1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

Hizbullah İsrail'in gündeminde

Peter Philipp21 Mayıs 2005

Hizbullah, İsrail-Lübnan-Suriye üçgeninde önemli bir rol oynuyor. İsrail bu nedenle Hizbullah’ı terör örgütleri listesine alması için AB’ye yaptığı baskıyı artırdı.

https://p.dw.com/p/Aapq
Lübnan'ın güneyi uzun yıllar İsrail işgali altında kaldı
Lübnan'ın güneyi uzun yıllar İsrail işgali altında kaldıFotoğraf: AP

İsrail Dışişleri Bakanı Silvan Şalom, İsrail ile Almanya arasında diplomatik ilişkilerin kuruluşunun 40’ıncı yıldönümü dolayısıyla gerçekleştirdiği Almanya ziyaretini sürdürüyor.

Ancak Şalom’un temaslarında Alman-İsrail ilişkileri ile ilgili övgü dolu sözlerin yanında güncel konuların daha fazla yer tuttuğu görülüyor. Gezisinin ilk gününde İran’ın nükleer programı konusunda uyarılarda bulunan, İran’ın atom bombası geliştirmeye çalıştığını iddia eden İsrail Dışişleri Bakanı, ayrıca Almanya ve Avrupa’dan, Hizbullah örgütünü terör örgütleri listesine dahil etmesini istedi.

Hizbullah örgütünün İsrail devletinin yıkılmasını amaçladığını hatırlatan Şalom, bu nedenle AB’nin Hizbullah örgütünü Filistinli Hamas örgütü gibi terör örgütü olarak sınıflandırması gerektiğini söyledi.

Hizbullah'ın durumu

Ancak Hizbullah’ın durumu Hamas’ınkinden farklı. Hizbullah, Lübnan’da siyasi parti olarak da faaliyet gösteren Lübnan merkezli bir örgüt. Bu nedenle İsrail’in Hizbullah’a karşı talepleri Avrupa’da şimdiye kadar hep geri çevrildi.

Sadece Avrupa Parlamentosu mart ayında örgütü terörist olarak sınıflandırdı. Ancak Avrupa Parlamentosu’nun bu kararının AB politikaları açısından hiçbir bağlayıcılığı bulunmuyor.

Hizbullah'a karşı atak

İsrail ve ABD ise Avrupa’nın Hizbullah’ı terör örgütü ilan etmesi için taleplerini sürdürüyor. Lübnan’da meclis seçimlerinin başlamasına bir hafta kaldığı düşünülürse Amerika-İsrail ikilisinin Hizbullah’a karşı atağı ayrı bir anlam kazanıyor.

Amerika ve İsrail, Suriye’nin Lübnan’dan çıkmasını sağladıktan sonra şimdi de Suriye ve İran’ın himayesinde görülen Hizbullah örgütünün siyasi etkisini kırmaya çalışıyor. BM’nin Hizbullah’ı silah bırakmaya ve hükümetten bağımsız milis hareketini durdurmaya çağıran kararı da Amerika-İsrail ikilisinin taleplerini destekler nitelikte.

BM'nin talebi

BM Güvenlik Konseyi geçtiğimiz sonbaharda çıkardığı 1559 sayılı kararla Lübnan’da faaliyet gösteren milis grupların dağıtılmasını talep etmiş, bu talebe uymayan tek örgüt Hizbullah olmuştu.

Lübnan’daki geçiş hükümeti ise Hizbullah’a karşı adım atmaya yanaşmıyor ve Hizbullah’ı bir milis grubu değil, İsrail’i Lübnan topraklarından çıkaran bir direniş hareketi olarak gördüklerini belirtiyor.

Ancak İsrail’in geri çekilmesinin üzerinden yıllar geçtiği düşünüldüğünde Hizbullah’ın bugün neye karşı direniş gerçekleştirdiğine değinilmiyor.

"İsrail işgali sürüyor"

Hizbullah bu sorunun yanıtını, kısa süre önce İsrail’e karşı giriştiği çatışmalarla vermeye çalıştı muhtemelen. Örgüt, Lübnan-Suriye-İsrail üçgenindeki Şeba Çiftliği bölgesinde İsrail işgalinin sürdüğünü gerekçe gösterdi.

Lübnan bu arazilerin Lübnan’a ait olduğunu iddia ederken İsrail ve uluslararası uzmanlar arazinin Suriye’ye bağlı olduğunu kaydediyor. Hizbullah ise bu görüş ayrılığından yararlanıyor ve silahlı bir örgüt olarak varlığına gerekçe gösteriyor.

İran faktörü

Hizbullah’ın Lübnan’daki konumu, Suriye’nin çekilmesi ve başta Hristiyan Maroniler olmak üzere yerel geleneksel grupların güçlenmesiyle zayıfladı. Bu, sadece Suriye’nin değil, İran’ın da Lübnan’daki nüfuzu açısından önemli işaretler barındırıyor.

İran, çoğunluğu Şiiler’in oluşturduğu Lübnan’ı ikinci bir ‚İslam Cumhuriyeti’ haline getirebileceğine uzun süre inandı. Bu hayal çoktan unutulsa da Hizbullah hala İran’ın Lübnan’daki uzantısı konumunda.