyor. Kullanıcılar yorum hanesine "Nordheim’da paylaşıldı" ya da "Osnabrück’te paylaşıldı" gibi ifadeler yazıyor. Böylece bir ilan sosyal medya üzerinden yüzlerce kez paylaşılabiliyor.

"Tam bir başarı modeli"

2012 yılının haziran ayında Aşağı Saksonya eyaletinde başlayan ve Hessen ile Mecklenburg-Vorpommern eyaletlerinde de uygulanan bu yöntemin, şimdi federal çapta hayata geçirilmesi söz konusu. Geçen yıl üzerinde görüş birliği sağlanamayan konuyu bu yılki Eyalet İçişleri Bakanları Konferansı’nda yeniden tartışmaya açan Hamburg Eyaleti İçişleri Bakanı Michael Neumann, "Facebook gibi sosyal medyadan uzak kalmaya uzun süre devam edemeyiz" diye konuştu.

Aşağı Saksonya eyaleti Emniyet Müdürlüğü Sözcüsü Uwe Schwellnus, Facebook’ta 17 bin 500 takipçileri olduğunu hatırlatarak uygulamanın tam bir başarı modeli olduğunu belirtiyor. Schwellnus "Avantajı herşeyin çok çabuk gelişebilmesi. Yani meçhul failler hakkında hemen geniş bir kitleye ulaşıyor ve halktan konuyla ilgili işaretler alıyorsunuz" diye konuşuyor.

Schwellnus, şimdiye dek Facebook sayfalarında 160 mesaj paylaştıklarını söylüyor. Bunların ne kadarının soruşturmaya yardımcı olduğu ise bilinmiyor.

Veri güvenliği sorunu

Sokaklara afiş asmak yerine kullanılan bu yöntem, ilk bakışta çağa uygun ve modern bir metot gibi görünüyor. Zira genç kitleye gazete ve radyo gibi klasik medya organlarından ulaşmak giderek zorlaşıyor. O nedenle Alman polisi çağın gereklerine ayak uydurmak istiyor. Prosedür ise aynı. Yani Facebook kovuşturması için de önce savcılıktan izin alınması gerekiyor. Yine de bu uygulama birçok tartışmayı da beraberinde getiriyor.

Sorun, Alman ceza kanununun, kamusal kovuşturmalarda özel hizmetlerin kullanılmasına müsaade etmemesi. Ve Facebook sunucusu da özel bir sunucu, ayrıca ABD’de bulunuyor. Yani Alman veri güvenliği kurallarından çok uzaklarda. İçerik paylaşıldığı andan itibaren Facebook’a ait oluyor ve artık silinemiyor. Aşağı Saksonya eyaleti polis teşkilatı buna bir çözüm bulmuş. Soruşturmaya yardımcı olacak fotoğraf ve kişisel bilgiler doğrudan Facebook'ta değil, polisin sunucusuna bağlantı verilerek paylaşılıyor. Schwellnus, bu sayede bir mesajın kontrol dışı yayılmasının önüne geçildiğini, soruşturma tamamlandığında da herşeyin silindiğini belirtiyor. Schwellnus "Paylaştığımız bağlantı, bizim sunucumuza bağlandığı için verilerin başka sunuculara gitmesi söz konusu değil. Kendi sunucumuza aktarılıyor ve kişisel veriler bizim sunucumuzda kalıyor" diye konuşuyor.

Dijital linç kampanyaları

Ancak veri güvenliği ile ilgili sorun bununla çözülmüş sayılmıyor. Basın ve internet hukuku uzmanı Christian Solmecke, bunu şöyle izah ediyor: "Bir sayfaya bağlantı verildiğinde Facebook bu sayfadan fotoğrafları otomatik olarak alıyor ve paylaşmaya devam ediyor. Bu tabii aranan kişinin fotoğrafı da olabilir. O nedenle burada çok dikkat etmek gerekiyor."

Facebook üzerinden hukuki takip, sadece veri güvenliği bakımından değil, aynı zamanda paylaşılan bir fotoğraf ya da haberin istenmeyen bir dinamik yaratma ihtimali nedeni ile de eleştiriliyor. Polis yetkilileri nefret kampanyaları, hakaret ve küfür içeren yorumları hemen sildiklerini, ancak farklı platformlarda dijital linç kampanyalarına da tanık olduklarını belirtiyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Vera Kern / Başak Demir

Editör: Beklan Kulaksızoğlu