1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gelişme ile buldozer arasında yeşeren umutlar

30 Nisan 2009

İmar, yıkım da olabilir: Doğu Almanya birleşmenin 20’inci yılında son derece büyük nüfus sorunlarıyla boğuşuyor. Büyük kentler canlanırken, kırsal kesim kan kaybediyor.

https://p.dw.com/p/Hgsc
Erfurt - Herrenberg’de tadilattan geçirilmiş üç blok apartman
Göreceli kazançlılar: Erfurt - Herrenberg’deki konut silolarının tadilattan sonraki haliFotoğraf: AP

Başbakan Helmut Kohl, Almanya’nın birleşmesi sayesinde bütün bölgelerin kısa zamanda gelişeceğini söylemişti. Doğu Almanya’da büyüyüp gelişen yerler var. Berlin ve çevresi, Dresden, Leipzig ya da Erfurt. Diğer bölgelerde ise kapısı duvarla örülmüş, penceresi sökülmüş harap vaziyetteki evlerin önünde yaban otları bitiyor.

Doğu eyaletlerinde 1 milyon 300 bin konut boş. 2010 yılına kadar bunların 350 bini yıkılmış olacak. Kent tadilatı çerçevesindeki teşvik projesi “küçülmenin fırsat yaratabileceği” düşüncesiyle yürütülüyor. “Shrinking Cities” adlı uluslararası projenin küratörü Philipp Oswalt, Almanya’nın doğusunun birleşmeden hem kâr hem de zarar ettiğini söylüyor.

Stralsun’daki prefabrike blokların sonu
Stralsund mahallelerinde yıkımFotoğraf: dpa - Report

Bütün dünyadaki kentsel daralma süreçleri mimar, etnolog, coğrafyacı ve sanatçılar tarafından incelendi. En azından küçülmeyi durdurabilenler Leipzig ve Erfurt gibi kazanan kentler. Başkent Berlin yakınlarındaki Potsdam ise kiraların en yüksek olduğu Alman şehirleri arasında yer alıyor. Tepeden tırnağa yenilenen Görlitz öncelikle batıdan gelip yerleşen emekliler sayesinde gelişiyor.

Aydınlık ve karanlık

Ama Almanya’nın doğusunda her yer günlük güneşlik değil. Yeniden birleşmenin yol açtığı ekonomik ve sosyal değişikliğin boyutlarını nüfus erozyonu yansıtıyor. Resmi tahminlere göre, eski Doğu Almanya bölgelerinde nüfusun 2050 yılına kadar yarı yarıya azalması mümkün. Avrupa’nın en hızlı nüfus kaybına uğrayan on bölgesinden üçü Doğu Almanya’da bulunuyor.

Berlin’in Nüfus ve Gelişme Enstitüsü uzmanları, Saksonya-Anhalt, Chemnitz ve Thüringen’in sosyalizm sonrasında sanayi tesislerini kaybettikleri ve “kenarda” kaldıkları için küçüldüklerini söylüyor. Orta Avrupa’nın büyüyen bölgeleriyle metropollerin uzağında kalan yöreler de dezavantajlı.

Öncelikle orta büyüklükteki sanayi kentlerinin geleceği karanlık. Eisenhüttenstadt savaştan sonra “Stalinstadt” adıyla büyük bir demir - çelik fabrikasının yanı başında kurulmuş, dev lojmanları andıran bir yerleşim merkeziydi. Kentin nüfusu 1990 yılından sonra 50 binden 33 bine düştü. Schwedt çevre belediyeleri bünyesine almakla nüfusunun yarı yarıya azalmasını önleyebildi. Doğu Almanya’da aynı akıbeti paylaşan birçok yer var.

Kent merkezlerinin uzağındaki yerleşim alanlarından Prignitz, Uckermark ve Lausitz de ümit vermiyor. Uzmanlar, hayatta kalabilecek yerleşim birimlerine ağırlık verilmesini tavsiye ediyor. Bazı köy ve kasabalar da metruk beldelere dönüşmeye boyun eğecek. Nüfusu azalan yerlerdeki altyapı çok daha fazlaya mal oluyor. Örneğin Saksonya’daki musluklardan bol su akıp, mikroplanma ve tıkanmanın önlenebilmesi için şehir şebekesine daha dar çaplı boruların döşenmesi gerekiyor.

Schwedt’in alışveriş merkezi Vierradener Caddesi
Peki ya sakinleri? Schwedt’in nüfusu yarı yarıya azaldıFotoğraf: Stadt Schwedt

Doğudaki nüfus sorununun başlıca nedenleri, doğumların düşmesi ve gençlerin batıdaki eyaletlere yerleşmesi. Almanya’nın birleşmesinden sonra yeni eyaletleri terk ederek iş bulmak amacıyla batıya yerleşenlerin sayısı 1 milyonu aştı. Saksonya’dan her yıl 20 bin nüfuslu bir kasaba ahalisi kadar insan ayrılıyor. Halle Sosyal Araştırmalar Merkezi’ne göre, başta genç kadınlar olmak üzere daha esnek ve ortalamanın üzerinde eğitimli kitle doğuyu terk ediyor.

Doğuda erkeklerden bir kat daha fazla genç kız, liseyi bitiriyor. Lise mezunları başka yerlerde daha iyi iş buluyor, ama yaşadıkları yerlerde kendilerine aynı eğitim düzeyinde eş bulamıyorlar. Doğu Almanya’nın bazı bölgelerinde evlenme çağındaki 80 kıza 100 damat adayı düşüyor.

2030 yılına kadar doğurma çağındakilerin sayısı yüzde 50 azalmış olacak. Doğu Almanya, Avrupa’nın doğum oranı en düşük bölgesi. Nüfus erozyonu bütün sosyal dokuyu da peşinden sürüklüyor. Okul ve dükkanlar kapanıyor, boşalan konutlar zamanla oturulmaz hale geliyor. Gelişen yerlerle boşalan bölgeler arasındaki fark büyüyor.

Ama doğudakiler karamsar olmak istemiyor. Enerji ve çevre teknolojileri gibi geleceğin branşları bazı bölgelerde hızla gelişiyor. “Shrinking Cities” projesinden Philipp Oswalt ise küçülmenin de yeni fırsatlar yaratabileceğini söylüyor. Alman mimar, “Son yıllarda tanık olduğumuz süreç aynı zamanda doğuya, geleceğe daha çabuk ayak uydurma avantajı da sağladı” diyor. Buna da nüfusun, Almanya’nın batısında da küçülmekte olmasını ve Hessen ve Bavyera eyaletlerinin kuzey bölgelerinde beklenen gelişmeyi doğunun şimdi yaşamakta oluşunu örnek gösteriyor.

Oliver Samson, Çeviri: Ahmet Günaltay
Editör: Hülya Köylü