1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Geri dönüş hayali

4 Kasım 2013

Suriye’den Türkiye'ye şimdiye kadar 600 bin kadar mülteci geldi. Mültecilerin büyük bir bölümü kamplarda kalırken bir kısmı da İstanbul gibi büyük şehirlerde yaşam mücadelesi veriyor.

https://p.dw.com/p/1ABVB
Fotoğraf: DW/S. Sokollu

Ethem, oturma odasında bağdaş kurmuş. Televizyonda ise bir çizgi film var ve sesi sonuna kadar açılmış. Çocukların kıkırdamalarından neredeyse hiçbir şey duyulmuyor. Toplam dokuz çocuk var. 28 yaşındaki Suriyeli, Deutsche Welle'ye yaptığı açıklamada, “Hepsi benim çocuğum değil. Burada toplam üç aile yaşıyoruz. Ben, eşim ve altı çocuğum, kardeşim, karısı, iki çocuğu ve ayrıca 11 yaşındaki oğluyla birlikte kalan bir dul kadın” şeklinde konuşuyor.

Ethem ve 21 yaşındaki kardeşi Mecid, soyadlarını açıklamak istemiyor, çünkü aile üyelerinin hiçbiri Türkiye'de resmî olarak kayıtlı değiller. Mülteci kamplarına ya da Suriye'ye geri gönderilme korkusu çok büyük.

İki kardeş evde çocuklara bakarken, kadınlar ise dışarıda para kazanmaya çalışıyor. Üç kadın sokaklarda dileniyor. Ethem, Halep'te kadın ayakkabısı üretiyormuş ve kendi dükkânı varmış. Şimdi ise İstanbul'daki bir otelde temizlikçilik yapıyor, ayda 220 euro kazanıyor. Kardeşi Mecid ise bir konfeksiyon atölyesinde çalışarak ayda 150 euro kazanıyor. İstanbul'un Fatih semtindeki iki odalı eve ödedikleri kira ise 330 euro civarında. Ethem, “Parayı ortaya koyuyoruz ve bir şekilde idare ediyoruz” diyor. İki kardeş aileleriyle birlikte üç ay önce Suriye'den kaçmış. Ethem, “Doğrudan Türkiye sınırından ülkeye geçtik. Önce Gaziantep'teki bir mülteci kampında kaldık. Ancak çalışmak istedik. Bu nedenle otobüsle doğrudan İstanbul'a geldik” ifadelerini kullanıyor. Ethem, Suriye'deki Kürt azınlıktan olduklarını ve Kürtçe bildikleri için İstanbul'daki Kürtlerle de iyi anlaşabildiklerini belirtiyor.

Riyad Ahmed Hüseyin (solda) ve Dilgez Hüseyin
Riyad Ahmed Hüseyin (solda) ve Dilgez HüseyinFotoğraf: DW/S. Sokollu

‘Türk hükümeti elinden geleni yaptı'

Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı'nın verilerine göre, ülkede şu anda 600 bin civarında Suriyeli mülteci bulunuyor. Bunların 200 bini mülteci kamplarında yaşıyor. Geri kalanı ise kiraladıkları konutlarda kalıyor. Sadece İstanbul'da 150 bin Suriyeli mültecinin bulunduğu ifade ediliyor. BM, gelecek yıl 2 milyon Suriyeli'nin daha ülkeyi terk edeceğini tahmin ediyor. Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarına göre, Türkiye şimdiye kadar Suriyeli mültecilerin kabulü ve bakımı için 2 milyar dolar kadar harcadı.

İnsan hakları derneği MAZLUMDER'in başkan yardımcısı Halim Yılmaz, Türk hükümetinin elinden geleni yaptığını söylüyor. Türkiye Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’nın eylül ayında kayıtlı Suriyeli mültecilerin hastanelerde ücretsiz tıbbi bakımını garanti altına aldığını kaydeden Yılmaz, “Türk Eğitim Bakanlığı da Suriyeli mülteci çocukların eğitim kurumlarına gidebileceklerini resmi olarak duyurdu” şeklinde konuştu. Hükümetin sadece kamp ve çadırlar kurabileceğini ya da eğitim kurumu ve tıbbi bakıma erişim sağlayabileceğini belirten Yılmaz, psikolojik desteğin ise toplumdan gelmesi gerektiğini ifade etti. Yılmaz, “İhtiyaç duydukları şey sadece mali destek değil. Onlara iyi bir komşu ya da arkadaş da olunması lazım” dedi.

Suriyeli mültecilere yardım platformu

Lezgin Akan ise arkadaş olma görevini yerine getirmeye çalışıyor. 23 yaşındaki iletişim öğrencisi, vakit buldukça Suriyeli mültecilerin nasıl olduğuna bakmak için Fatih'in sokaklarını dolaşıyor. Beş dakika içinde bir parkta oturmuş iki Suriyeli kardeşi buluyor. Akan ikisine de iş bulduğunu, ancak dil sorunu yüzünden işlerine devam edemediklerini söylüyor. “Parklardaki Suriyelilerle Dayanışma Platformu” adlı bir platformun destekçilerinden Akan, dokuz gönüllüyle birlikte İstanbul'daki yaklaşık 150 Suriyeli aile ile ilgileniyor. Mültecileri sokaktan kurtarıp ev bulmaya çalışıyorlar. Bağışlarla ilk kiralarını ödeyip bir de iş bulmakta destek oluyorlar. Riyad Ahmed Hüseyin ve Dilges Hüseyin'e de evi onlar bulmuş. İki kardeş eşleri ve çocuklarıyla bir ay önce Suriye'den kaçmış. Tarlabaşı'nda diğer Suriyeli ailelerle birlikte yaşıyorlar. İki kardeş her gün bir saat Fatih semtinde dolaştıklarını anlatıyor. Riyad Ahmed Hüseyin, muhafazakârların yoğunlukta olduğu Fatih semtinde dilenciliğin daha başarılı olduğunu söylüyor.

11 yaşındaki Suriyeli: Evin erkeği benim

Ethem ve ailesine evi de 23 yaşındaki Akan bulmuş. Özellikle annesi ile Ethem ve Mecid kardeşlerinin yanında yaşayan 11 yaşındaki Şakir için, Akan bir kahraman gibi. Şakir, babasını Suriye'deki bir bombalı saldırı sırasında kaybetmiş. Akan, evlerini ziyaret ettiğinde şimdi para kazandığını gururla anlatıyor. 11 yaşındaki Şakir, “Sokakta su satıyorum. Para kazanmam lazım. Sonuçta evin erkeği benim” diyor. Küçük çocuk savaşın yarattığı travmadan hâlâ kurtulamamış. Türkiye'de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları sırasında çok korktuğunu söylüyor ve ekliyor: “Havai fişekleri bomba sandım. Elimdeki tüm şişeleri atıp ağlayarak yere kapandım ve kulaklarımı tıkadım. Şimdi Türkiye'de savaş olduğunu sandım.”

Akan ona cesaret vermeye çalışıyor. Küçük Şakir'in gözleri ise yaş dolu. Yine de ülkesine geri dönmek istiyor. Şakir, “Savaş biter bitmez eve gitmek istiyorum. Burada kendimi yabancı hissediyorum” diyor. Ethem ve kardeşi de Türkiye'de kalmak istemiyor. Avrupa'ya gitmek de istemiyorlar. Savaş biter bitmez geri dönmek istiyorlar. İşsiz Suriyeli Riyad Ahmed Hüseyin de “Geçici olarak buradayız. Durum iyileşir iyileşmez Suriye'ye geri dönmek istiyoruz” ifadelerini kullanıyor. Her şeye rağmen vatanları orası…

© Deutsche Welle Türkçe

Senada Sokollu / Başak Sezen

Editör: Hülya Schenk