1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Filistin halkının umudu seçimlerde

Bettina Marx / DW28 Aralık 2004

Filistin bölgelerinde 9 Ocak 2005’te yapılacak seçim kampanyalar kısa bir süre önce başladı. Filistin lideri Yasir Arafat’ın ölümünden sonra birçok Filistinli bu seçimleri geleceğe yönelik bir umut olarak görüyor. Ancak unutulmaması gereken şey, 37 yıldır işgal altında bulunan Filistin halkı yalnızca kısıtlı hak ve yetkileri bulunan bir özerk yönetim seçiyor. Bettina Marx’ın yorumu:

https://p.dw.com/p/AZzW

“Filistin’de başkanlık seçimlerine iki hafta kaldı. 9 Ocak’ta ölen Filistin lideri Yaser Arafat’ın yerine yeni bir başkan seçilecek. Halihazırda Filistin Kurtuluş Örgütü lideri olan Mahmud Abbas’ın seçilmesine de kesin gözüyle bakılıyor. Anketler de başka bir sonucun mümkün olmadığını gösteriyor şimdiden.

Ancak Abbas’ın yakın çevresi anketlerden çıkan sonuçlara bakarak, başkanlık adayını uyarıyor. Eğer Abbas, şimdiden yeni başkan olarak gözükürse, Abbas’ı seçecek birçok kişi sandık başına gitmeyebilir. Seçimlere katılımın az olması ise demokratikleşme yolunda iyi bir işaret olarak algılanmayabilir.

9 Ocak’taki seçimler yalnızca bir başlangıcı simgeliyor. Filistin Yürütme Konseyi ve Özerk Bölge Parlamentosu seçimleri ilkbahar ya da yaz aylarında bu seçimleri izleyecek. Filistinlileri heyecanlı bir dönem bekliyor, nitekim Yürütme Konseyi ve Paralemnto seçimlerine radikal Hamas örgütü de aday gönderiyor. Bu seçimlerin sonucu, halkın rüşvetçi addettiği yönetimden ne denli soğuduğunu ortaya çıkarabilir. Filistin halkı seçimlerden sonra yeni bir dönemin başlamasını, şeffaf bir yönetim, demokratik bir toplum ve İsrail’le barış görüşmelerinde daha güçlü bir pozisyon bekliyor.

İsrail yönetimi ise bu seçimlerden demokrat bir Filistin yönetimiyle karşılaşmak istiyor. Ancak İsrail’in yeni yönetimden talepleri çok. Dışişleri Bakanı Silvan Şalom bu bağlamda “terörü ve İsrail’e karşı kışkırtmaları sona erdirecek” bir yönetim beklentisi içinde. Şalom aynı zamanda Mahmud Abbas’ın “İsrail tüm işgal edilmiş bölgelerden geri çekilmelidir” yönündeki sözlerinin de kabul edilemez şartlar olduğunu kaydetmişti.

Ancak Filistinliler, İsrail tarafından aşırı olarak değerlendirilen bu normal taleplerini bile dile getiremezse, o zaman Ortadoğu barışı için bir gelecek söz konusu olmayabilir. Tüm umutların yanı sıra unutulmamalıdır ki, 9 Ocak’ta yapılacak seçimlerde 37 yıldır işgal altında bulunan, seyahat ve kendini ifade etme özgürlüğü kısıtlanmış bir halk kısıtlı hak ve yetkileri olan bir yönetim seçecek. Bu yönetimse bağımsız bir devletin bağımsız bir yönetimi olamayacak. Bu şartlar altında geleceğe umutla bakmak gerçekten de çok zor."