Hoşgeldin futbol!
18 Ocak 2010
11 Haziran’da Güney Afrika’da başlayacak 2010 Dünya Kupası nedeniyle FIFA’nın tüm üyelerine “Ligleri 15 Mayıs’a kadar bitirin“ talimatı vermesi, Alman 1'inci Futbol Ligi Bundesliga'da tarihin en kısa devre arası tatiline neden oldu. Bir aydan daha kısa süren kış arasının ardından Cuma günü start alan ikinci yarının ilk hafta maçlarını zirvedeki beş takım kayıpsız geçerken, Bayer Leverkusen liderliğini sürdürdü. İşte Bundesliga’da 18’inci haftanın görünümü…
Bayern kaldığı yerden...
İkinci yarının açılış maçı Cuma akşamı Münih Allianz Arena’da oynandı. Geçen sezonun ilk yarısını lider bitiren ama daha sonra düşüşe geçen Hoffenheim’ı konuk eden Bayern Münih, rakibini 2:0’la sürklase ederek, kış arasından önce ulaştığı üstün formundan hiçbir şey kaybetmediğini gösterdi. Her iki yarıda Demichelis ve Klose’nin attığı gollerle rakibini mağlup eden Bavyera ekibi, böylece üst üste yedinci kez sahadan üç puanla ayrılmış oldu. Bu galibiyetin ayrı bir önemi daha vardı: Tam 51 hafta sonra -19 saatliğine de olsa- liderlik koltuğuna oturan Bayern, oynadığı başarılı ve arzulu futbolla “Şampiyonluk yarışında ben de varım“ mesajını verdi.
Orta sahada Van Bommel'le birlikte çift ön libero oynamaya başlayan ve yeni görevine iyice ısınan Bayern Münihli Bastian Schweinsteiger, maçın ardından sıcağı sıcağına şu değerlendirme "Üç puan bize ilaç gibi geldi. Ligin ilk yarısında bıraktığımız yerden devam etmemiz çok önemliydi ve 2:0 da güzel bir sonuç. Belki daha farklı da kazanabilirdik ama önemli olan üç puan almamız. İyi bir takımız ve bu maçta bence iyi de oynadık. Uzun bir aranın ardından hiç değilse bir geceliğine de olsa liderliğe yükselmek çok güzel" şeklinde konuştu.
Leverkusen bu kez işi sıkı tutuyor
Bayern'in liderliği gerçekten de bir gece mi sürecek yoksa Leverkusen koltuğu tekrar kapabilecek mi? Yoksa kâbus geri mi dönecek? Leverkusen’de herkesin kafasında bu soru vardı. Geçen sezonun ilk yarısını liderin sadece üç puan gerisinde tamamlayan ve şampiyonluk potasına giren Bayer ekibi, ikinci yarıda büyük bir düşüşe geçmiş ve 17 maçta sadece 17 puan toplayarak ligi 9’uncu sırada zar zor tamamlamıştı. Ancak geçen sezona göre takımın en büyük artısı çok deneyimli bir teknik direktörün işbaşında olmasıydı. Nitekim Cumartesi günü sahasında ağırladığı Mainz’ı zevkli bir karşılaşmanın ardınadn 4:2 mağlup eden Bayer Leverkusen, bir geceliğine Bayern Münih’e devrettiği liderliği geri aldı. Leverkusen’in gollerini Kadlec, Barnetta, Kroos ve Eren Derdiyok kaydederken, 12 golle ilk yarının en golcü futbolcusu olan Stefan Kießling, bu maçta suskun kaldı. Eren Derdiyok ise toplam gol sayısını 7’ye çıkardı.
Heynckes temkinli
Bu maçın önemli notlarından birisi de sakatlığı nedeniyle ilk yarı maçlarında forma giyemeyen genç golcü Patrick Helmes’in sahalar yeniden dönmesi oldu. 38 puanla zirveye yerleşen Bayer Leverkusen, aynı zamanda forvetteki muhteşem üçlüsüne de yeniden kavuşmuş oldu.
Teknik direktör Jupp Heynckes ise puan cetveline bakıp havalara uçmak yerine temkinli bir iyimserlik içinde olmayı tercih etti ve şöyle konuştu: "Maçın başlarında oldukça zorlandık ve oynumuzu sahaya yansıtmamız zaman aldı. 1:0 mağlup duruma düşmemize rağmen son derece mücadeleci ve arzulu oynadık, motivasyonumuzu kaybetmedik ve geri döndük. Özellikle topa fazla sahip olmamız ve ileriye doğru topu çok iyi kullanmamız sonucu gollerimizi de arka arkaya sıraladık.“
Hamburg zirveden kopmak istemiyor
Leverkusen’dekine benzer şüpheler Hamburg’da da vardı. Çünkü geçen sezon Bayer ekibini çalıştıran genç teknik direktör Bruno Labbadia bu sezon Hamburg’un başındaydı. Kendisine yakıştırılan “Tek devrelik antrenör“ unvanının haksız olduğunu ispatlamak isteyen Labbadia, sakatlıklar, cezalar ve Afrika Kupası gibi etkenlerden dolayı tam 10 oyuncusundan yoksun olarak çıktı Freiburg karşısına. Devre arası kampını Belek’te yapan ve Antalya Cup’ı kazanarak moralli bir şekilde ligin ikinci yarısına başlayan Hamburg, Freiburg’u rahat bir oyunun ardından Jansen ve Petriç’in golleriyle 2:0 mağlup etmeyi başardı. Bu maçta 77 dakika boyunca başarılı bir şekilde forma giyen 20 yaşındaki Tunay Torun, takımının attığı ikinci golün de asistini yapan oyuncu oldu.
Yedi maçlık bir duraklama döneminin ardından ilk yarının son iki maçını üç puanla kapatan Hamburg’un ikinci yarıya da galibiyetle başlaması, en çok teknik direktör Bruno Labbadia’yı sevindirdi. Labbadia, "ikinci yarıya iyi bir başlangıç yaptığımız için elbette sevinçliyiz. Ligin ilk devresini nasıl kapattıysak, ikinci devreye de öyle başladık: Takım ruhunu sahaya yansıttık, topla iyi oynadık ve olumsuz saha koşullarına rağmen net gol pozisyonlarına girmeyi başardık“ dedi.
Ömer Toprak mucizesi
Hamburg-Freiburg maçıyla ilgili son bir not daha aktaralım: Almanya’nın son yıllarda yetiştirdiği en yetenekli savunma oyuncusu olarak nitelendirilen Ömer Toprak, bu karşılaşmanın son 25 dakikasında forma giyerek tekrar yeşil sahalara döndü. Alman U19 Milli Takımı'nın Avrupa Şampiyonu olan kadrosunda da yer alan Toprak, geçen yılın haziran ayında Freiburg yakınlarındaki bir go-kart pistinde geçirdiği kaza sonucu ağır yaralanmıştı. Vücudunda ağır yanıklar oluşan ve futbol kariyerinin sona erebileceği söylenen 21 yaşındaki genç futbolcu, doktorların seferber olmasının yanı sıra yakınlarının ve takım arkadaşlarının manevi desteğiyle tam bir mucizeye imza attı ve yeniden sahalara dönmeyi başardı. Biz de Ömer Toprak’a tekrar geçmiş olsun diyor, sakatlık ve kazalardan uzak başarılı bir kariyer sürdürmesini diliyoruz.
Bremen kan kaybediyor
Bir başka Türk kökenli futbolcu Mesut Özil’in takımı Werder Bremen ise taraftarlarını hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor. İlk yarının en başarılı futbolcusu seçilen Mesut’un olağanüstü performansına rağmen bir türlü üst sıralarda tutunmayı başaramayan Werder Bremen, ikinci devrenin ilk maçında Frankfurt deplasmanından eli boş döndü. Frankfurtlu defans oyuncusu Marco Russ’un golüne engel olamayan ve girdiği sayısız gol pozisyonundan yararlanamayan Bremen, üst üste üçüncü kez sahadan boynu bükük ayrıldı. Hakkında çıkan transfer söylentileri nedeniyle kulüp menajeri Klaus Allofs’un eleştirilerine hedef olan Mesut Özil, bu maçta eski formundan hayli uzak göründü. 28 puanda kalarak orta sıralara doğru kayan kuzey ekibinin, lider Leverkusen’le arasındaki puan farkı da 10’a yükselmiş oldu.
Yeşil-beyazlı ekibinin teknik direktörü Thomas Schaaf’sa maçın analizini yaparken “Ben bu filmi daha önce de görmüştüm“ imâsında bulundu: Schaaf konuşmasında "bu karşılaşma, daha önce bu sezon içinde oynadığımız pek çok maçın âdeta bir tekrarı gibiydi. Maça hâkim olan, topla daha fazla oynayan, sürekli pozisyon arayan taraf bizdik. Ancak bu çabalarımızın semeresini almayı yine başaramadık“ dedi.
Schalke kazanmayı bildi
Ligin ilk devresini ikinci sırada tamamlayan Schalke, Nürnberg karşısında hayli zorlanırken, Kevin Kuranyi'nin attığı golle yine de üç puanı almasını bildi. 38 puana ulaşan Schalke, sıralamadaki yerini korumayı başardı. Geçen sezon Wolfsburg'u şampiyon yaptıktan sonra Schalke'nin başına geçen Felix Magath, maçın hakkının aslında beraberlik olduğunu teslim etti: "Şurası kesin ki, Nürnberg çok iyi oynadı ve aslında bir puan almayı hak etmişti. Oyuncularımın yaptığı bazı top kayıpları beni şaşırtmadı desem yalan olur. Ama devre arası tatilinden sonra ilk maçımızdı. Böyle maçlar tüm takımlar için zordur."
Köln kabus gördü
18'inci haftanın en heyecanlı maçıysa Köln-Dortmund arasındaki mücadeleydi. Kalecisi Weidenfeller'in 21'inci dakikada sakatlanmasıyla morali bozulan Dortmund'da orta sahadaki takımını bir maestro gibi yöneten Nuri Şahin ön plana çıktı. Biri kornerden olmak üzere defans oyuncusu Hummels'in attığı ilk iki golün asistini yapan Şahin, hırslı oyunuyla da göz doldurdu. Ancak bitti denilen maçın son on dakikası müthiş bir çekişme içinde geçti. Bu kez de Köln'ün savunmadaki elemanları sahneye çıktı. McKenna ve Muhammed'in golleriyle bitime iki dakika kala eşitliği sağlayan Köln, mucizeyi başarıp üçüncü golü atarak taraftarlarının yüzünü güldürmek istiyordu. Ancak "ava giden avlanır" misali 90+1'de Dortmundlu Großkreuz'un golüne engel olamayınca, değil galibiyet elde etmek, eldeki bir puandan da oldu.
Ligin dibindeki mücadele de en az şampiyonluk yarışı kadar heyecanlı geçiyor. Özellikle Stuttgart ve Hertha Berlin gibi iki güzide takımın da küme düşme potasında bulunması, puan cetvelinin alt sıralarının tam bir cadı kazanını andırmasına neden oluyor.
Progrebnyak ve Hleb gibi süper yıldızlarla kadrosunu güçlendirmesine rağmen ilk yarıda ancak 16 puan toplayabilen ve kış tatilini 15’inci sırada geçiren Stuttgart, son şampiyon Wolfsburg’u 3:1 yenerek, puan cetvelindeki yerinin kadro kalitesiyle bağdaşmadığını ispat etti. Hilbert, Progrebnyak ve Gebhart’ın gollerine Boşnak yıldızı Edin Dzeko’yla cevap verebilen geçen yılın şampiyonu Wolfsburg ise bu sezon değil şampiyonluk yarışı, Avrupa kupalarına bile katılma şansını elde edemeyecek gibi görünüyor.
Hertha ligde tutunmak istiyor
Geçen sezonu 4’üncü sırada bitiren, ancak bu sezon ilk yarıda topladığı 6 puanla Bundesliga tarihinin “başarısızlık rekorunu“ kıran Hertha Berlin’in imdadına Hannover yetişti. İlk yarıdaki tek galibiyetini sezonun açılış maçında Hannover karşısında alan başkent ekibi, kuralı yine bozmadı. Üç puanı üç golle alarak ilk deplasman galibiyetini elde eden Hertha Berlin, Gekas ve Kobiaschwilli gibi deneyimli oyuncularla kadrosunu takviye etmekle isabetli bir iş yaptığını da göstermiş oldu.
Maçtan önce yaptığı değerlendirmede “Kümede kalmak için önümüzde 17 final maçı var“ diyen Hertha Berlin teknik direktörü Friedhelm Funkel, amaçlarının geri kaln 16 maçta da olağanüstü bir performans gösterip ligde kalmayı başarmak olduğunu belirtti. Funkel’in maç analizine kulak veriyoruz: "Başlama vuruşundan itibaren bizim maçı kazanma arzumuzun açıkça görüldüğünü düşünüyorum. İyi bir oyun sergiledik, topla fazla oynadık, oyunu rakip yarı sahaya yığıldık ve bazı bölümler hariç, maçı büyük ölçüde kontrolümüz altında tutarak rakibe üstünlük sağladık.“
"Küçük Ruhr Derbisi" Bochum'un
18'inci hafta Borussia Mönchengladbach ve Bochum arasında oynanan “Küçük Ruhr Derbisi“ne de sahne oldu. İlk yarıda özellikle deplasman maçlarında aldığı sürpriz galibiyetlerle dikkat çeken Mönchengladbach, tam 13 yıldır yenemediği rakibini bu kez eli boş göndermek niyetindeydi. Ancak Bochum geleneği bozmadı ve deplasmanda aldığı 2:1’lik galibiyetle “Mahallenin ağabeyi benim“ dedi. Gladbach ise bükemediği bileği öpüp, galibiyet umutlarını 14’üncü yıla ertelemek zorunda kaldı.
Maçlar kapalı gişe
Toplam 27 golün atıldığı 18’inci hafta sonunda gol krallığı yarışında, Mainz karşısında suskun kalan Bayer Leverkusenli Stefan Kießling 12 golle ilk sıradaki yerini korudu. Ligin ilk yarısında toplam 6 milyondan fazla taraftarın stadyumlara akın ettiği Bundesliga'nın ikinci yarısı galasında da soğuk havaya rağmen büyük izdiham vardı. 407 bin 502 biletli seyirci stadyumlara koşarken, maç başına yaklaşık 43 bin seyirci düştü. 69 bin seyirciyle Bayern-Hoffenheim maçı en fazla rağbet gören mücadele oldu.
19. Haftanın programı
Bundesliga’da 19’uncu hafta perdesi, Cuma günü oynanacak Freiburg-Stuttgart karşılaşmasıyla açılacak. Cumartesi günse zirve yarışında belirleyici olabilecek iki önemli maç dikkat çekiyor. Gündüz bölümünde gözler Werder Bremen-Bayern Münih maçında olurken, akşamsa zirveye ortak olmak isteyen iki takım, Borussia Dortmund ile Hamburg kozlarını paylaşacak. Schalke, komşu kent Bochum’a konuk olurken, Hertha Berlin ise Borussia Mönchengladbach’ı ağırlayacak. Mainz-Honnver ve Nürnberg-Frankfurt karşılaşmaları, Cumartesi programındaki diğer eşleşmeler. Bundesliga’da 19’uncu haftanın perdesi Pazar günü oynanacak Wolfsburg-Köln ve Hoffenheim-Leverkusen maçlarıyla kapanacak.
© Deutsche Welle Türkçe
Derleyen: Murat Çelikkafa
Editör: Ahmet Günaltay