Hindistan'ın "şanslı" kenti

Pondicherry’de depremde sadece 19 balıkçı köyü zarar gördü ve 150 kişi hayatını kaybetti. Milyonlarca kişinin yaşadığı Pondicherry kentinin Fransızlar’dan kalan yapıları ve bulvarları, şiddetli deprem ve sel felaketinden zarar görmemiş. Deprem ve sel felaketi kente oldukça uzak sahildeki balıkçı köylerini vurmuş.

Turistleri kentin her tarafında görmek mümkün. Dükkan sahipleri işbaşında. Doğal afete rağmen bazı oteller yeni kutlamaları bile düzenledi. Ancak kentte sürekli polis kontrolleri yapılıyor ve belediye binasında kurtarma ekipleri toplanıp olası felaketle ilgili görüş alışverişinde bulunuyor.

“Kentte durum sakin”

Pondicherry kentinin polis müdürü Muniswamy, deprem ve sel şokuna rağmen, kentte durumun sakin olduğunun altını çiziyor ve bunda kent sakinlerinin son günlerde aldığı önlemlerin etkisi olduğunu ifade ediyor. Muniswamy sözlerini şöyle sürdürüyor:

“Olası deprem ya da sel felaketi halinde insanların sığınabileceği kamplar yaptık. Bu kamplar için düğün salonları ya da okullara ait büyük salonlar seçildi. Kamplara deprem ve sel felaketinden kurtulanları taşıdık. Burada ihtiyaçları gideriliyor, doktorla tarafından muayene ediliyorlar. Tüm önlemler alındığı için kentte durum sakin.”

Polis müdürü Muniswamy, afette yakını yitirenlere yapılaçak mali yardımların da çok kısa süre içinde organize edildiğini belirtiyor. Pondicherry kentinde, Hindistan’ın tamamında olduğu gibi sadece Hindu yardım organizasyonlarının görev yaptığını anlatan polis müdürü, hükümetin yardımları çok iyi organize ettiğini vurguluyor.

“Şoku atlatmak kolay değil”

Pondicherry kentindeki P.I.M.S hastanesi doktorlarından Dr. Kalyan Sing, depremzedelerin 26 Aralık’ta yaşadıkları şoku atlatmasının kolay olmayacağını söylüyor. Dr. Singh, kentin dört hastanesinden biri olan 400 yatak kapasiteli P.I.M.S’te deprem sonrasında 800 kişinin tedavi edildiğini anlatıyor. Hastaların çoğunun kemik kırılması, ciğerlerine su kaçma ya da hafif yaralanmalar nedeniyle tedavi gördüğünü söyleyen Dr. Singh şöyle devam ediyor:

“Tsunami sonrasında hastaneye gelen hastalardan çoğu şok yaşıyordu. Tahmin edemeyeceğiniz kadar dramatikti durumları. Her birinin farklı hikayesi vardı. Biri karısını, diğeri çocuklarını ya da tüm aile fertlerini, yani hayatta var olan herşeyini yitirmişti.”

Zararların karşılanması

Hastanede şu sıralar ağır yaralılar tedavi görüyor. Birçok kişi, yetkili devlet dairelerine depremde zarar gördüklerini bildirmemeleri halinde, yardım alamayacakları korkusunu yaşıyor. Bunlardan biri de hastanede tedavi gören 47 yaşındaki Louis. Yorgun olduğu gözlerden kaçmayan Louis sürekli terliyor. Suskun ve üzgün olan eşi Louis’in yanı başında oturmuş, bekliyor. Louis, afeti anlatmakta zorluk çekiyor:

“Geçtiğimiz Pazar günü sabah dokuz sularında tsunami dalgalarını gördük. Birdenbire yükseldiler. Ben hızlıca sahilden iç kesimlere doğru kaçmayı başardım” diyor. Louis’in yaşadıklarından sonra normal bir hayat sürdürmesi kolay olacağa benzemiyor. Çünkü yaşadığı balıkçı köyü deprem ve sel felakatiyle birlikte haritadan silindi.