1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Göçmen kadınların eşitlik mücadelesi

8 Mart 2011

Hemen her ülkede kadınlar, ayrımcılık, eşitsizlik, şiddet ve baskılarla karşı karşıya. Almanya’da göçmen kadınlar, hakları için çetin bir mücadele veriyor.

https://p.dw.com/p/10Uxi
Almanya Sol Parti Milletvekili Sevim DağdelenFotoğraf: Sevim Dagdelen

“Yüz yıl önce bu mücadeleye katılan kadınlar sayesinde ben bugün Alman Federal Parlamentosu'nda milletvekilliği yapmaktayım.”

Almanya Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen, kadın-erkek eşitliği mücadelesinin kendi yaşamına katkısını bu sözlerle açıklıyor. Zira Almanya’da göçmen kadınların mücadelesi, diğer kadınlara göre daha farklı zorluklar içeriyor.

Göçmen kadınlar tüm kadınlar gibi sosyal güvence, eşit işe eşit ücret talep ediyor. Ancak aynı zamanda yabancılara yönelik önyargılarla mücadele etmek zorunda kalıyor. Sevim Dağdelen, iktisadi koşulların göçmen kadınların yaşamında belirleyici olduğunu ifade ediyor. Dağdelen, “Kadınların yaşamını zorlaştıran sorunlar göçmen kadınları biraz daha fazla etkiliyor. Çünkü göçmen kadınlar bu ülkede yoksulluğu iki buçuk kat daha fazla yaşıyor. Geliri yetersiz olduğu için ek iş yapmakta olanların oranı da ortalamanın iki katı" diyor.

NO FLASH 100 Jahre internationaler Frauentag 2011
Yeşiller Eş Başkanı Claudia Roth, 8 Mart’ta Münih’te katıldığı gösteriyle, zorla evlendirilen ve şiddete maruz kalan göçmen kadınlara sahip çıkacak yasa değişikliğine destek istediFotoğraf: picture alliance/dpa

Sorunlar büyük

Almanya’nın en büyük hizmet sendikası Ver.di’nin verilerine göre, Almanya’da kadınlar aynı işi yapmalarına rağmen erkeklerden ortalama yüzde 23 oranında daha az gelir elde ediyor. Düşük ücretli işlerin yüzde 70’inde kadınlar istihdam ediliyor.

Göçmen Kadınlar Birliği Başkanı ve Alman Kadınlar Konseyi Yönetim Kurulu Üyesi Sidar Demirdöğen, göçmen kadınlar söz konusu olduğunda mevcut sorunlara yenilerinin eklendiğini, “Örneğin dil. Çok sayıda dil kursu var, ancak dernekteki tecrübelerimiz bu sayının yetersiz olduğunu, daha çok sayıda kursun açılması gerektiğini ortaya koyuyor. Ayrıca göçmen kadınlar oturum hakları açısından da dezavantajlı konumda. Almanya’da çalışma ve ikamet hakları eşlerine bağlı. Bu özellikle ayrılık, boşanma gibi durumlarda şiddete varana vakaların doğmasına neden oluyor. Bir diğer problem de mesleki eğitimleri ve diplomaları Almanya’da tanınmayan göçmen kadınların dezavantajlı konuma gelmesi" sözleriyle ifade ediyor.

Sidar Demirdöğen, Almanya’da eğitim almış, iş piyasasına atılmaya hazırlanan genç kadınları da, işverenlerin aklına yerleşmiş olan önyargılar ve klişelerle bezeli göçmen profilinin engellendiğini ifade ediyor. Demirdöğen’e göre bu önyargılar en çok eğitimli genç göçmenleri etkiliyor. Demirdöğen, “Çünkü işveren cephesinde önyargılar mevcut. Örneğin göçmen kadınlarla iş görüşmesi yapan işverenlerin ‘ailenizin müsaadesini aldınız mı, aileniz burada olduğunuzu biliyor mu, evlenmeyi ne zaman düşünüyorsunuz?’ gibi sorular sorması hala çok sıklıkla karşılaşılan bir durum" şeklinde konuşuyor.

Zorunlu evlilikler

Almanya’da göçmen kadınlarla ilgili gündeme gelen bir diğer sorun da zorunlu evlilikler. Federal Hükümet bir süre önce, zorunlu evliliklerin önüne geçmek amacıyla, yurtdışından biriyle gerçekleştirilen evliliklerde, çiftin asgari birlikte yaşama süresini iki yıldan üç yıla çıkartan bir yasa tasarısını kabul etmişti. Çiftin bu süre dolmadan boşanması halinde, aile birleşimi ile gelen eş sınır dışı edilebiliyor. Sol Parti Milletvekili Sevim Dağdelen, bu uygulamanın yasanına amacına ters düştüğünü söylüyor: “Bu zorla evlendirmeden mağdur bırakılan insanlara hiç yardım etmiyor, tam tersine adeta bir yaptırım. Çünkü zorla evlendirilmiş insanların daha erken bağımsız olabilmesi gerekiyor.”

"Bir yüz yıl daha beklemeyelim"

Kanun tasarısını benzer nedenlerle eleştiren Sidar Demirdöğen de Göçmen Kadınlar Birliği olarak siyasilerden bazı beklentileri olduğunu belirtiyor. Kadınları dezavantajlı konuma düşürdüğü için düşük ücretli part-time işlerin kaldırılmasını, yabancı ülkelerde alınan diplomaların tanınmasını ve eşit işe eşit ücret ödenmesini isteyen Demirdöğen, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili temennisini şu sözlerle ifade ediyor: “‘Başardık, artık eşitiz!’ demek için bir yüzyıla daha ihtiyaç duymamamızı diliyorum.”

© Deutsche Welle Türkçe

Haber: Başak Özay

Editör: Değer Akal