1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

FAZ: Fransa'daki terör dışarıdan değil içeriden

13 Aralık 2018

Fransa’nın Strasbourg kentindeki saldırı ve İngiltere Başbakanı May’in partisinden gelen Brexit tepkisi Alman gazetelerinde öne çıkan yorum konularını oluşturuyor.

https://p.dw.com/p/3A0Ak
Frankreich, Straßburg: Soldaten in der Nähe des Weihnachtsmarktes
Fotoğraf: Getty Images/T. Lohnes

13.12.2018 - Alman basınından özetler

Frankfurter Allgemeine Zeitung Strasbourg'da Noel pazarı yakınında düzenlenen saldırıya dair bir yoruma yer veriyor:

"Fransa terörün yabancısı değil. Terör dışardan değil içerden geliyor. Bu bakımdan Marine Le Pen’in tehlikeli yabancıları sınır dışı etmekle terörün üstesinden gelinebileceği iddiası gerçeği yansıtmıyor. Fransa daha uzun süre, başarısızlığa uğrayan entegrasyon politikasının olumsuzluklarına katlanmak zorunda kalacak. Eğitim sistemindeki fırsat eşitsizliği, okulu yarıda bırakanların fazla olması ve gençler arasındaki yüksek işsizlik gibi sorunların ihmal edilmesinin maliyeti tehlikeli yabancıları sınır dışı etmekten çok daha yüksek olacaktır. Cumhurbaşkanı Macron’un kimsenin yarı yolda kalmaması için başlattığı ilköğrenim reformu fırsat eşitliğini sağlama yolundaki ilk adım olabilir."

Neue Osnabrücker Zeitung da Strasbourg’daki saldırıyı konu alan yorumunda öncelikle genç Müslümanların kötü ideolojilerin tuzağına düştüklerini dile getiriyor:

"Strasbourg'da masum insanların öldürülmesi şunu net bir şekilde ortaya koydu: Bir etkinliği beton barikatlarla korusanız da, güvenlik elemanlarını arttırsanız da suç, ister adi suçlar isterse de radikal suçlar kapsamında olsun bir şekilde yolunu buluyor. Ve Strasbourg'daki aynı zamanda bilhassa fakir Müslüman gençlerin radikaller tarafından kolay kandırılabildiğinin de kanıtıdır. Göç alan bütün Avrupa ülkeleri şiddete yatkın olanları bulup onları radikalleşmekten korumalı ya da tutarlı tepki göstermelidir. Üçüncü ülkelerden gelen tehlikeli ve terör faili kişiler şimdiye kadar olduğundan daha çabuk sınır dışı edilmelidir."

Bir sonraki genel seçimde aday olmayacağını ve parti liderliğini de bırakacağını açıklayan İngiltere Başbakanı Theresa May Muhafazakâr Parti parlamento grubundaki güven oylamasını kazandı. Süddeutsche Zeitung Brexit anlaşmazlığının Londra'da siyasi kaosa yol açmasını konu alan yorumunda Britanya’nın Avrupa Birliği’nden ayrılması önündeki en önemli pürüzün İrlandalılar arasındaki sınırın gelecekteki statüsü olduğunu yazıyor:

"Londra'daki tansiyonun böylesine yükselmiş olması karşısında uzlaşma sağlanması kolay olmayacaktır. Avrupa Birliği (AB) ile Britanya arasındaki Brexit anlaşması uygulanabilir bir çözüm sayılmakla birlikte Başbakan May ek taleplerle işi daha da yokuşa sürdü. AB anlaşmada esaslı değişiklik yapılmasına izin vermeyeceği için Avrupa her şeye hazırlıklı olmalıdır. Her türlü ihtimal akla gelebilir. Kötü bir çözümden iyi sonuç alınamayacağı ise kesindir. Brexit artık zararı asgariye indirme arayışına dönüştü. Baskının daha da arttırılması gerekebilir. Çünkü AB tarihinde hep başka çare kalmadığında uzlaşma sağlanabilmiştir. Ancak İngiltere'nin erken seçimler ya da ikinci referandum için daha fazla zamana ihtiyaç duyması da mümkündür. AB Britanya’ya daha fazla yardımcı olamaz. Yapabileceği tek şey soğukkanlılıkla beklemek olabilir."

Nürnberger Nachrichten gazetesi, Başbakan May’in partisinden güvenoyu almasını konu alan yorumunda şu satırlara yer veriyor:

"Kazandığı kısmi zafer, Theresa May ile partisi arasındaki anlaşmazlığın sona erdiği anlamına gelmez. Parti tüzüğüne göre bir yıl süreyle kendisiyle ilgili güven oylaması yapılamayacağını bilmesi başbakanı mutlaka rahatlatmıştır. Ancak bu demek değildir ki, ona istemeyerek güvenoyu veren Muhafazakâr Parti’deki karşıtları parlamentodaki Brexit oylamasında da başbakanlarını destekleyecekler."

DW, dpa, afp/AG, GA

© Deutsche Welle Türkçe