1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Gezi davasında beraat ve tahliye: “Şaşkın ve mutluyuz”

18 Şubat 2020

Gezi Eylemlerine ilişkin devam eden davada sanıklara beraat, tutuklu iş insanı Osman Kavala’ya tahliye çıktı. Beraat kararı alan sanıklar, şaşkın ve mutlu olduklarını söyledi.

https://p.dw.com/p/3XwyO
Fotoğraf: Getty Images/AFP/O. Kose

Gezi Parkı davasının altıncı duruşması bugün Silivri'de görüldü. Tutuklu iş insanı Osman Kavala'nın tahliyesine hükmeden mahkeme heyeti, Kavala'nın da aralarında olduğu dokuz sanık hakkında beraat kararı verdi. Karar, salonda sevinç ve şaşkınlıkla karşılandı.

Karar çıkması beklenen duruşmaya ilgi yoğundu. Çok sayıda siyasetçi, diplomat ve basın mensubunun takip ettiği duruşmada öncelikle avukatlar taleplerini sıralamak istedi. Heyetin taleplerin duruşmayı uzatacağını söylemesi üzerine avukatlar itiraz etti ve taleplerini sıralamaya başladı ve kovuşturmanın genişletilmesini talep etti.

Dosyada yer alan delillerin hukuka aykırı şekilde toplandığını tekrarlayan sanık avukatları, adil yargılama yapılması için taleplerinin değerlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Delillerin henüz mahkeme salonunda tartışılmadığını ifade eden avukatlar, heyetin dinlenmesini talep ettikleri tanıkları da dinlemediğini dile getirdi. 17-25 Aralık yolsuzluk soruşturmasına takipsizlik verildiğini hatırlatan sanık avukatları, bu kararın Gülen yapılanmasına mensup kişiler tarafından manipüle edilen deliller nedeniyle verildiğini, Gezi davasında da aynı durumun yaşandığını ancak çifte standart uygulandığını ifade etti.

Talepler reddedildi

Sanık avukatları, yargılamanın karara götürüldüğü endişesi taşıdıklarını dile getirerek bu acele davranışın mahkeme heyeti üzerinde yaratılan baskıdan kaynaklandığını düşündüklerini söyledi. Avukat Tora Pekin, "Davayı uzatmaya çalıştığımıza yönelik suçlama var ama fazladan tek söz söylemedik” dedi. Pekin, Açık Toplum Vakfı’nın faaliyetlerine yönelik ayrıntılı araştırma yapılmasını talep ederek, vakfın 2013 raporunun da mahkemede tartışılmasını istedi. Mahkeme heyeti kısa bir aranın ardından sanık avukatlarının tüm taleplerini reddetti.

Tutuklu iş insanı Osman Kavala söz alarak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin tutukluluğu hakkında verdiği kararın objektif bir karar olduğunu belirterek kararın uygulanmasını talep etti. "Maalesef iddianamedeki konuşmalar anlam yüklemelere maruz kalmıştır” diyen Kavala, heyetin hukuk normlarına uygun hareket etmesini de talepleri arasında sıraladı.

Mücella Yapıcı
Mücella YapıcıFotoğraf: AFP/O. Kose

Yapıcı: "Ben hep buradayım, haklıyım”

Kavala'nın ardından söz alan diğer sanıklar, savunma için ek süre talep etti. Taksim Dayanışması’ndan mimar Mücella Yapıcı, savunma yapmayacağını, bir önceki Gezi davasından beraat ettiğini belirterek, "Beraat ettiğim davadaki gibi suçlamalar tuhaf ve trajik. Ben aynı yerdeyim ama sürekli savcılar, yargıçlar değişiyor. Ben buradayım, haklıyım” diye konuştu.

Dava kapsamında yargılanan avukat Can Atalay ise savcılığın Gezi eylemlerini karalamaya çalıştığını savunarak, "Bizi karalayamazsınız. Savcı bey ‘kopyala-yapıştır' mütalaa hazırlamış. Gezi'ye darbe derseniz 15 Temmuz'a ne diyeceğiz? Biz Geziciyiz, Gezi direnişi suç değildir” sözlerini sarf etti. Heyet, sanıkların ek süre talebini de reddetti. Mahkeme heyeti, talepleri reddettikten sonra sanıklara son sözlerini söylemeleri için söz hakkı verdi. Mahkeme başkanının bu talebi üzerine avukatlar itiraz etti ve duruşma salonu karıştı. "Böyle bir şey görülmedi, burası mahkeme değil” diye bağıran avukatlara mahkeme başkanı sert çıktı ve bir avukatın salondan çıkarılmasını istedi. İzleyicilerin karara tepki için alkışlamaları üzerine ise başkan izleyicilerin de çıkarılması talimatını verdi. Bu esnada bazı sanıkları salonu yatıştırmaya çalıştı ve mahkeme heyeti bu sırada salonu terk etti.

Dokuz sanık beraat etti, Kavala'ya tahliye

Heyet duruşma salonuna geldikten sonra hükmü açıklayacağını belirterek salondakilerin ayağa kalkmasını istedi. Heyet, 840 gündür tutuklu bulunan Osman Kavala'nın tahliyesine ve tutuksuz yargılanan dokuz sanığın beraatine hükmetti. Karar duruşma salonunda sevinç çığlıkları ile karşılandı. Dosyada ifadesi alınmayan yedi sanığın ise dosyaları ayrıldı.

Karara göre, Osman Kavala, Mücella Yapıcı, Yiğit Aksakoğlu, Yiğit Ali Ekmekçi, Çiğdem Mater, Mine Özerden, Tayfun Kahraman, Can Atalay, "Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs”, "Yağma” ve "Mala zarar verme” suçlarından ayrı ayrı beraat etti. Mahkeme kararına, bu suçlar için somut ve kesin deliller olmamasını gerekçe gösterdi. Yurtdışında yaşayan gazeteci Can Dündar ve oyuncu Mehmet Ali Alabora'nın dosyaları ayrıldı. Dündar ve Alabora ile birlikte dosyaları ayrılan Pınar Öğün Alabora, Gökçe Tüylüoğlu, Handan Meltem Arıkan, Hanzade Hikmet Germiyanoğlu ve İnanç Ekmekçi hakkındaki tutuklamaya yönelik yakalama kararları kaldırıldı ve ifadelerinin alınması için yakalama kararı çıkarıldı.

Can Atalay: "İşaretler tam tersi kararı işaret ediyordu”

Duruşma sonrası DW Türkçe'ye konuşan sanıklardan avukat Can Atalay, şaşkın olduğunu belirterek, "İşaretler tam tersi bir kararı işaret ediyordu. En azından biz öyle değerlendiriyorduk. Mutluyuz tabii. Tek bir tutuklunun kalmamış olması önemli. Ülkede bir şeylerin değiştiği işareti olarak görmek istiyoruz” dedi. Beraat kararı sonrası adliye binası önünde bir araya gelen sanık olarak yargılananlar ve izleyiciler sevinç gözyaşları döktü. "Bu daha başlangıç, mücadeleye devam”, "Her yer Taksim her yer direniş” sloganları atıldı.

İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada sanıklara toplam 606 yıldan 2 bin 970 yıla kadar hapis cezası talep ediliyordu. İddianamede müşteki olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile dönemin bakanları yer almıştı.

Burcu Karakaş

©Deutsche Welle Türkçe