1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Hessen'ın vatandaşlık testine tepki

Deutsche Welle15 Mart 2006

Hessen eyaleti Alman vatandaşlığına geçmek isteyenler için hazırladığı soru kataloğunu açıkladı. Katalogda politikadan, kültüre, coğrafyadan genel kültüre kadar 100 soru yeralıyor. Baden Württemberg, Hessen ve Bavyera eyaletlerinde gündemde olan testle ilgili olarak Baden-Württemberg eyaleti Türk-Alman Forumu Yöneticisi Jale Yoldaş ve 20 yıl önce Türk kılığına girerek, Almanya’daki Türk işçilerinin dramına tanıklık eden Alman gazeteci Günter Wallraff DW’nin sorularını yanıtladı:

https://p.dw.com/p/Aa9l

Caspar David Friedrich’in Rügen adası ile ilgili ünlü resminde hangi motiv kullanılıyor? 1848 yılında Frankfurt’taki Paul Kilisesi’nde hangi toplantı yapıldı? Nereden çıktı bu ahiret soruları dedirten cinsten bu ve benzeri 98 soruya göçmenlerin cevap vermesi bekleniyor. Bu sorunları kendisi de yanıtlayamayan Türk-Alman forumu yöneticisi Jale Yoldaş, göçmenlerin bu soruları cevaplamasının zorunlu olmasını şöyle değerlendiriyor.

“ Ben bu testleri doğal olarak olumsuz değerlendiriyorum. Çünkü Baden Württemberg'deki testin soruları daha farklı. İnsanların bazı konulara bakış açılarıyla ilgili soruları var. İnsanların bu bakış açıları benim için önemli. Yani bir insanın kadın-erkek eşitliğine nasıl baktığı veya kızını nasıl yetiştirdiği bunlar tabii ki çok önemli sorular. Toplumsal olarak da ilgilenmemiz gereken sorular. Ama bunlar Alman vatandaşlığına geçmek isteyen insanlara sorulması gereken sorular mı? Bu sorunun yanıtı bence hayır. Yani çok daha önce yapılması gereken uyum kurslarında ya da bir takım eğitim seminerlerinde ele alınması gereken konular bunlar. Ama Alman olmak istiyorum diyen birine sorulacak sorular değil.“

Vicdani sorular

Hessen eyaletinin soru kataloğunda Baden Württemberg eyaletindeki vicdan testini hatırlatan ve başvuruda bulunan kişinin bilgisinin ötesinde vicdanını sorgulayan sorular da mevcut. Katalogda bir kadının tek başına dışarı çıkmasına izin verilip verilmemesi, çocukların eğitiminde sınırlarla ilgili sorular var. Yoldaş bu soruların hukuki bir işlem olan vatandaşlığa geçiş işlemleriyle bağdaştırılamayacağını söylüyor:

“Bir ülkenin vatandaşlığına geçmek istiyorsam, tabii ki o ülkenin bir takım kurallarına uymam gerekiyor. Fakat bu benim bakış açımı değiştirmem gerektiği anlamına gelmiyor. İnsanların genel kültürlerinin geniş olması istenebilir. İnsanların geniş bir kültüre sahip olmaları da güzeldir ama ben bir ülkenin vatandaşı olmak istiyorsam, bunlar sorulması gereken sorular değil. Ben zaten Anayasa'ya aykırı davranmayacağıma yönelik bir yemin ediyorsam bu yeterlidir. En önemli koşul Almanca biliyor olmaktır.“

Yoldaş bu tür uygulamaların olumsuz sonuçlara yolaçacağını söyleyerek, "Bence uyumun tersi olacak. Genel anlamda atmosferi kötü yönde etkileyecektir” dedi.

“Bu soruları Almanlar dahi yanıtlayamaz”

1985 yılında bir Türk işçisi kılığına girerek yaşadıklarını anlattığı “En Alttakiler” adlı kitabıyla Almanya’da deprem yaratan Alman gazeteci Günter Wallraff ise, vatandaşlığa başvuran kişinin Almanya ve Avrupa hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğunu ölçen bu soru kataloğundaki soruları, birçok Almanın dahi yanıtlayamacağını söylüyor:

“Bazı yazar arkadaşlarım bunu komedi olarak değerlendirdi. Ancak bence durum oldukça ciddi. Hangi bürokratlar böyle birşey yumurtladı bilmiyoruyum, ama ben bunun tamamiyle keyfi olduğunu düşünüyorum. Bu soru formu bu ülkede yıllarca zor işlerde çalışmış insanlar için çok haysiyet kırıcı bir durum. Çünkü bu prosedürden geçmeye mahkum oluyorlar. Ben bu soru katoloğundan sorumlu olanların uzun zaman önce kendilerinin de bir paralel toplumda yaşadığını unuttuğunu ve küresel bakış açılarını kaybettiğini düşünüyorum. Ancak bu soru katoloğuna karşı önlem alınmalı. Baden Württemberg, Bavyera veya başka bir eyaletteki köylülere bu soruları sorsanız, Almanlar da bu sorulara yanıt veremez ve birçok kişi vatandaşlıktan çıkarılırdı.”

Wallraff, Almanya ve Avrupa hakkında sahip olunan bilgi ve değerlerin düzeyini ölçen soru kataloğunu hazırlayanların yaklaşımını eleştiriyor:

“Bu diğerlerine tepeden bakan insanların ne kadar sabit fikirli olduğunu gösteriyor. Ben eğer futbolla ilgilenmiyorsam, o konuda bilgi eksikliğim olur. Bir futbol maçı ne zaman, nerede oynandı bilemem. Burada eksik olan insani ve toplumsal bir yaklaşım.”

“Göçmenlerin Almanya’yla ilgili görüşleri değişecek”

Günter Wallraff, bu tür girişimlerin göçmenlerin Almanya hakkındaki görüşlerinin değişeceğini düşünüyor:

“İnsanlar artık buraya gelmekten korkacak. Uzun zamandır burada yaşayan ve kendini bu ülkeye ait hissedenler de, bu şartlar altında belki de ülkelerine geri dönmeyi tercih edecekler. Bu ülke daha da yabancı düşmanı ve sınırlayıcı olacak.”

Almanların, gelecekte Alman vatandaşı olacak kişilerin bu cumhuriyeti oluşturan temel çatıya uymaları durumunda kazançlı çıkacağını söyleyen Hessen eyaleti İçişleri Bakanı Volker Bouffier’e, Wallraff şöyle cevap veriyor:

“İçişleri Bakanı Volker Bouffier de isminden anlaşılacağı gibi kendisi de yabancı kökenli. Fransa’dan kaçıp buraya gelmek zorunda kalan hügenotlar da 19. yüzyıla kadar Fransızca konuşmakta ısrar etmişti.”

Paralel toplumlar yaratılıyor

Presiplerini ve değerlerini kabul eden herkesi vatandaşlığa kabul edeceklerini, amaçlarının paralel toplumların oluşmasını önlemek olduğunu söyleyen Hessen eyaleti yönetimi Wallraff’a göre tam tersini yapıyor:

“Küreselleşme çağında yaşıyoruz. Dünya toplumu farklı din ve toplumları bir araya getiriyor. Ancak kendi ülkemizde de hangi değerler ve farklı kültürler bir araya getirilebilir diye düşünüp, ortak payda bulmak lazım. İnsanlar burada yaşamaktan, buraya kültürel ve ekonomik olarak yatırım yapmaktan korkacak. Almanya 50 yıl içinde tanınmayacak bir hale gelecek.”