1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Golan Tepeleri'nde kan döküldü

5 Haziran 2011

Filistinlilerin, İsrail devletinin kuruluş yıldönümü olan 15 Mayıs’ta başlattıkları protesto eylemleri, Altı Gün Savaşı’nın yıldönümü olan 5 Haziran’da da sürdü. İsrail askerleri protestoculara ateş açtı.

https://p.dw.com/p/11UkQ
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Filistinlilerin 1967'de büyük toprak kaybına uğradıkları Altı Gün Savaşları'nın yıldönümünde sınırlara yürüme eylemi kanlı sona erdi. Suriye devlet televizyonu, İsrailli askerlerin açtıkları ateş sonucu en 10 kişinin öldüğünü bildirdi. 1967'deki Altı Gün Savaşı sonucunda İsrail Batı Şeria, Gazze Şeridi, Doğu Kudüs ve Golan Tepeleri'ni işgal etmişti. İsrail devletinin kuruluşuyla birlikte 760 bin Filistinli evlerinden sürülmüş ya da topraklarından kaçmak zorunda kalmıştı.

Filistinlilerin protesto eylemlerine uluslararası destek giderek artıyor. Geçtiğimiz yıl 9 Türk'ün ölümüyle sona eren Mavi Marmara baskınının ardından uluslararası yardım filosu daha da geniş katılımla bu ay içinde yeniden Gazze'ye doğru yola çıkmayı planlıyor. Bir başka eylem ise BM Uluslararası Adalet Mahkemesi'nin, 2004 yılında İsrail'in Batı Şeria'da ördüğü güvenlik duvarını yasadışı ilan ettiği 8 Temmuz tarihinde düzenlenecek.

Zusammenstöße Golan-Höhe in Israel
Protestocular, İsrail askerlerinin açtığı ateş sonucu hayatını kaybeden bir kişiyi taşıyorFotoğraf: dapd

'Filistin'e Hoşgeldiniz'

Filistinli ve Filistin yanlısı yaklaşık 30 örgütün katılacağı ‘Filistin'e Hoşgeldiniz' eylemiyle yüzlerce aktivist İsrail'e gönderilecek. Avrupa, Kuzey ve Güney Amerika, Asya ve Afrika'dan gelerek İsrail'in Ben-Gurion Havaalanı'nda buluşmayı planlayan eylemciler, daha sonra Batı Şeria'ya geçecek.

Eylemin organizatörlerinden Filistinli aktivist Lubna Mazarva, Berlin'de Alman katılımcılarla buluştuğu toplantıda şunları söyledi: “Uluslararası topluluğun İsrail işgaline, evlerin yıkılmasına, sürgünlere karşı sesini yükseltmesi bizim için çok önemli. Uluslararası toplumdan çok şey bekliyoruz. Ancak hükümetler net bir tutum sergilemiyor ve durum giderek kötüleşiyor. Bu nedenle insanların şimdi harekete geçmesinin zamanı gelmiştir. Sivil toplum ve ben, özellikle de Avrupa'dan büyük destek bekliyoruz.”

Pasif direniş yayılıyor

Batı Şeria'dakli Bil'in köyü, işgal altındaki Filistin topraklarında pasif direnişin merkezi konumunda. Köy sakinleri yıllardır istimlaka karşı direniyor. İsrail'in ördüğü güvenlik duvarı nedeniyle topraklarının yüzde 60'ını kaybetmişler. İsrail'in ilhak ettiği topraklarda bir Yahudi yerleşimi kuruldu. Yıllardır duvara karşı direnişi organize eden Bil'in vatandaşlar komitesinin koordinatörü Abdullah Ebu Rahmi, “2009'dan beri işgale ve duvara karşı faaliyetlerimizi güçlendirdik. Sadece Bil'in ve Na'alin'de değil, Batı Şeria'daki pek çok köyde de. Ünümüz buraya Avrupa'ya, hatta Kanada'ya kadar ulaştı. Bu nedenle İsrail de aktivistlere karşı saldırılarını yoğunlaştırdı" şeklinde konuştu.

Al-Jazeera Reporter Othman Abufalah und Free Gaza Delegation Leader Lubna Masarwa
Lubna Mazarva (sağda)Fotoğraf: by-nd freegazaorg

Ebu Rahmi, direnişinin bedelini de ödemiş. Sonuncusu 2009'da olmak üzere çok kez tutuklanmış, 16 ay hapis yattığı süre içinde ailesinin kendisini ziyaret etmesine sadece bir kez izin verilmiş. Ebu Rahmi, pasif direnişe sekiz yıl önce üç-dört köyle başladıklarını, bugün 20 köy ve kentte işgale karşı direnişin örgütlendiğini belirtiyor.

'Silahlar, direnişin çok küçük bir parçası'

8 Temmuz eyleminin organizatörlerinden Beytüllahim Üniversitesi Profesörü Mazin Kumsiye de barışçıl Filistin direniş hareketinin önde gelen isimlerinden. Amerikan Yale Üniversitesi'nde de dersler veren biyolog ve genetik bilimci, Batı medyasında sadece silahlı Filistin direnişinden bahsedildiğini, halbuki bunun direnişin sadece küçük bir parçası olduğunu belirtiyor. Mazin, Tunus ve Mısır'daki protestocular gibi kendilerinin de Amerikalı siyaset bilimci ve pasif direniş teorisyeni Gene Sharp'tan ilham aldıklarını belirtiyor: "Gene Sharp, pasif direnişin 198 şekli olduğunu söylüyor. Bizce çok daha fazlası var. Çünkü hepsini denedik ve bunu her gün yapıyoruz. Gösterilerden tutun sivil itaatsizlikten günlük yaşama. Bu da barışçıl direnişin bir şekli. Çünkü İsrailliler burada yaşamamızı istemiyorlar.”

Kumsiye, 8 Temmuz'daki eyleme Avrupa'dan çok sayıda kişinin katılmasını umduklarını belirtiyor ve “Hükümetler bizim için bir şey yapmadıklarından biz de doğrudan halklara başvuruyoruz” diyor. Bir hafta sürecek etkinliklerde Filistinliler ve yabancı konukları barışçıl protestolarla işgale karşı seslerini duyurmaya çalışacak.

© Deutsche Welle Türkçe

Bettina Marx / Çeviri: Beklan Kulaksızoğlu

Editör: Başak Sezen