1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Görev değişikliği Irak’taki durumu etkilemez

Daniel Scheschkewitz/Washington9 Kasım 2006

ABD Başkanı Bush, şimdiye kadar savunma bakanlığı görevini yürüten Donald Rumsfeld’in istifasının ardından eski CIA Başkanı Robert Gates’i bu göreve atadı. Siyasi yorumcular, Rumsfeld’in istifa zamanının zaten çoktan gelmiş olduğuna dikkat çekiyor, ancak bu personel değişikliğinin Irak’taki duruma yansıyacağına da şüphe ile bakıyorlar. DW Washington bürosundan Daniel Scheschkewitz’in yorumu...

https://p.dw.com/p/AZnR

ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld’in istifa zamanı çoktan gelmişti. ABD Başkanı George Bush, aslında Pentagon’daki adamını gereğinden fazla sahiplenmişti. Ama Cumhuriyetçi Parti’nin hatırı sayılır seçim yenilgisi ertesinde Rumsfeld’i tavır almaya zorladı. Zira Salı günü yapılan kongre seçimleri, bir bakıma Irak’ta devam eden savaşa ilişkin referandum anlamı taşıyordu. Ve Rumsfeld, bu savaşın sadece planlayıcıları ve sorumluları arasında bulunmuyordu; savaşın kaosa dönüşmesi de baş streteji uzmanı Rumsfeld sayesinde oldu. Ayrıca, Rumsfeld sadece halk arasında değil, askerler arasında da sevilmiyordu ve izole durumdaydı. Son olarak Amerikan Ordusu’na bağlı sekiz generalin yanısıra, dört bağımsız askeri dergi de, Rumsfeld’in vasıflarının yetersiz kaldığı gerekçesiyle bu makamda kalamayacağını belirtmişler ve istifasını istemişlerdi.

Kurnaz ve içgüdüsü güçlü bir politikacı olan Rumsfeld, son saatinin yaklaşmakta olduğunu hissetti. Aslında daha Irak’ta Ebu Gureyb cezaevinde işkence fotoğrafları ortaya çıktığında istifa edebileceğini Başkan’a söylemişti. Zira Ebu Gureyb olayı, Rumsfeld’in sorumluluk taşıdığı skandal gelişmeler listesinde birinci sırada yer alıyordu. Nitekim, Amerikan Ordusu’nun terörle mücadelede ahlaki kırmızı çizgilerini kaybetmesi, bu işkence fotoğraflarının boy göstermesi dönemine denk gelir.

Rumsfeld’in akılcı askeri yetkililerin öğütlerine kulak asmaması ise, onun sonunu hazırladı. Askerler, Irak’ta istikrarın sağlanması için çok daha fazla sayıda askeri birliğe ihtiyaç olduğunu tahmin ediyorlardı. Rumsfeld ise, Irak’ın kolayca ve fazla para harcamadan ele geçirilebileceğini sanıyordu.

Bağdat’ın ele geçirilmesinden sonra Irak ordusunun dağıtılması kararı da başka bir hataydı. Şimdilerdeyse etnik milisler iktidarı ele geçirmek için mücadele veriyorlar ve daha işin başlangıcında olan yeni Irak ordusu bunlarla başetmekten uzak görünüyor. Irak’ın içsavaş ortamına düşmekte olmasının başlıca sebeplerinden biri de Rumsfeld’in Amerikan ordusunun az masrafla yeniden yapılandırılması planlarında ısrar etmesidir. Oysa ki Irak’ta en gerekli olan şey, bu ülkeye çok daha fazla sayıda asker konuşlandırmaktır.

Demokratların iktidara oturması ve politik konumu zayıflamış bir Başkan karşısında Rumsfeld’in yerine gelen yeni Savunma Bakanı’nın yapabileceği tek şey ise Irak’tan düzenli çekilişin memuru olmaktır. En azından Amerikalı seçmenin iradesi bu yönde belirmiş durumda. Ama ufukta Irak’ın durumun iyileşmesi görünmüyor.