1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İhracat şampiyonluğu işe yaramadı

Karl Zawadzky25 Ekim 2004

Alman Toptan ve Dış Ticaret Birliği’nin tahminlerine göre, 2003 yılında Almanya’dan yapılan ihracatın cari bedel olarak yüzde 9,5 oranında artarak 725 milyar euroya çıkması bekleniyor. Almanya böylece, dünyada yapılan ihracattan yüzde 10,3‘lük bir pay alarak sıralamada geçen yıl ele geçirdiği birincilik ünvanını korumayı başarıyor. Ancak ihracattaki dinamizm, bir türlü ülke içindeki konjonktürü canlandırmaya yetmiyor. Deutsche Welle Almanca yayınlarından Karl Zawadzky’nin konuyla ilgili yorumu:

https://p.dw.com/p/Abet

Aslında krizin esamesi bile okunmuyor. Almanya, ABD ve Japonya’yı geçerek bu yıl da ihracatta dünya şampiyonluğunu elden bırakmıyor. Dünya nüfusunun yaklaşık 1,3‘üne sahip Almanya’nın dünya çapındaki ihracatın yüzde 10‘undan fazlasını gerçekleştirmesi önemli bir başarı. Üstüne üstlük dış ticaret fazlası da 158 milyar euro ile rekor kırıyor. Arabadan, makinalara, Alman ürünlerinin rakiplerininkine göre daha pahalı olduğu gözönünde bulundurulursa, sonuçta kalitenin kazandığı ortaya çıkıyor.

Özellikle ekonomide duraklamanın yaşandığı son yıllarda birçok Alman firma, yurtdışında büyük yatırımlar yaptı. Sadece satış ve servis değil, aynı zamanda üretim üniteleri de kuruldu. Üretimin de kısmen diğer ülkelere kaydırılması, sanılanın tersine ihracatı daha da canlandırdı. 2003 yılında ihracatın yüzde 9,5 artacağını tahmin eden Alman Toptan ve Dış Ticaret Birliği, gelecek yıl için de yüzde 7‘nin üstünde bir artış bekliyor, yani Almanya’nın dünya ihracatındaki payı giderek yükselen bir hızla artıyor.

Ancak bir de madalyonun diğer bir yüzü var. Üzerinde ‚Alman Malı‘ damgası olan ürünlerin özellikle yapımında ücreti düşük işçilerin çalıştırıldığı birçok parçası, Almanya dışından ithal ediliyor. Almanya’nın asıl güçlü olan yanları ise tasarım, ürün geliştirme, finansman, pazarlama, lojistik ve hizmet sektörü.

Almanya’nın ihracatında iki bölge ön plana çıkıyor. Birincisi AB ve Euro bölgesi. İhracatın yarısı, Almanya gibi gelişmiş komşu ülkelere yapılıyor. İhracatın önemli bir bölümü de, endüstrileşmiş ülkeler seviyesine erişmek için yoğun çaba gösteren Doğu Avrupa ülkeleri ve Asya’da bu seviyeye erişmek üzere olan ülkelere gerçekleştiriliyor.

Ancak Almanya’nın ihracatı göz kamaştırsa da, konjonktür motoru tekliyor. Yatırımlar bir türlü hızlanmak bilmiyor, özel tüketim artış kaydetmiyor. Konjonktürün canlanmamasının sebebi, hakim olan havanın, güncel durumdan daha kötü olması. İyimserlik ve kendi gücüne güven eksikliği sona ermek bilmiyor.

Tabii ki yüksek işsizlik oranı, emeklilik sisteminde kısa vadede yaşanması beklenen kriz, ve işveren ile çalışanların üzerindeki vergi ve sosyal kesinti yükü gibi olumsuz faktörler, moral bozukluğu yaratabiliyor. Ancak bu olumsuz faktörler, bir yandan da insanların yeniden atağa geçmesi için neden oluşturmalı.

Ülkeye hakim olan kötümserlik, konjonktürün canlanmamasının en önemli gerekçesi. Avrupa’nın en güçlü ekonomisinin, aynı zamanda da Avrupa’nın konjonktür lokomotifi olması gerekiyor.