1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

HNA: ABD ölmüş barış sürecine bıçak saplıyor

20 Kasım 2019

Washington'un Batı Şeria’daki İsrail yerleşim yerlerinin uluslararası hukukla çelişmediği yönündeki açıklaması Alman basınında da başlıca yorum konusu.

https://p.dw.com/p/3TMUL
Fotoğraf: imago images/UPI Photo

20.11.2019 - Alman basınından özetler

ABD Dışişleri Bakanı Pompeo Pazartesi günü Batı Şeria’daki İsrail yerleşim yerlerinin uluslararası hukukla çelişmediğini açıklamıştı. Hannoversche Allgemeine Zeitung Washington’un attığı bu adımın tehlikeli sonuçları olacağı yorumunu yapıyor:

"ABD Başkanı Donald Trump hükümeti bir kez daha İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’nun yanında konum aldı. ABD’nin Filistin bölgelerindeki İsrail yerleşim yerlerinin uluslararası hukuka aykırı olmadığı yönündeki kararı, Kudüs’ü İsrail’in başkenti ve Golan Tepeleri’ni de egemenlik alanı olarak kabul etmesinden sonra attığı bir diğer adım. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’nun yaptığı açıklamanın çok tehlikeli sonuçları olabilir."

Kölner Stadt-Anzeiger konuyla ilgili yorumunda ABD'nin daha güçlü olanın hukukunu uluslararası hukukun önüne koyduğunu yazıyor:

"ABD sadece Birleşmiş Milletler’in, Avrupa Birliği’nin ve Ortadoğu’daki birçok müttefikinin görüşünün karşısına konumlanmış olmuyor. Trump'tan dolayı zaten buna herkes alışık. Bundan daha kötü bir durum var, o da ABD hükümeti güçlü olanın hukukunu uluslararası hukukun önüne koymuş oluyor. [ABD Dışişleri Bakanı] Pompeo’nun iddia ettiğinden farklı olarak bu, İsrail ile Filistinliler arasındaki barış görüşmelerine katkı sağlamayacak. Tam tersine zaten uykuya dalmış olan barış süreci bütünüyle komaya girme tehlikesi taşıyor."

Volksstimme Washington'un bu açıklamasıyla birlikte İsrail sorununda iki devletli çözüm seçeneğinin ortadan kalktığına dikkat çekiyor:

"İsrail yerleşim politikasının ABD tarafından tanınması ağır sonuçlar meydana çıkartacak bir tek yanlılığa ve tarafgirliğe geçiş.  Tüm barış çabalarının temelinde şimdiye kadar iki devletli çözüm vardı. İsrail’in yanında Akdeniz ile Suriye sınırı arasında şimdi ikinci bir devlet için, bir Filistin devleti için yer olmadığında bu da tedavülden kalkmış olacak. Batı Şeria’nın ortasında hızla çoğalan Yahudi yerleşimleri gerekli alt yapının inşa edilmesine de engel oluyor. Amerikalıların kendilerini bu şekilde ortada bırakmış olması Filistinlilerin saklı öfkesini de tehlikeli bir biçimde yükseltebilir. İsrail’in hiç eksik olmayan düşmanları, kuşaktan kuşağa taşınan intikam arzularına yol vermek için yanaşacaktır. İki devlet olmadığı takdirde geriye kalan seçenekler, kendine bağlı işgal bölgeleriyle bir Yahudi devleti ya da daha büyük bir İsrail olur. Bu yapı da İsrail’in temel anlayışını sarsar zira Yahudi'den çok Arap nüfusu olacaktır."

Hessische Niedersächsische Allgemeine gazetesi ABD'nin İsrail'deki sertlik yanlılarına toprak genişletme yönünde bir "açık çek" verdiğini yazıyor:

"İsrail açısından bakıldığında Washington, 1967’de Batı Şeria’nın işgaliyle başlayan yakın geçmişin altına tasdik mührünü vurmuş oldu. Beyaz Saray aynı zamanda geleceğe dair de bir açık çek vermiş oluyor; İsrail’deki milliyetçi muhafazakarlar bunu ‘ne kadar toprak istersen senin olsun’ şeklinde yorumlayacaktır. Yahudi yerleşimciler buna göre toprağı kalıcı bir biçimde sahiplenecek. Washington’dan gelen mesaj, ne işgal edilmiş toprakların geri verilmesini talep eden Birleşmiş Milletler kararlarını ne de bir zamanlar taslağı çizilmiş iki devletli çözümü umursayan Kudüs’teki sertlik yanlılarının tutumlarını güçlendirecek. Barış süreci onlara göre çoktan öldü. Washington cesede bir kez daha bıçak saplamış oldu."

DW / EC, BÜ

©Deutsche Welle Türkçe