Gönüller dans pistinde birleşiyor

Johannesburg 3 milyon 200 binlik nüfusuyla Afrika'nın güneyindeki en büyük yerleşim merkezleri arasında yer alır. Ülkenin en önemli ve en büyük üniversiteleri de bu kenttedir. Nüfusun büyük bölümünü gençler oluşturur. Bu nedenle şehir merkezinde çok sayıda gece kulübü bulunur. Gençler burada, din, dil, ırk ayrımı olmaksızın eğlenir.

Tam ses kontrolü yapıldığı sırada The Woods adlı gece kulübüne giriyoruz. Kulübün adının neden The Woods olduğu konusunda bir fikrimiz yok. Burada, Johannesburg'un merkezinde hiçbir yerde, orman ya da ağaca rastlamak mümkün değil. Dekorasyon olarak ise duvarda iki testere asılı. Başka da bir şey yok. Kulübun DJ'i, davulcusu ve parti organizatörü Mark Suttner, The Woods ile ilgili şu bilgileri veriyor:

"The Woods, Johannesburg'da siyahî ve beyaz gençleri çeken ilk kulüplerden biri. Önceden, siyahîlere, beyazlara ait partilere ya da Afrikalıların partilerine giderdiniz; bugün ise tamamen farklı. Burada, siyahî, beyaz ya da homoseksüel tüm gençler bir araya geliyor. Burada herkes eşit. Ve eğleniyorlar. Böyle şeylerin gerçekten yaşandığı bir kulübe ihtiyaç olduğuna inanıyorum.“

Her çeşit müzik mevcut

Suttner'e kalsa, Johannesburg’daki kulübün çeşitliliği hakkında saatlerce konuşacak. Mark, bugün, 27 müzik grubu ve DJ’in katıldığı Elektronik Müzik Festivali'ni organize ediyor. Fakat kulağa gelen müzik, elektronikten ziyade metal müziği hatırlatıyor

Ancak dışarıda daha farklı müzik sesleri duyuluyor. Örneğin, Miriam Makeba gibi klasik Afrika müziği.

Ve Mark Suttner, kültürleri hakkında konuşmaya devam diyor:

"Kültürümüz o kadar çeşitli ve renkli ki, anlatamam. Pek çok kültür ve ülke bizi etkiledi. Johannesburg bunun en güçlü hissedilebileceği tek yer.“

Facebook'ta randevulaşıyorlar

Stefanie Wood, bu gece kulübünde oldukça fazla zaman geçirmiş. Wood, beyaz bir genç kız ve siyahî arkadaşı Zoe Legkobo ile gittiği kulüpte bu gece ten rengiyle azınlıkta kalıyor. Stefanie, "Burada kültürler gerçekten bir araya gelip kaynaşıyor“ diyor.

İki arkadaş da aynı tür müzikten hoşlanıyor. Zoe Legkobo, şunları söylüyor:

"Pekâlâ, aynı fikirde olmadığımız zamanlar da oluyor. Ama anlaşmanın yolunu da bulabiliyoruz. Örneğin müzik zevklerimiz pek farklı değil.“

Nereye gideceklerine çoğunlukla öğleden sonra Facebook’da karar veriyorlar. Sonra buluşup otomobille istedikleri yere gidiyorlar. Stefanie ve Zoe, alkol ve uyuşturucuya ihtiyaçları olmadığını söylüyor:

"Ben bunun canlı kanıtıyım. Alkol almıyorum ve esrar içmiyorum. Bunun yerine sabah ikiye kadar dans ediyorum.“

Aileleri nerede olduklarını bilmiyor

Ancak aileler genellikle, çocuklarının geceyi nerede geçirdiklerini bilmiyor. Eğer çocuklarının şehir merkezindeki karanlık sokaklarda, boş depolarda ve pis apartman harabelerinde dolaştıklarını bilseydiler, büyük bir ihtimalle çıldırırlardı. Stefanie, bu konuda şunları söylüyor:

"Ancak neden bahsettikleri konusunda bir fikirleri yok. Başlangıçta biz de endişeliydik. Çünkü bu yer, biraz korkutucu geliyor. Ama oldukça güvenli bir yer. Tek başına sokaklarda dolaşmaya başlamadığın sürece kaygı duymana kesinlikle gerek olmuyor.“

Claus Stäcker / Çeviri: Başak Sezen

Editör: Ahmet Günaltay