1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

040210 Frankreich Flüchtlinge

11 Şubat 2010

Avrupa sinemalarında gösterimi süren Fransız yapımı “Welcome” (Hoşgeldin) adlı film, mültecilerin durumu ve onlara yardımcı olanlara polisin yaptığı muameleyle ilgili hararetli tartışmalar başlattı.

https://p.dw.com/p/Lz7d
Fotoğraf: Arsenal

Film, Fransız bir yüzme öğretmenin Iraklı bir mülteciyi Manş denizini yasadışı olarak geçmesi için eğitmesini konu alıyor. Fransa’nın kuzey doğusunda yer alan ve İngiltere’ye en yakın mesafedeki liman kenti Calais’de, yüzlerce mülteci, yasadışı yollardan İngiltere’ye geçmek için fırsat kolluyor. Kimileri, "Welcome" filminin aslında mülteciler ve onlara yardım edenlerin gerçek hikayalerini anlattığını savunuyor.

Welcome Film
Hikaye, yüzme öğretmeni Simon ve Kürt genci Bilal'in etrafında gelişiyor.Fotoğraf: Arsenal Verleih

Manş'ı geçmek

Yüzme öğrenmek istediğini söyleyen Kürt genci Bilal’in gerçek niyetini yüzme hocası Simon sonradan anlar. Bilal’in amacı Manş Denizi’ni yüzerek geçip, İngiltere’ye varmaktır. Zamanla Simon ve Bilal arasında dostluk başlar. Ve yağmurlu bir gece de Simon soğuktan donmak üzere olan Bilal ve arkadaşını evine getirir. Olaya şahit olan bir komşusu Simon’u polise ihbar eder.

Polis taviz vermiyor

Yönetmen Philippe Lioret "Welcome" (Hoşgeldin) adlı filminde yüzme eğitmeni ve öğrencisinin hikayesinin yanı sıra Fransız polisinin, Manş kıyılarına ulaşmayı başaran mültecilere yardım edenlere yaptığı muameleyi de anlatıyor. Film Fransa'da gösterime girer girmez, ülkedeki mültecilere yardım konusunda yoğun tartışmalara neden oldu. Calais kentindeki mülteci kampı 2002 yılında yetkililer tarafından boşaltıldı ve yüzlerce mülteci sokaklarda yaşamaya başladı. Ancak Fransız polisinin, yardım eden kişilere pek de hoşgörülü yaklaştığı söylenemez.

Filmplakat Welcome Plakat
Filmi Fransa'da bugüne kadar 1,5 milyon kişi izledi.

10 saatlik sorgu

Örneğin bunlardan biri Calais’li öğretmen Jean Claude Lenoir. "Selam" adlı yardım örgütünün başkanlığını da yapan Lenoir, birçok kez polis tarafından sorgulanmış, bir çoğu beraatle sonuçlansa da hakkında defalarca cezai kovuşturma yürütülmüş. Lenoir, 3 yıl boyunca kimliksiz ve pasaportsuz kalmış. Şimdi mart ayında yapılacak bir sonraki duruşmasını bekliyor.

Bir başka benzer hikaye ise Monique Pouille'e ait. Mültecilerin cep telefonlarını evinde şarj eden Monique bir sabah polisi kapısında bulmuş. Fransız kadın hikayenin geri kalanını şöyle anlatıyor:

Frankreich Einwanderungsminister Eric Besson
Fransa Göç Bakanı Eric Besson, filmin yönetmeni Phillipp Lioret'ye sert eleştiriler getirdi.Fotoğraf: picture alliance / dpa

“Çok şaşırdım. Hemen içerden eşime seslendim. Çünkü çok korkmuştum. Polis bize ‘suçüstü yakalandınız’ dedi. Kocam 'ne suçu?' diye sorduğunda herhangi bir cevap vermediler”

Monique Pouille, iki saati küçük bir sorgu odasında olmak üzere toplam 10 saat boyunca polis gözetiminde tutuldu.

Göç Bakanı tepkili

Filmle birlikte mültecilerle ilgili yaşanan tartışmalar, Fransızları sinema salonlarına çekiyor. Filmi şimdiye kadar 1,5 milyona yakın kişi izledi. Filmle ilgili tartışmaya Fransa Göç Bakanı Eric Besson da katıldı. Fransız Bakan, filmin yönetmeni Philippe Lioret’ye sert eleştiriler getirdi: “Yönetmen Philippe Lioret sınırı aşmıştır. Flim'deki polislerin aslında Vichy bölgesinde görevli polisler olduğu ve Afganların baskı ve polis takibatına maruz kaldıkları ima ediliyor. Böyle bir durum kabul edilemez.”

Şimdi başta medya olmak üzere birçok Fransız, Calais ve Paris'teki mültecilerin durumunun eskisinden daha kötü olduğu düşüncesinde.

© Deutsche Welle Türkçe

Johannes Duchrow / Çeviren: Ufuk Çakır

Editör: Murat Çelikkafa