1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Guantanamo ABD'ye zarar veriyor

Daniel Scheschkewitz/Washington11 Ocak 2007

ABD yönetimi, beş yıl önce, bağımsız bir yargıya teslim etmek istemediği terör zanlılarını tutabileceği Guantanamo özel askeri cezaevini oluşturdu. Guantanamo’daki koşullar bir çok insan hakları kuruluşunca eleştiriliyor, çünkü tutuklular dış dünyadan bağımsız, adil olmayan bir yargı süreciyle karşı karşıya. Guanatanmo üssü kurulduğundan bu yana sürekli yenilendi, ancak tutukluların yaşadığı koşullarda iyileştirme gerçekleşmedi. DW’nin Washington editörlerinden Dainel Scheschkewitz’in yorumu...

https://p.dw.com/p/AZmY

Bush yönetimi için “amaca giden her yol mübahtır“ ilkesi geçerli. Bu ilkeye yaslanan Washington, beş yıl önce Guantanamo üssünde özel bir askeri cezaevi oluşturdu. Bush’un Küba’daki bu özel üssü oluşturmasındaki nedense, mevcut Amerikan yargısının, sözde terör zanlılarını mahkum edemeyeceği endişesini taşımasıydı. Dünyanın farklı yerlerinden getirilen terör zanlıları Guantanamo’da dış dünyadan kopuk, bağımsız olmayan bir yargı sürecine tabi tutuluyor. Bilinen cezaevlerinden farklı olarak, daha çok özel bir askeri üs konumundaki Guantanamo’da zanlıların hukuki statüsü net değil. İpleri elinde tutan Amerikan Savunma Bakanlığı, tutuklulara savaş suçlusu statüsü tanımayı bile reddediyor ve bu yüzden üssün varlığı uluslararası anlaşmalara aykırı.

Guantanamo, ilk kurulduğu beş yıl önce, küçük hücreleri olan ve tutukluların insanlık dışı koşullarda kaldığı kötü bir askeri kampı andırırken, son yıllarda yenilendi. Camp 6 yani 6. Kamp adlı yeni bölümleri örneğin olduça modern güvenlik koşullarıyla donatıldı ve bir çok batılı hapishanenin seviyesine uyaştı. Öte yandan, üs yönetimiyle, işbirliğine giden tutuklulara özel ayrıcalıklar tanınmaya başladı. Buna göre, cezaevi idaresiyle işbirliği yapan tutuklular boş zamanlarında giymek üzere özel elbise talep edebiliyor, kitap okuma hakkına sahi ve gerekli olması halinde son derece modern yöntemlerle sağlık muayenesi ve tedavisi olabiliyor.

Bu değişikliklere rağmen Guantanamo’nun hukuki statüsü hala belirsiz. FBI’ın raporlarında da teslim edildiği üzere Guantanamo’da zanlılara işkence ve kötü muamele yapıldığı biliniyor ve bazı Müslüman tutuklular dini duygularını aşağlayacak uygulamalarla karşı karşıya. Örneğin Kuran’ın tuvalete atıldığını seyretmeye zorlanmaları, bir çok tutuklunun aşırı sıcak yada aşırı soğuk hücrelerde dışkı ve pisliğin ortasında saatlerce bırakılması, dövülmeleri de gün ışığına çıkan gerçekler arasında. Özellikle Müslüman tutuklulara yapılan kötü muamele tüm dünyada öfke yaratarak, radikal dincilerin işine yaradı. Guantanamo ve Ebu Gureyb özgürlüğün ve demokrasinin koruyucusu olduğunu savunan Washington’un insanlık dışı ve yargıyı hiçe sayan bir devlet olduğuna duyulan inancı güçlendirmekten başka işe yaramadı.

ABD, 11 Eylül 2001 saldırıların ardından, terörle mücadelenin ancak aşırı sert yöntemlerce ve bilinenlerin dışında metodlarla yürütüleceğini ileri sürdü. Bu da işkence ve kötü muamelenin mücadelenin bir parçası haline gelmesi sonucunu doğurdu. Bush’un iddiasına göre sert yöntemler yeni terör saldırılarını engelledi, ancak uzmanlar bu iddiayı küçük bir ihtimal olarak değerlendiriyor.

Amerikan yönetimine göre Guantanamo’da hem ABD hem de tüm dünya için tehlike arzeden zanlılar tutuluyor. Bunların başında da, 11 Eylül saldırılarının başzanlısı Halit Şeyh Muhammed geliyor. Bu arada bir çok masum kişinin de Gueantanamo’da haksız yere tutulduğunu sözlerimize ekleyelim. Bush’un Guantanamo’yu savunurken söylediği gibi amaç aracı haklı kılsaydı, son beş yılda terör azalardı, oysa tersine arttı.

Guantanamo, radikal dinci terörün ekmeğine yağ sürüyor. Üssün statüsü belirsiz, yargının bağımsızlığı ilkesi çiğneniyor. Bu nedenle varlığı hem ABD’ne hem de müttefiklerine yarar yerine zarar getiriyor. Guantanamo’nun kapatılması iyi bir adım olabilir, ama bu fikir Bush yönetimi altında pek de gerçekleşebilirmiş gibi görünmüyor.