1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

“İktidar gücü eşittir para“

Alexander Warkentin28 Mart 2005

Kırgızistan’da 27 Şubat ve 13 Mart’ta yapılan parlamento seçimlerine hile karıştırıldığı iddiasıyla başlayan muhalefet hareti, Devlet Başkanı Askar Akayev’in devrilmesiyle sonuçlandı. Daha önce de Gürcistan ve Ukrayna’da da halk ayaklamasıyla başlayan muhalefet hareketiyle eski yönetimler devrilmişti. DW Rusça Servisi’nden Alexander Warkentin, Bağımsız Devletler Topluluğu çatısı altında bulunan ülkelerdeki durumu analiz etti:

https://p.dw.com/p/AZxV

“Gürcistan, Ukrayna ve Kırgızistan… Aslında birbirlerinden oldukça farklı olan bu ülkelerin ortak özellikleri ne olabilir? Coğrafi açıdan bakıldığında, pek fazla ortak paydada buluştukları söylenemez. Ukrayna AB ile sınır komşusu, Gürcistan kaynayan kazan Kafkaslar’da ve Kırgızistan Orta Asya’da yeralıyor. Bunun doğal bir sonucu olarak da halkların özellikleri, gelenek ve düşünce tarzları da birbirinden çok farklı. Ancak Bağımsız Devletler Topluluğu üyesi bu üç ülkenin en önemli ortak özelliği, iktidar sahiplerinin, ellerinde bulundurdukları yetki ve gücü, maddi çıkar sağlamakta kullanmaları.

Ülkeyi terketmek zorunda kalan eski Kırgız lider Askar Akayev bir akademisyen. 1990’da iktidara geldiğinde, oldukça liberal bir anlayışa sahipti. Gerçekten de ilk başta ülkesinde demokrasinin yerleşmesini amaçlıyordu. Ancak kısa zaman içinde, gözlerini para hırsı bürümüş akraba ve yakınlarının esiri oldu. Devlet Başkanı’na yakın olmak, zengin olmanın en kısa yolu olarak görülür oldu. Böylece “iktidar gücünün paraya dönüştürülmesi“ süreci başlamış oldu. Yani Bişkek rejimi, “güç eşittir para“ düsturunu benimsedi.

Aynı model, Şevardnadze yönetimindeki Gürcistan ve Kuçma idaresindeki Ukrayna’da da uzun süre işlerliğini sürdürdü. Belki ilk bakışta çelişki gibi görünse de özellikle bu durumun, söz konusu ülkelerdeki devrimlerin kansız olmasının en önemli nedeni olduğunu söyleyebiliriz. Yönetime yakın kişilerin banka hesaplarının güvencede olması, iktarda kalmaya arzularından çok daha önemliydi. Ne de olsa dünya yeterince büyük ve para olduktan sonra Bahamalar’da da çok rahat bir yaşam sürebilirsiniz.

“İktidar gücü eşittir para!“ modeli bugün Rusya ve Bağımsız Devletler Topluluğu üyesi diğer ülkelerin çoğunda da gayet rahat bir biçimde işliyor. Bu sisteminin işleyişini sürdürebilmesi için medyanın olaylarla göz yumması, yargı sisteminin çökmüş olması ve muhalefetin ketum kalması gerekiyor.

Kırgızistan, Gürcistan ve Ukrayna’da halk, seçimlere hile karışması, yolsuzluk ve fakirlikle mücadele gibi gerekçelerle sokaklara döküldü. Ancak her üç ülkede de sivil devrimin sonunda işbaşına gelenler, geçmişte de eski düzenin içinde yer alan isimlerden oluştu. Her ne kadar Gürcistan Devlet Başkanı Saakaşvili ve Ukrayna’nın yeni lideri Yuşçenko’ya büyük bir sempati duysak da birinin eski rejimin adalet bakanı, diğerinin ise başbakan olduğunu unutmamalıyız. Şimdi Kırgızistan’da da eski başbakan Kurmanbek Bakiyev, parlamento başkanı, başbakan ve devlet başkanlığı görevlerinin hepsini birden üstlendi.

Bu ülkelerde yeni işbaşına gelenlerin tümü, iktidar oyunlarını ve devlet çarkının nasıl döndüğünü çok iyi bilen kişiler. Burada önemli olan, bu bilgilerini, eski yozlaşmış düzenin izlerini tümüyle yoketmek için kullanıp kullanmayacakları… Bunu anlamanın bir tek yolu var: Güdümlü değil, sadece gerçek bir demokrasi, “iktidar gücü eşittir para“ şeklindeki eski modelin yeniden hortlamasını engelleyebilir.

Medya, yargı ve parlamentonun bağımsız olması, sadece kuru birer temenni olmanın ötesinde, işbaşındaki elit yönetim kadrosunun çeşitli ihtiraslara kapılmasını önlemenin en önemli unsurlarıdır. Eğer bu unsurlar gerçekleşmezse, yapılan “renkli devrimler“ sadece mülkiyetin el değiştirmesinden ibaret kalır. İşte bu nedenle, devrimler henüz başarıyla sonuçlanmadı; tam tersine, daha yeni başlıyorlar!“