1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Üçüncü intifada olasılığı

27 Şubat 2013

Filistinli tutuklu Arafat Ceradat’ın İsrail cezaevinde ölmesi, Ortadoğu'da tansiyonu yeniden tırmandırdı. İsrail, Filistin bölgelerinde üçüncü bir intifadanın başlamasından endişe ediyor.

https://p.dw.com/p/17nOi
Fotoğraf: Hazem Bader/AFP/Getty Images

İsrail ve Filistinli yetkililer tarafından hazırlanan otopsi raporuna göre, geçen cumartesi günü İsrail’deki bir cezaevinde ölen 30 yaşındaki Filistinli Arafat Ceradat’ın iki kaburga kemiği kırıktı. Peki bu, işkence ya da kötü muamelenin bir sonucu muydu? İsrail tarafına göre, bunun yanıtı 'hayır'. İsrailli yetkililer, doktorlar kalp krizi geçiren Ceradat'ı hayata döndürmeye çalışırken Ceradat'ın iki kaburga kemiği kırıldığını öne sürüyor. Ancak Filistinliler için bu açıklama inandırıcı değil. Filistinliler, tutuklunun ağır iç kanama geçirdiğini, bunun da işkencenin bir sonucu olduğunu savunuyor.

İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Ben Dor da işkence iddialarını reddediyor. Lior Ben Dor "Biz tutuklunun işkence sonucu öldüğü iddialarını kesinlikle kabul etmiyoruz. Ceradat, cezaevinde işkenceye uğramadı" diye konuşuyor. İşkence iddialarını kabul etmeyen sözcü, cezaevlerindeki tutukluları birer saatli bombaya benzetiyor.

Megedo-Gefängnis Israel
Arafat Ceradat'ın öldüğü İsrail'deki Mecdu Cezaevi.Fotoğraf: Getty Images

Ben Dor, İsrail cezaevlerinde düşmanca ve terörist saldırılar düzenleyen tutukluların bulunduğunu dile getirirken, El Hak adlı Filistinli sivil toplum örgütünün başkanı Şavan Yabarin ise protesto gösterisine katılmak ya da taş atmak gibi nedenlerle de cezaevlerinde bulunanlar olduğunu söylüyor. Yabarin ayrıca İsrail cezavlerindeki tutukluluk koşullarına da değiniyor.

Filistinli tutukluların koşulları

B'Tselem adlı İsrailli insan hakları örgütü, 2010 yılında İsrailli yetkililerin sorgulama yöntemlerine ve cezaevi koşullarına ilişkin bir rapor açıklamıştı. Raporda, sorgudan önce tutukluların penceresiz hücrelere konulduğu ve bu hücrelere ya sıcak ya da soğuk hava verildiği belirtiliyor. Ayrıca tuvaletlerin koktuğu, yatakların da kirli olduğu raporda yer alan bilgiler arasında.

El Hak örgütünden Yabarin de Arafat Ceradat'ın yaşadıklarına ilişkin şunları anlatıyor: "Ceradat da uzun bir sorgudan geçirildi. Saatlerce ufacık bir sandalyede oturmak zorunda bırakıldı. Ayrıca uzun süre tecrit edilmişti. Psikolojik açıdan kendini kötü hissediyordu. O nedenle avukatı durumu mahkemeye taşıdı. Ancak daha sonra ortaya çıktı ki, Ceradat, İsrail iç istihbarat teşkilatı Şin Bet’in sorgulama merkezine nakledilmiş. İsrailliler 'kalp krizinden öldü' diyor, ama Filistinli ekibin raporunda Ceradat’ın sırtında, ağır iç kanama izlerine rastlandığı kaydediliyor. Bu işkence işareti. Filistinli ekip kalp krizi olduğunu tespit etmemiş. İşkence sırasında geçirdiği şoktan ölmüş olabileceği üzerinde duruluyor."

'İsrail cezaevlerinde yaklaşık 200 Filistinli öldü'

İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Ben Dor ise Filistinli ekibin otopsi raporunu şöyle değerlendiriyor: "Biz bazı Filistinlilerin iddialarını söylentilere dayandırdığı kanaatindeyiz. Zira bu durum onların çıkarlarına uyuyor ve halkı İsrail’e karşı kışkırtmanın bir parçası. Bu söylentiler iç politikada onların işine yarayabilir ama gerçeklerle bir ilgisi yoktur."

Unruhen in Hebron Palästina nach Tod eines Gefangenen
30 yaşındaki Arafat Ceradat'ın ölümü sonrası Batı Şeria'da gösteriler vardı.Fotoğraf: Reuters

Sözcü Lior Ben Dor, sorgulama sırasında kullandıkları metotların uluslararası yasa ve normlara uygun olduğunu söylüyor. Şavan Yabarin ise buna itiraz ediyor ve "Taş atmak ya da protesto gösterisine katılmak gibi nedenlerden ötürü, şiddet kullanıldığına dair suçlamalar getirliyor. Birçok Filistinli ise disiplin suçları nedeniyle hapiste tutuluyor. Bugüne dek aralarında hiçbir suçla itham edilmeyenler mevcut. Ve neden tutuklandıklarını bile bilmiyorlar. Tutuklama sebeplerini özellikle bildirmiyorlar ki tutuklular buna karşı bir savunma yapamasın. Dolayısı ile tutuklular kendilerini savunamıyor" diye konuşuyor.

Ancak akıllarda açıklığa kavuşturulması gereken daha birçok soru bulunuyor. Sivil toplum örgütü El Hak’ın verilerine göre, 1967 yılından bu yana İsrail cezaevlerinde yaklaşık 200 Filistinli öldü. Örgütün Başkanı Şavan Yabarin bu yüksek rakamın, İsrail cezaevlerinde Filistinlilere nasıl muamele edildiğinin açık bir işareti olduğunu kaydediyor.

Obama ziyareti öncesi suçlamalar

İsrail'deki Mecdu Cezaevi'nde ölen 30 yaşındaki Arafat Ceradat da taş atmak suçlamasıyla geçtiğimiz aylarda tutuklanmıştı. Ceradat’ın ölümüne tepki olarak İsrail cezaevlerinde bulunan yaklaşık 4 bin 600 tutuklu ve hükümlü, hafta sonu bir günlük açlık grevi yaptı. Ancak tutukluların bir kısmı, açlık grevine süresiz olarak devam etmek istiyor.

Unruhen in Ramallah Palästina nach Tod eines Gefangenen
Ramallah'taki gösterilere İsrail sınır polisi göz yaşartıcı gazla müdahale etti.Fotoğraf: Reuters

İsrailliler, Filistin Özerk Yönetimi’ni ABD Başkanı Barack Obama’nın mart sonunda İsrail’e yapacağı ziyaret öncesi, dikkat çekmeye çalışmakla suçluyor. İsrail gazetesi Israel Hayom Mahmud Abbas’ı, bu trajik olayı siyasi hamleleri için kullanmakla itham ederken, Abbas ise gazeteyi tartışmaları alevlendirmekle eleştirdi.

Filistinliler, Ceradat olayını Lahey‘deki Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taşımak istiyor. Zira Filistin Özerk Yönetimi, Birleşmiş Milletler'e “üye olmayan gözlemci devlet” statüsü kazandığından bu yana, Filistinlilerin böyle bir hakkı bulunuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Kersten Knipp / Başak Demir

Editör: Hülya Schenk