1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Genişleme sonrası AB'de neler olacak?

Bernd Johann / DW19 Nisan 2004

1 Mayıs’tan itibaren AB’ye 10 yeni ülke daha katılıyor. Ancak hala müzakere tarahi için bekleyen Romanya, Bulgaristan ve Türkiye’nin durumu ne olacak? DW ve Güneydoğu Avrupa Topluluğu, politikacıları, gazetecileri ve ekonomistleri Berlin’de bu konuyu tartışmaya davet etti. ”Genişleme Sonrası Avrupa Birliği” konulu tartışmayı Bernd Johann izledi...

https://p.dw.com/p/AbJg

Avrupa Birliği, güneydoğu Avrupa ülkelerine mavi boncuk dağıtıyor. Başta Romanya ve Bulgaristan olmak üzere yakında müzakerelere başlanması beklenen Birlik‘in gerekli reformları yapmalarını halinde bu ülkeleri üyeliğe kabul etmesi sözkonusu. Aynı zamanda Hırvatistan’la da kısa süre içinde başlamayı düşünüyor.

Peki, bu ülkeler o zamana kadar üyelik için gerekli şartları yerine getirebilecekler mi? Bir diğer soru da; 1 Mayıs’taki genişlemeden sonra 25 üyeye ulaşan Avrupa Birliği, 2007‘ye kadar yeni ülkeleri içine katmaya, entegre etmeye hazır olabilecek mi?

"AB yeni üyelere kapılarını aralayacak"

Sosyal Demokrat Parti’den Gernot Erler, DW’nin Berlin’de Güneydoğu Avrupa Topluluğu ile ortaklaşa düzenleği konferansta, Avrupa Birliği’nin 2007 yılında da kapılarını yeni üyelerine aralayacağından emin. Gerler, AB’nin üyeliğe hazır olup olmadığı konusunda şunları söyledi:

”1 Mayıs’ta 10 yeni ülkenin katılımı kutlayacağız. Ama Birlik‘in kapılarını başkalarına kapatacağı ve genişleme sürecinin bittiği anlamına gelmiyor. AB‘nin Selanik Zirvesi‘nde bir kez daha anlaşıldı ki; AB‘nin selameti için tüm Avrupa’da huzurun hakim olması şart. Bunun için Makedonya gibi ülkelerle de işbirliği yapılması gerekiyorsa yapılır, fakat daha sonra bu ülkeler Avrupa Birliği’nden üyelik için görüşme yapmak istediğinde sırtımızı dönemeyiz.”

"Aceleye gerek yok"

Hristiyan Demokrat Birlik Partileri temsilcileri ise AB‘nin yeni ülkelerin katılımıyla zaten zorlu bir döneme gireceğini, 2007‘de yeniden genişlemeye gitmesinin güç olacağını savunuyorlar.

Hristiyan Demokrat Birlik Partisi’nden Gerd Müller, 1 Mayıs’ta yeni ülkelerin katılmasıyla karşımıza yeni sorunların çıkacağı belli olduğunu ve bu yüzden acele edilmemesi gerektiğini ifade etti.

Sorunları ekonomik

Avrupa Birliği’ne üyelik için görüşmelere başlamak isteyen güneydoğu Avrupa ülkelerinin en büyük sorunu ise ekonomik ve ekonomiyle birlikte gelişen politik belirsizlikler.

Arnavutluk, Bosna ya da Kosova gibi ülkeler gözönünde bulundurulursa, 2007 yılındaki genişlemenin zorlu olacağı ortada, ama imkansız da değil, bu konuda hükümet ve muhalefet hemfikir.

Türkiye'nin AB üyeliği

Türkiye’nin üyeliğine gelince, Alman hükümeti ve muhalefeti bu konuda tamamen ayrı görüşleri paylaşıyor. Türkiye’nin üyeliğini savunan Sosyal Demokrat Gernot Erler şunları söylüyor:

"Avrupa Birliği söz verdiği gibi yıl sonunda Türkiye’yle görüşmelere başlamalı. Ama bu görüşmelerin uzun süreceği belli, en az 15 yıl kadar. Türkiye konusunda sorunumuz, hükümetle muhalefetin farklı görüşlerde olması. Hristiyan Demokratlar ”imtiyazlı ortaklık” önerisi getirdiler, ama Avrupa Birliği’nin böyle bir uygulaması yok, bu yüzden bunu unutmak lazım."