1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Halkların dostluk çağrısı

14 Mayıs 2010

Erdoğan'ın Atina temasları kamuoyunda ilgiyle takip ediliyor. Yunanlar ve Atina'da yaşayan Türkler, ilişkiler konusunda ne düşünüyor, siyasilere ne mesaj veriyorlar?

https://p.dw.com/p/NNG7
Fotoğraf: AP

Deutsche Welle muhabiri Değer Akal, Atina’da nabız tuttu…

Türkiye Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Atina ziyareti aslında en çok başkentin taksicilerini rahatsız etmiş durumda. Yunan taksiciler söylenmeden edemiyor. Güvenlik gerekçesiyle yolların kapatılacak olmasından muzdaripler ama Erdoğan hükümetinin son dönemde ekonomi ve dış politikada kaydettiği ilerlemeye duydukları hayranlığı dile getirmeden de edemiyorlar.

Erdoğan’a övgü

Sohbetimiz sırasında biri, “Bizimkiler yolsuzlukla meşguldü, sizinkiler itibarınızı arttırdı” diyor. Yunanlar yaşadıkları ekonomik felaketten siyasileri sorumlu tutuyor. “Hep aynı aileler, hep aynı çark işledi, çaldılar, şimdi de bizim sırtımıza yükleniyorlar” diyerek sitem ediyorlar.

Bir kahvede gazetesini okurken konuştuğumuz bir Yunanlı ise Türk ve Yunan halklarının düşman değil dost olduğunu söylüyor. Erdoğan’ın ziyareti sırasında çok önemli adım atılmasını beklediklerini aktarıyor ve büyük yük oluşturan savunma harcamalarının da kısıtlanması konusunda iki ülke liderinin iradelerini ortaya koymalarını istiyor.

İstanbul’da bir kongrede aldığı iş teklifi üzerine Yunanistan’a gelen Türk kökenli Alman vatandaşı Embriyolog Dr. Ayfer Fındık ile Atina’nın merkezinde, sevimli bir kahvede buluştuk. Kahvelerimizin yanına “koulouri” olarak adlandırılan Yunan simidini ısmarlıyor, sohbete koyuluyoruz.



“Tek fark din”

Tüp bebek alanında çalışan başarılı doktor Fındık, üç aylığına gelip, beş yıldır yaşadığı Atina’da mutlu ve kendisini evinde hissediyor. Yunanca’yı öğrenmiş hatta daha da geliştirmek istiyor. Türklerle Yunanların pek çok ortak yanları olduğunu söyleyen Fındık, “Benim gördüğüm tek fark bence bizim beş vakit namazda durmamız, onların da her kilise gördüklerinde istavroz çıkarmalarıdır. Sokakta tükürmelerinden tutun da tuvalet kullanma tarzlarına kadar tamamen aynıyız” diyor.

“Tanıdıkça korkular siliniyor”

Yunanistan'da Türkiye’ye karşı son yıllarda sevgi ve ilginin sürekli arttığına dikkat çeken Ayfer Fındık, sadece bir kez olumsuz bir tavırla karşılaştığını anlatıyor: “Bir arkadaşla bir ortamda bulunduk ve benim Türk olduğumu öğrendikten sonra bana düşman diye hitap etti. Fakat akşamın sonunda ikimiz öpüşerek sarılarak vedalaştık. ‘Sen benim tanıdığım ilk Türksün, eğer tüm Türkler böyleyse benim hiçbir problemim yok' dedi. Burada da gördüğümüz gibi insanları tanıdıktan sonra korkularımız yok oluyor.”

Fındık, Yunanistan’da Türklere ilişkin bir diğer algılamayı da esprili bir şekilde şöyle aktarıyor: “Bir keresinde Yunan bir arkadaş bana ‘her iyi şey Yunanlarındır, kötü bir şey varsa Türklerden, Osmanlılardan kalmadır’ dedi.”

Fındık, Türk-Yunan yakınlaşmasını engelleyenlere, “Lütfen önümüzden çekilsinler. Halklar arasında büyük bir yakınlaşma isteği var. Eğer siyasiler de buna kulak verirse yakınlaşmamak için hiçbir sebep yok” sözleriyle sesleniyor.

Gerilimin sorumlusu: Silah satanlar

Yunanlıların büyük bir kısmı Türkiye ile Yunanistan arasında yaşanan sorunların silah satmak isteyen çevreler ve ülkelerden kaynaklandığı görüşünde. Bir spor salonunda çalışan ve daha önce Almanya’da yaşamış Kerasoula Koutoumpa da gerilimden birçok Yunanlı gibi dış güçleri sorumlu tutuyor. Koutoumpa görüşlerini şöyle aktarıyor:

“Siyasi olarak gerilim var, halklar arasında sorun yok. Benim Türk arkadaşlarım var, Türklerle aynı evde yaşadım ve o kadar yakındık ki farklı bir ülkeden geldiklerini hissetmedim bile. Ayrıca bu gerilimin sorumlusu sadece iki ülkenin siyasetçileri değil. Amerika ve diğerlerinin de parmağı var ve işler güçleşiyor. Ekonomik olarak çıkar sağlanıyor. İki ülke siyasetçileri tek başlarına hareket etmiyor. Orduya daha az para ayrılmalı."



2006 yılının Nisan ayında Yunan televizyonunda yapılan Fame Story adlı yetenek yarışması için iki aylığına Yunanistan’a gelen ve bu vesileyle tanınan bir simaya dönüşen Fide Köksal ise dört yıldır Atina’da yaşıyor. Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünden mezun olan ve ardından girdiği İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuarı Müzikal Bölümü’nün ikinci sınıfındayken yarışma için okulu bırakıp Atina’ya gelen Fide Köksal, “İnsanların birbirleriyle hiçbir problemi yok. Hatta bana ‘hiçbir farkımız yok, dinlerimiz de aynı olsaymış biz bunca sene hiçbir sorun yaşamazmışız” diyor.

“Herkesin kendilerine göre doğruları varmış”

Türk gazinolarına benzer “Bouzoukia”larda popüler sanatçılarla sahne alan Fide Köksal, Dido Sotiriou'nun “Benden Selam Söyle Anadolu'ya” adlı televizyon dizisinde rol almış ve soundtrack’inde İzmirli Yarim ve Dertli Topraklar adlı şarkıların sözlerini yazmış ve seslendirmiş. Köksal, Atina’da yaşadığı süre zarfında Yunanlar ve özellikle Türkiye'den göç etmek zorunda kalan Rumlar konusunda daha farklı bir bakış açısına kavuşmuş: “Herkesin kendilerine göre doğruları varmış. Bunu anlıyorsunuz. Hikâyenin diğer tarafındaki, madalyonun diğer yüzünü görüyorsunuz. Siyaset bilimi okumuş olmama rağmen okulda öğrenmediğim şeyleri insanlardan öğrendim. Türkiye’den göçüp gelenlerin acı hikâyelerini, vatan hasretlerini. Onlar mesela ‘Biz Yunan değiliz ki’ diyorlar.”

Tarihe dayanan görüş ayrılıkları ya da farklı tutumlar da yok değil tabi. Köksal gülerek yaşadığı bir olayı anlatıyor: “Bana ‘İstanbul tekrar Yunanistan’a ait olmadığı sürece gelmeyeceğim' diyen oldu. Ben de dedim ki, o zaman hiçbir zaman gelemeyeceksin yani.”

Liderlere çağrı: Sanata ve kültüre ağırlık verin

Fide Köksal, yakınlaşma sürecinde kültüre, eğitime ve sanata ağırlık verilmesi gerektiğini savunuyor. Köksal, çıktığı programlardan sonra aldığı tepkiyi ve önemini aktarıyor: “’Biz bu şarkıyı Yunanca söylüyoruz, ay bu benim ninemin anlattığı şarkı’ diyorlar. Yani bu insanların gözünün içinden sana akan sevgi. Neden o zaman sen bunu daha fazla ön plana çıkartmıyorsun. Konserler yap, karşılıklı sanatçılar gitsin gelsin, ortak konserler yapılsın.”

“Bakıcımız Merkel”

Özetle Atina’da Erdoğan’ın ziyaretinden büyük beklentiler var. Ülkenin gerçek gündemi ise şüphesiz ekonomi. Doktor Ayfer Fındık halkın moralinin çok bozuk olduğunu söyleyerek sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Dün akşam Yunanlı bir arkadaşla birlikteydik. ‘Benim çocukluğumda bakıcım Almandı, şimdi ben yetmiş küsür yaşındayım. Şimdi yine bir bakıcımız var ve adı Sayın Merkel’ dedi.”


© Deutsche Welle Türkçe

Fide Köksal, Yunan dizilerinde rol alıyor
Fide Köksal, Yunan dizilerinde rol alıyorFotoğraf: Deger Akal
Dr. Ayfer Fındık, Atina'da yaşıyor
Dr. Ayfer Fındık, Atina'da yaşıyorFotoğraf: Deger Akal

Haber: Değer Akal / Atina

Editör: Nihat Halıcı