1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gelecekten enstantaneler

Peter Kolakovski/Ajanslar2 Eylül 2006

Essen’de açılan ENTRY 2006 sergisi, yarının dünyasından kesitler sunuyor. 26 Ağustos’ta start alan sergide, 20 ülkeden mimar ve tasarımcıların fütüristik objelerini görmek mümkün.

https://p.dw.com/p/AaM5
Uluslararası alanda başarı kazanmış Alman ve Amerikalı küratörlerin yönetmenliğindeki ENTRY 2006 tam 100 gün açık kalacak.
Uluslararası alanda başarı kazanmış Alman ve Amerikalı küratörlerin yönetmenliğindeki ENTRY 2006 tam 100 gün açık kalacak.Fotoğraf: Zollverein/Thomas Mayer

Almanya’nın Essen kentinde bulunan, UNESCO’nun dünya kültür mirası listesine aldığı maden ocağı Zollverein ilginç bir sergiye ev sahipliği yapıyor. ENTRY 2006 sergisi, yarının dünyasını bugünden anlatmanın gayreti içinde. 20 ülkeden 300 objeyle, “Gelecekte nasıl yaşayacağız?“ sorusuna cevap aranıyor. Mimarlar ve tasarımcılar fütüristik objelerini sergiliyor; modadan medyaya, sağlıktan mobilyaya, tarımdan şehirlere kadar gelecekten enstantaneler sunuyor. ENTRY 2006, beş bölümden oluşuyor: Second Skin, Open House, Groundswell, The Wall of ENTRY Paradise ve Talking Cities.

Uluslararası alanda başarı kazanmış Alman ve Amerikalı küratörlerin yönetmenliğindeki ENTRY 2006 tam 100 gün açık kalacak. Sergi kapsamında 40 kadar farklı etkinlik de düzenleniyor. Çalışma atölyeleri, forumlar ya da konferanslar; geleceğin dünyasını merak edenler için alternatifler düşünülmüş. Tabii ENTRY 2006, tasarım ve mimari profesyonelleri için de önemli bir buluşma merkezi aynı zamanda.

Doğa esin kaynağı

Peki ’kristal küre’de ne görünüyor? Geleceğin binaları nasıl olacak örneğin? Tasarımcı Francesca Ferguson, gelecekte doğadan daha fazla ilham alınacağın, keskin hatlar ve köşelerin yerini yuvarlak, amib tarzı hatlar hatların alacağını, yani ’bang-design’ denilen tarzın trend olacağını anlatıyor. Ferguson, “Son altı, yedi yıldır mimari de şu tartışma sürüyor: Yeni teknolojiler, yeni malzemeler ve da yen iyazılımlar sayesinde şekiller, yapılar değişecek. Yuvarlak, amorf hatlara doğru bir evrilme söz konusu. Ancak bu trend daha hayata geçmedi, çünkü çok çok pahalı,“ diyor.

2008 Olimpiyatları için Pekin’de havuz inşa edecek olan Alman mimar Chris Bosse de söz konusu havuzu tasarlarken doğadan ’kopya çektiklerini’ anlatıyor: “Su kabarcıklarından, köpüğün geometrisinden esinlendik. Köpüğün çok sağlam olduğunu tespit ettik. Teflonla kaplı, çelik konstrüksyon bir yapı tasarlıyoruz.“

Bilim kurgu değil gerçek

Aslında ’gelecekte yuvarlak ve amorf biçimlerin hakim olacağı’ tezi yeni değil. 50’li yıllardaki bilim çizgi romanları ve filmlerinde bu tarz objelere rastlamak mümkün. Ancak bir zamanlar sadece bilim kurgularda kullanılan objeler, artık gerçeğe dönüşmeye başlıyor. Mesela içlerine yerleştirilen elektronik aygıtlar sayesinde vücut ısısını dengede tutabilin giysiler, Amerikalı tasarımcılar Carol Ross Allen ve Peter Allen tarafından geliştirdi.

Keza ’konuşan akıllı’ mobilyalar ve ev aletleri, sütün bozulup bozulmadığını söyleyen buzdolabı, filmin başladığını haber veren televizyon da artık sadece bir hayalden ibaret değil… New York Ulusal Tasarım Müzesi’nden Ellen Lupton’ın böyle tasarımları var.

Ve elbette tüm bu tasarımları ENTRY 2006’da görmek mümkün. Sergi, 3 Aralık tarihine kadar açık kalacak.