1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Fransa’daki seçim yarışında “Avrupa” yok!

Eva John30 Mart 2007

Avrupa Anayasası’nın reddedildiği Fransa’da cumhurbaşkanlığı yarışında Avrupa politikası arka planda. Üç cumhurbaşkanı adayı bu konuyu seçim kampanyalarında pek gündeme getirmezken, üç iddialı adayın Avrupa’nın geleceğiyle ilgili beklentileri arasında küçümsenemeyecek farklar var...

https://p.dw.com/p/AZRV
Cumhurbaşkanı adaylarının Avrupa politikasına ilişkin görüşleri birbirinden farklı.
Cumhurbaşkanı adaylarının Avrupa politikasına ilişkin görüşleri birbirinden farklı.Fotoğraf: AP Graphics

Fransa’da 22 Nisan’daki ilk tur oylamaya hazırlanan cumhurbaşkanı adayları Avrupa’nın, seçim kampanyasını dikkatle izlediğinin bilincinde. Ama adayların propaganda kampanyalarında “anayasa” kelimesi geçmiyor, sadece ‘antlaşmadan’ söz ediliyor. Fransa’nın üç iddialı cumhurbaşkanı adayı da AB kurumlarının üye sayısı 27’ye çıkan genişletilmiş Avrupa’ya adapte edilmesi gerektiğini söylüyor.

Liberal kanadın adayı François Bayrou’nun Demokrasi Birliği Partisi’nden Avrupa milletvekili Nathalie Griesbeck, Avrupa’nın layık olduğu güce ancak kurumsal reformlarla ulaşabileceği görüşünde. Güçlü ve siyasi Avrupa’nın kurumlarının da ona uygun olması gerektiğine belirten Griesbeck, “Hala 15’ler Avrupası’nın idari yapısını kullanıyoruz. Daha basit, kolay okunup akılda tutulabilen ve öncelikle de kurumları işler hale getiren yeni bir öneri hazırlayacağız” diyor.

Sarkozy basitleştirmeden söz ediyor

İktidardaki Halk Hareketi Birliği’nin güçlü adayı Nicolas Sarkozy de “basitleştirmeden” söz ediyor. ‘Sadeleştirilmiş antlaşmadan’ yana olduklarını söyleyen partinin Avrupa politikası sözcüsü Alain Lamassoure, şöyle konuşuyor:

“Avrupa’nın siyasi kimliğini bize anlatan bir anlaşmaya ihtiyacımız var. Anayasa projesi başlatıldığında ortaya konan ilkelerin değiştirilmeden üstlenilmesi gerekir. Nice antlaşması temelinde, kalemle değil makasla rötuşlanmış bir metin hazırlanabilir.”

Sosyalistler ne diyor?

Avrupa Birliği kurumlarının yeniden tanımlanması, Avrupa Dışişleri Bakanlığı’nın ihdası, temel haklar şartı ve karar mekanizmasında oybirliğinden ağırlıklı çoğunluk sistemine geçilmesi, Fransa’daki bütün cumhurbaşkanı adaylarının benimsedikleri ilkeler. Segolene Royal’ın Sosyalist Partisi önce mevcut anayasa metninin, üzerinde mutabakat sağlanması daha kolay olan bölümlerine el atılmasından yana.

Royal’ın yakın mesai arkadaşlarından AP üyesi Gilles Savary şu örneği veriyor: “18 devlet tarafından onaylandığı için üzerinde mutabakat sağlanmış olan bütün bölümler olduğu gibi bırakılmalı. Fransız ve Hollandalıların da itiraz etmedikleri, ortak güvenlik ve savunma politikaları ve enerji politikası ile kamu hizmetlerinde Birliğin yetkilerinin genişletilmesi gibi.”

Ekonomi politikaları ve Avrupa Merkez Bankası’nın işlevi gibi alanlarda Royal ile Sarkozy’nin görüşleri hemen hemen aynı. İki politikacı da Euro bölgesini zayıf bulduklarından, ekonomi ve para politikalarına aktif müdahale edebilmeyi istiyorlar. Sosyalist Parti’nin anayasa referandumundan yana olduğunu da vurgulayan Avrupa milletvekili Savary, “Aksi takdirde Avrupa aleyhtarlarının ekmeğine yağ sürmüş olacağını bildiğinden Madam Royal yeni anlaşmanın da halkoyuna sunulmasını istiyor” diyor.