Girişimci göçmenlerin sayısı artıyor

Almanya'da göçmen kökenlilerin ekonomideki ağırlığı giderek artıyor. Son araştırmalara göre, Alman ekonomisinde serbest meslek sahibi olan göçmen kökenlilerin sayısı yaklaşık 600 bin. Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği’nin verilerine göre rakamlar yükselişte. Zira kurumun araştırmaları, ticaret hayatına yeni atılan göçmen kökenlilerin, kurdukları şirketler sayesinde gelecek yıl 150 bin kişiye iş olanağı sağlayacağını ortaya koyuyor. Almanya'daki göçmenler arasında en büyük grubu oluşturan Türkler de Alman ekonomisine artık sadece işgücü olarak değil, işveren olarak da büyük katkı sağlıyor.

“Türk şirketleri 100’ü aşkın alanda hizmet veriyor”

Almanya’da Türkler tarafından kurulan 80 bin şirketin yıllık cirosu 40 milyar Euro dolayında, bu işletmeler yüzbinlerce kişiyi istihdam ediyor. Avrupa Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği (ATİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Recep Keskin, Almanya’da Türkler tarafından kurulan işletmelerin Alman ekonomisine katkısının yeterince dikkate alınmadığı görüşünde. Söz konusu istatistiklerin son yıllarda açıklandığını belirten Keskin, “Bu rakamlar ortaya çıkmadan önce, Türk şirketlerine ‘bir kaç dönerci ya da manav’ gözüyle bakılıyordu. Oysa dönerciler ya da manavlar bu 40 milyar euronun yüzde 10’unu dahi oluşturmuyor. Türk şirketleri 100’ün üzerinde alanda faaliyet gösteriyor ve bu alanlarda başarılılar da. Bundan da önemlisi, yaklaşık 400 bin kişiye iş imkanı sağlıyorlar, rakamlar da gitgide yükseliyor” diyor.

“Ekonomi dünyasında verim tartışılır”

Almanya’da inşaat mühendisliği eğitimi aldıktan sonra bu ülkeye yerleşmeye karar veren Recep Keskin Almanya’daki başarılı Türk işadamları arasında. Almanya’nın Gevelsberg kentindeki inşaat malzemeleri üreten fabrikasında yaklaşık 130 kişiyi istihdam eden Keskin, 2000 yılında başına geçtiği şirketin bugüne kadar ayakta kalmış olmasının da arkasındaki isim. Şirketi kapanmak üzereyken Alman sahibinden devaralarak bugünlere getiren Keskin, disiplinli ve ilkeli çalışmanın başarının en önemli koşulu olduğunu söylüyor. Şirkette çalışanların yarısından fazlası da göçmen kökenli. Ruslar, Lehler, Türkler ve başka milletlerden çalışanlar üretimde Almanlarla birlikte görev alıyor. Recep Keskin, liberal ekonomik düzende çalışanların milliyetinin ya da inancının değil, verimli olup olmadığının belirleyici olduğunu vurguluyor. Ekonomide ya da sanayi dünyasında uyum tartışmalarından ziyade, çalışanların ve şirketlerin verimli olup olmadığı, üretimin Almanların üretimi ile aynı kalitede olup olmadığı üzerinde durulduğunu belirten Keskin, “Şayet rekabet ortamında bunu başarırlarsa, göçmenler de Almanya’da tutunmakta zorluk yaşamaz” şeklinde konuşuyor.

“Uyum tartışmaları nesnel değil”

Şirketin lojistik departmanında çalışan Batı Trakyalı Mümin Özçelik de göçmenlerin işgücü piyasasında kabul görmeleri için “vasıflı” olmaları gerektiğini belirtiyor. Yaklaşık 30 yıldır şirkette görev yapan Özçelik, uzun süredir Almanya’da yaşıyor, iyi düzeyde Almanca konuşuyor. Özçelik, Almanya’da yaşamaktan memnun olduğunu ifade ederken, Alman iş piyasasında göçmen olmanın dezavantajlarından sıyrılabilmesinin ise uzun zaman aldığını belirtiyor. Özçelik’e göre, Almanya’daki uyum tartışması nesnel bir çerçevede yürütülmüyor. Uyumla ilgili bir sorunu olmadığını belirten Özçelik, “Bir süredir devam eden bu tartışma beni de kızdırıyor. Çünkü yabancılar ikinci sınıf insan yerine konuyor, siyasetin mağduru oluyorlar” diyor.

“Uyumun tek şartı eğitim”

Alman ekonomisine ilişkin son rakamlar Almanya’da kalifiye eleman açığı olduğunu ortaya koyuyor. Uzmanlar, her fırsatta Almanya’nın nitelikli işgücüne ihtiyacı olduğunu vurguluyor. Alman toplumu yaşlanırken, genç nüfusa ihtiyaç giderek artıyor. Avrupa Türk İşadamları ve Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Recep Keskin, tüm bu gelişmelerin göçmen kökenli gençlere büyük fırsatlar sunduğu kanısında. Keskin’e göre dezavantajları avantaja çevirmenin en önemli koşulu eğitim. Göçmenlerin olmadığı bir Almanya’nın düşünülemeyeceğini söyleyen Keskin, “Göçmenlerin önünde, bütün alanlarda faaliyet gösterebilmek ve başarılı olmak için her tür fırsat var. Ancak, bunun tek şartı iyi bir eğitim, iyi bir meslek eğitimi. Eğitim olmadan uyumdan söz edilemez” şeklinde konuşuyor.

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Başak Özay

Editör: Beklan Kulaksızoğlu