1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İşbirliğine devam

4 Aralık 2012

Türkiye ile Rusya, uzun süredir Suriye sorunu nedeniyle yalpalamaya başlayan ilişkileri enerji ve ekonomi alanlarında işbirliğini güçlendirerek yoluna koymaya çalıştı. Cenk Başlamış’ın haber analizi:

https://p.dw.com/p/16vfp
Fotoğraf: Reuters

Son sekiz yıldaki 30. Türk-Rus zirvesine evsahipliği yapan Dolmabahçe Sarayı, iki ülke arasındaki ilişkilerin 500 yılı aşan uzun geçmişi düşüldüğünde isabetli bir seçimdi. Sadece Türk değil, uluslararası medyanın da gözü, belinden rahatsız olduğu söylenen Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in üzerindeydi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Putin’e sağlık durumunu ve spor yapıp yapmadığını sordu. İkili ve heyetler halinde görüşme ve basın toplantısı dahil sadece 5 saat 15 dakika süren Türk-Rus zirvesi sonunda, 11 anlaşma imzalandı ama asıl önemli olan iki ülke arasındaki gerginliğe karşın Putin’in İstanbul’a gelmesiydi.

Esad’sız Suriye

Doğal olarak herkesin merak ettiği konu, kapalı kapılar arasında Suriye meselesinde ne konuşulduğu oldu.Taraflar bu konuda iki ülke arasında görüş ayrılıkları bulunduğunu kabul etti, ancak Putin Türkiye’nin yeni bazı öneriler getirdiğini, bunların değerlendirileceğini söyledi.

Milliyet’e göre Rusya lideri görüşmede Moskova’nın Suriye lideri Beşar Esad’ın gitmesine karşı olmadığını, “Peki ama onu gitmeye kim ikna edecek?” sorusuyla gösterdi. Çok fazla dile getirmese de aslında Rusya’nın Esad’sız Suriye seçeneğine kapıyı tam kapatmadığı uzun zamandır biliniyordu.Putin İstanbul’daki açıklamasının “taktik” amaçlı mı, yoksa yeni bir sürecin başlangıcı mı olduğu ise tam netleşmedi.

Putin şaşırdı

Basın toplantısındaki en ilginç an bir Türk gazetecinin Putin’e Suriye’nin elindeki “nükleer silahı” Türkiye’ye karşı kullanıp kullanmayacağını sormasıydı. Çok şaşıran, hatta “Şaka mı yapıyorsunuz” diyen Putin sorunun yanlış çevrildiği sonucuna vardı. Çeviri doğruydu ama soruyu yönelten Türk muhabir büyük olasıkla “nükleer”le “kimyasal”ı karıştırmıştı.

Kommsersant gazetesi bu konuda, ” Basın toplantısında Türk gazeteciler garip sorular sordular”diye yazdı. Putin, Türkiye’nin Suriye sınırına yerleştireceği Patriot füzelerin için “Onların modası geçti” derken, aslında “Bizde daha modern silahlar var. Neden onları almıyorsunuz” demek ister gibiydi. Gerçekten de Rusya’nın Türkiye’ye satmak istediği S-400 füzeleriyle ilgili pazarlık sürüyor.

İşbirliğine devam

Türkiye ile Rusya’nın Suriye konusunda taban tabana zıt görüşleri savunduğu, Moskova’dan kalkan bir Suriye yolcu uçağının Ankara’ya inişe zorlandığı ve Türkiye’nin Patriot füzeleri yerleştirme kararı aldığı bir dönemde Putin’in önünde iki seçenek vardı: Ya siyasi sorunlar nedeniyle ekonomik işbirliğini önemsemeyecek ve ziyaretini iptal edecekti ya da siyasi görüş ayrılıklarının ekonomi ve enerjide işbirliğini engellemesine izin vermeyecekti. Rusya lideri ikinci yolu seçti. Zaten Erdoğan da, Putin de şu anda 35 milyar dolar olan ticaret hacmini 100 milyar dolara ulaştırma hedefine vurgu yaptı.

"Cepheleşme olmaz"

Türk-Rus ilişkilerini yakından izleyen, Moskova’da da görev yapmış eski bir diplomat olan enerji uzmanı Aydın Sezer, “İlişkilerin bugünkü düzeyinin korunması için iki tarafın da sorumluluk duygusuyla hareket etmesi gerekiyor. Zirvede de bu oldu”dedi. Sezer ayrıca, Suriye ile çok yakın ilişki içinde bulunmasına karşın Rusya’nın Türkiye’yi feda edemeyeceği görüşünde.

Moskova Üniversitesi’nden siyaset bilimci Aleysey Vlasov ise Türkiye ile Rusya’nın Kafkasya’dan Ortdoğu’ya uzanan çok geniş bir bölgede işbirliği yapabilecek pragmatik ülkeler olduğunu ve aralarında bir cepheleşme yaşanacağını tahmin etmediğini söyledi.

© Deutsche Welle Türkçe

Cenk Başlamış

Editör: Ayhan Şimşek