1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Geri gönderilen Suriyeliler: "Kimlik almaya gidiyoruz dendi"

7 Ağustos 2019

Ülkelerine geri gönderilen bazı Suriyeli sığınmacılar DW Türkçe’ye konuştu. Gönderilenler arasında kimliği olanlar da bulunurken, bazıları kendilerine kimlik almak için yola çıkarıldıklarının söylendiğini öne sürüyor.

https://p.dw.com/p/3NQOB
Arşiv fotoğrafı (2016)
Arşiv fotoğrafı (2016)Fotoğraf: Reuters/O. Orsal

Ayham, 23 yaşında Suriyeli bir genç. Beş yıldır Türkiye’de yaşıyor, İstanbul Taksim’de bir takı dükkânında çalışıyordu. İstanbul’a geldiğinde ilk olarak Esenyurt’ta kaldı. Sonrasında ise Taksim’de taşındı. Bu süreçte kimlik almak için uğraştı ancak sonra vazgeçtiğini anlatıyor.

"Ben ilk geldiğimde kimlik o kadar önemli değildi burada. Sonra Bursa ve İzmir’e gittim, arabulucular yaklaşık 1.500 TL para istedi. Bir kere de Manisa’ya gittim, oradaki arabulucu da 2.000 TL istedi. O sıra almadım, sonra da almak zorlaştı."

18 Temmuz günü öğle saatlerinde işine gitmek üzereyken polis tarafından durdurulduğunu ve kendisine kimlik sorulduğunu söylüyor. Kimliği olmayan Ayham, kira kontratını gösterdi ancak bu yeterli bulunmadı. Kasımpaşa Polis Merkezi’ne götürüldüğünü söylüyor. Burada, "35 kişi olana kadar bekleyeceğiz dediler" diye konuşuyor.

Dört saat polis merkezinde diğer Suriyeli sığınmacılarla beklediğini anlatıyor. Otuz beş kişi bir araya getirildikten sonra kelepçeli olarak Tuzla’ya gönderildiğini öne sürüyor. Genç sığınmacı "Bazılarımızın Türkiye kimlikleri vardı, evde unuttuğu için gönderilenler de oldu" diyor.

İstanbul Valiliği, 22 Temmuz'da yaptığı açıklamada, düzensiz göçle mücadele kapsamında yakalananların sınır dışı edileceğini belirtilerek, "İstanbul ilinde kaydı olmayan Suriye uyruklu yabancıların kayıtlı bulundukları illere geri dönmeleri için 20 Ağustos 2019 tarihine kadar süre verilmiştir" demişti.

"Sınırı yeniden geçmeye çalışacağım"

Tuzla’dan üç otobüs kalktı, Suriye’ye doğru yola çıktı. Ayham, burada jandarma tarafından teslim alındıklarında geri gönderileceklerini anladığını söylüyor. Ancak kendisi gibi yola çıkarılan diğer Suriyelilere, "Kimlik alacaksınız, sınır dışı yok" denildiğini anlatıyor. Telefonları da dahil şahsi eşyaları alındı. Bazı Suriyelilerin eşyalarını alarak dönmek istediklerini ancak bir kez daha "Merak etmeyin, geri gönderme yok" denildiğini aktarıyor.

Ayham, bir otobüs içinde 34 kişiyle Suriye’nin İdlib kentine gönderildiklerini anlatıyor. Sınırda kişisel eşyaları geri verildi. "Taksim’den İdlib’e 24 saat sürdü" diye anlatıyor. Hatay Reyhanlı’da bulunan Cilvegözü Sınır Kapısı’na yakın Sarmada kasabasından sınır dışı edildiklerini söylüyor. "Resmi bir sınır kapısı değil, geri dönüşler için burası kullanılıyor" diye öne sürüyor.

Suriyeli sığınmacı, evi de işi de Türkiye’de olduğu için geri dönmek istiyor. Şam’da yaşayan nişanlısını da Türkiye’ye getirmek istiyordu ama geri dönüşle planları da suya düştü. Gönderildiği İdlib, ilk kez gittiği bir kent. Şu an bir kaçakçının evinde kaldığını anlatıyor ve "Sınırı yeniden geçmeye çalışacağım" diyor.

"Hatay’dan kimlik alacaksınız"

Muhammed ise 22 yaşında. Türkiye’ye dört sene önce yasal yollardan ulaştığını anlatıyor. Taksim’de üç hafta önce gözaltına alınan Muhammed’in Türkiye kimliği bulunmuyor. Sadece Suriye pasaportu var. Kimlik almak için arabuluculara başvurduğunu ancak 2.000 TL istemeleri nedeniyle alamadığını söylüyor. Peki, neden arabulucuya gitmeyi tercih etti? "Kendi başına başvurduğunda çok geç randevu veriyorlar" diyor.

Suriyeli Muhammed, Taksim’de bir cep telefonu dükkânında çalışıyor. İşine giderken sivil polisler tarafından gözaltına alındıktan sonra sınır dışı edildiğini öne sürüyor. Muhammed de, Ayham’a söylendiği gibi, kendisine "Hatay’a gideceğiz, oradan kimlik alacaksınız" dendiğini öne sürüyor. Ayham’ın sınır dışı edildiği Sarmada kasabasına yakın, aynı noktadan ülkesine gönderildiğini anlatıyor. Şu an Afrin'de. Aklı ise Türkiye’de.

"Sokağa çıkmaya korkuyorum"

Ayham ve Muhammed’in aksine, İbrahim ise henüz İstanbul’da. Suriyeli İbrahim, 33 yaşında. Evi de işi de İstanbul Fatih’te. Türkiye’ye geçen yılın Mart ayında geldiğini anlatıyor. Bir ay sonra, Nisan 2018’de Kocaeli’nde kayıt yaptırarak kimlik aldığını söylüyor.

Kaydını İstanbul’a almak istemiş ancak kayıtlar dondurulduğu için yapamadığını anlatıyor. "Bir süre Antep’ye yaşadım ama iş bulamadım. İş olanağı olduğu için İstanbul’a geldim" diyor. Şu an bir kitapçıda çalışıyor. İstanbul’dan gönderilmenin endişesiyle yaşıyor.

İbrahim, "Kimliği olanların da gönderildiklerini duyuyoruz. Sokağa çıkmaya korkuyorum. Valiliğin açıklamasını gördüm, binlerce Suriyeli gönderilmiş. Onların hepsi kimliği olmayanlar değil. Suriye’de iş yok, hizmet yok. Gidersem ne yaparım, bilmiyorum" diye konuşuyor.

İbrahim bir süredir evden işe, işten eve gidip geliyor. Ara sokakları tercih ediyor. Özellikle polis kontrolünün sıkı olduğu metro istasyonlarına uğramamaya çalıştığını anlatıyor. Zaman zaman sokakta ırkçı davranışlara maruz kaldığını da söylüyor. Şu an Türkiye’de olmaktan ötürü kendini iyi hissetmiyor ama ne yapacağını da bilemiyor:

"Sokakta insanlar Suriyeli olduğumu öğrendiğinde farklı davranmaya başlıyorlar. 'İş fırsatlarımızı elimizden alıyorsunuz, ülkemizi işgal ediyorsunuz' diyorlar. Ama alışveriş ediyorsam mesela, iyi davranıyorlar."

"Kimliğe rağmen gönderildim, sınırda burnumu kırdılar"

Suriye'ye geri gönderilen bir diğer sığınmacı da 30 yaşındaki Ali. Yedi yıldır Türkiye’de yaşıyordu. Eşi ve çocukları da dahil olmak üzere bütün yakınları halen Türkiye’de ancak o şu an Afrin’de.

Orada kimseyi tanımadığını anlatıyor. Ödemesi gereken trafik cezası bulunduğu söylenerek karakola götürüldüğünğü öne sürüyor. Üç gün gözaltında kaldıktan sonra başka bir polis merkezine gönderildiğini ve kimliğinin olmasına rağmen yanında bulunmadığı için kolluk kuvvetlerini inandıramadığını belirtiyor. "Ben yasa dışı bir şey yapmadım" demekten başka elinden bir şey gelmediğini söylüyor.

"Suriye’ye geri geleli 34 gün oldu. Sınırı geçmeye çalıştığım her sefer durduruluyorum. Kimliğimin olduğunu söylüyorum ama geçmeme izin verilmiyor. Geçen gün sınırda burnumu kırdılar."

İnşaat işçisi olan Ali, Halep’teki evinin bombardımanda yıkılmasının ardından Türkiye’ye sığınmış. Şimdi geride bıraktığı ailesini merak ediyor:

"Ne yerler ne içerler, bilmiyorum. Yaşananların şokundayım. Suçlu olsam kabul edeceğim ama bir şey yapmadım. Neden bunları yaşıyoruz anlayamıyorum" diyor.

İstanbul Valiliği tarafından 1 Ağustos’ta yapılan açıklamada, 12-31 Temmuz 2019 tarihleri arasında düzensiz göçle gelen 12 bin 474 yabancı göçmenin geri gönderme merkezlerine sevk edildiği belirtildi. Valilik açıklamasında ayrıca, hiçbir ilde kaydı bulunmayan 2 bin 630 Suriyelinin de geçici barınma merkezlerine sevk edildiği bilgisi verildi.

Burcu Karakaş

© Deutsche Welle Türkçe