Güney Afrika'da AIDS'e çare aranıyor

“Çağın vebası“ olarak anılan AIDS, Afrika’da can almaya devam ediyor. BM tarafından yapılan araştırmalar, hastalığın yayılmasının bazı Afrika ülkelerinde hız kestiğini ortaya koysa da geçen yıl 3 milyon 100 bin kişinin AIDS’ten hayatını kaybetmiş olması, durumun vehametini ortaya koyuyor. Güney Afrika’nın Durban kentinde bugün başlayacak olan “II. Uluslararası AIDS Konferansı“nda konu 4 binden fazla delege tarafından ele alınacak.

Tıbbi Araştırmalar Konseyi’nin üç hafta önce açıkladığı bir rapora göre, 5 milyon 600 bin Güney Afrikalı HIV taşıyor. Bu rakam, nüfusun yüzde 12,4’üne hastalığına bulaştığını ortaya koyuyor. Böylece Güney Afrika, Afrika ülkeleri arasında AIDS’in en yaygın olduğu ülke olarak ön plana çıkıyor. Ancak Güney Afrika yönetimi bu gerçeği kabullenmekten yana değil.

“İnsanlığın en büyük düşmanı AIDS değil, yoksulluktur“ diyen Güney Afrika Devlet Başkanı Thabo Mbeki’nin bu bakış açısının ardında ise muhtelif siyasi gerekçeler yatıyor. Güney Afrika Sağlık Bakanı Manto Tshabalala-Msimang de AIDS tedavisinde kullanılan ilaçların yarardan çok zarar getirdiğini iddia ediyor.

“Güney Afrika yönetiminin ayakları yere basmıyor“

Heinrich Böll Vakfı’nın Johannesburg şubesi görevlilerinden Stefan Cramer, Sağlık Bakanı’nın bu inkarcı yaklaşımına dikkat çekerek “Güney Afrika hükümeti hala ayakları yere basan bir tutum izlemiyor. Yönetime bakarsanız, AIDS, Afrika ülkelerini hortumlamak için Batılı ilaç sanayiinin icat ettiği bir hastalık. Bu bakış açısını onaylamam mümkün değil“ diye konuşuyor.

Güney Afrika’da 10 yıldır yaşayan Cramer’e göre, AIDS’in hızla yayılmasında kadına yönelik ayrımcılık, doğum kontrol ve cinselliğe dair bilgisizlik büyük rol oynuyor.

Mandela mücadeleye destek veriyor

Bu konularda toplumu aydınlatmak için başlatılan kampanyada Güney Afrika eski devlet başkanlarından Nelson Mandela da görev alıyor. Mandela’nın büyük oğlu, geçen Ocak ayında AIDS yüzünden hayatını kaybetmişti.

Bu olaydan sonda AIDS’le mücadele etmeye başlayan Mandela, “Yakınlarımızın neden hayatını kaybettiğini artık saklamaktan vazgeçmeliyiz. Bunu yaptığımız taktirde HIV’in gündelik hayatımızda sürekli yüz yüze kaldığımız bir hastalık olduğunun bilincine varabiliriz“ diyor.