1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Göç Yasası mülteci kadınların durumunu zorlaştıracak

Henriette Wrege10 Temmuz 2004

Sağlam bir oturma iznine sahip oldukları halde toplumun kıyısında yaşayan mülteci kadınların çoğu ya hiç Almanca bilmiyor, ya da çok az konuşabiliyor. Mesleki becerileri olanlar da, çalışmalarına izin verilmeyen uzun bekleme süresi içinde bu becerilerini kaybediyorlar.

https://p.dw.com/p/Aaiv
Göçmen kadınlara dil öğrenme zorunluğu da getiriliyor.
Göçmen kadınlara dil öğrenme zorunluğu da getiriliyor.Fotoğraf: AP

Dünya çapında mültecilerin yüzde 75 ila yüzde 80’i kadın ve çocuklardan oluşuyor. Almanya’ya iltica başvurusunda bulunanların ise sadece yüzde 30’u kadın. 16 yaşın altındakiler çıkarıldığında kadınların oranı yüzde 20’ye düşüyor. Bunun nedeni, kadınların kaçmalarına yardımcı olacak insanlara verecek paralarının olmaması.

Avrupa Mülteciler Fonu ve Alman Federal Aile Bakanlığı’nın finanse ettiği prolntegra adı verilen proje ile mülteci kadınların kendi ayakları üzerinde durabilmeleri için desteklenmesi hedefleniyor. Proje kapsamında Berlin ve Brandenburg eyaletlerinde 19 ayrı ülkeden gelen 75 mülteci kadın kendi şirketlerini kurmaları için destekleniyor. Kendisi de Lübnanlı bir mülteci olan Fadia Foda proIntegra projesi kapsamında kadınlara çeşitli imkanlar sunulabileceğini belirtiyor:

‘’İş imkanları geniş bir yelpazeye yayılıyor. Tarım mühendisinden çeşitli seviyelerde öğretmenliğe, güzellik ve sağlık alanından kuaförlüğe, terzilikten iletişime...’’

İş kurmak zorlaştırılıyor

Projenin başlangıcında 75 mülteci kadının hangi alanlarda bilgili oldukları, neye yatkın oldukları, eksiklikleri saptanmış, ardından örneğin Almanya’da bir kuaför salonu ya da terzi dükkanı açabilmek için ne yapmaları gerektiği konusunda bilgi verilmiş. Şimdi yeni Göç Yasası ile tüm bunlar bir kalemde siliniyor. Çünkü yeni yasa ile AB ülkeleri dışından gelenlerin Almanya’da iş kurabilmelerinin önüne büyük engeller çıkarılıyor. İş kurmak isteyenin en az 10 kişiyi istihdam etmesi ve bir milyon euroluk yatırım yapması gerekiyor.

Yeni Göç Yasası'ndaki bir diğer zorluk dil konusu. Gerçi Alman hükümeti dil kursu masraflarını üstleniyor. Ama ilk bakışta olumlu görünen bu gelişmenin ardından bir de tehdit geliyor: Kurslara katılmayan, oturma iznini kaybetme ya da sosyal yardımlarda kısıntı tehlikesi ile karşı karşıya. Avrupa Göç Merkezi’nden sosyolog Nathalie Schlenzka bu konunun bir başka boyutuna dikkat çekiyor:

‘’Mülteci kadınların çocukları var ve çalışmak ya da kursa gitmek istediklerinde çocukları bırakacak bir yerleri yok. Birinci sorun, mülteci kadınların çocuk yuvalarına başvuruda aynı imkanlara sahip olmaması. İkincisi erkeklerin tutumları. ‘Çalışamazsın’ diyorlar ya da ‘Önce ben iş bulayım sonra bakarız, o zaman sen de belki çalışabilirsin’’ diyorlar.’’

Cinsiyet nedeniyle iltica etme hakkı

Yeni yasanın kadınlar için olumlu tek yönü, devletle bağlantılı olmayan takibata uğrayan ya da cinsiyeti nedeniyle baskı altında bulunanlara mülteci statüsü tanınması. Yani ülkelerinde iç savaşta milislerin takibatına, polis karakollarında taciz ve tecavüze uğrayan, aile içi şiddet ya da sünnet edilme tehlikesiyle karşı karşıya bulunan kadınlara. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyada her yıl 2 milyon kadın bu tür tehditler ile karşı karşıya kalıyor.