Frankfurter Rundschau'dan Ermeni sorunu ilavesi

“Ermeni trajedisi”, Sosyal Demokrat eğilimli Alman gazetesi Frankfurter Rundschau’un yayınladığı ilavenin başlığı böyle. Altı geniş yazıdan oluşan ilavede, Ermeni soykırımının I. Dünya Savaşı’nın ilk sistematik soykırımı olduğu tezi işleniyor.

Gerd Höhler imzasıyla yayınlanan bir yazıda, Türkiye’nin, kendi tarihinin bu karanlık sayfasını hep görmezden gelmeye çalıştığı, oysa artık dünyanın birçok ülkesinde 24 Nisan tarihinde bu soykırımın kurbanlarının anıldığı belirtiliyor. Höhler’in, Ermeni sorunu konusunda şu anda gelinen aşamayı ele alan yazısında, artık Türkiye’de de Ermeni sorununun tartışılmasını savunan sesler çıktığı, fakat bu tartışmanın, “soykırım olmamıştır” kararıyla sona ereceğinin gözle görüldüğü iddia ediliyor.

Ermeni ve Türkler’in tezleri

Yazıda, hem Ermeni hem de Türk tarafının tezleri anlatılıyor. Her ne kadar Ermeni tezlerine daha geniş yer veriliyor olsa da, örneğin, Ermeniler’in terör saldırılarında 20’den fazla Türk diplomatının yaşamını yitirdiği ve bugün Türk Tarih Kurumu Başkanı Yusuf Halacoğlu’nun uluslararası bir tarihçiler komisyonu kurulması gibi önerilerinin, bu konunun Türkiye’de bir tabu olmaktan çıkarılmasını hedeflediği de açıklanıyor.

Türkiye’de yaşayan Ermeniler’in çatışmalardan korktukları için geçmişi unutmaya çalıştığı öne sürülürken, Orhan Pamuk’un resmi tezlere açıkça karşı çıktığı için mahkemeye düşmesi olasılığı bulunduğu haber veriliyor.

Almanlar da suçlu

İlavede yer alan diğer yazılarda, Almanya’nın Ermeni soykırımında suçlular arasında bulunduğu da savunuluyor. 1915 yılında Anadolu’da görev yapan Alman diplomatlarının, Ermeniler’e “barbarca davranıldığını”, Ermeniler’in birçok bölgede yok edildiğini bildirmesine rağmen, o tarihte Osmanlı Devleti’nin müttefik olmasını dikkate alan Alman hükümetinin sansür kurumunun olayları sessizce geçiştirme kararı aldığı bildiriliyor.

Frankfurter Rundschau gazetesi, Alman muhafazakarlarının partisi Hristiyan Demokrat Birlik’in meclise sunduğu karar tasarısını da eleştiriyor. Richard Meng imzasıyla yayınlanan bir yazıda, verilen karar tasarısının amacının Ermenistan’la ilgili olmadığı öne sürülüyor. Meng, şu ifadeyi kullanıyor:

“Hristiyan Birlik partilerinden oluşan muhalefet meclise verdikleri tasarıyla, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girmeye hazır olmadığını çok zarif şekilde kanıtlamak istiyor.”

Hükümet partilerinin tavrı

Hükümet partilerinin ise Ankara’da kısa devreye yol açacak her türlü gelişmeyi engellemeye çalıştığının vurgulandığı bu yazıda, “Ankara’da, Türk tarihinin bu karanlık sayfası hakkında açık ve ciddi bir tartışma daha yeni başlıyor. Bu başlangıca zarar verilmek istenmiyor” deniyor.

Fransa örneğinde, Ermeni lobi çalışmalarına karşı politika yürütmenin ne kadar güç olduğunun belgelendiği ilavede, Alman meclisine verilen karar tasarısında “soykırım” nitelemesinin hiçbir şekilde yeralmadığına da dikkat çekiliyor.

Gazetenin ilavesinde, şimdi hükümet koalisyonuna dahil partilerle muhafazakarlar arasında Ermeni sorunu konusunda ortak bir tavır bulunmaya çalışıldığına da değiniliyor. Gazeteye göre, tasarının Nisan ayında görüşülmesi, fakat oylanmayarak komisyonlara havale edilmesi olasılığı da var. Komisyona havale edilen tasarıların daha sonra unutulduğuna da çok sık rastlanıyor.