1. İçeriğe git
  2. Ana menüye git
  3. DW'nin diğer sayfalarına git

İmtiyazlı ortaklık önerisi yine gündemde

27 Mayıs 2009

7 Haziran’da yapılacak Avrupa Parlamentosu seçimleriyle birlikte Almanya’da Türkiye’nin AB üyeliği tartışmaları yeniden gündemde. Siyasi partilerin bu konudaki görüşleri ise birbirinden farklı..

https://p.dw.com/p/Hyfu
Fotoğraf: AP

Avrupa Parlamentosu seçimleri için kampanyalarını hızlandıran Almanya’daki siyasi partilerin gündem maddelerinden biri de Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliği. Almanya’daki seçim kampanyaları ile birlikte Türkiye’ye “imtiyazlı ortaklık” verilmesi seçeneği yeniden gündeme geldi.

Symbolbild EU Türkei - Beitrittsverhandlungen
Fotoğraf: picture-alliance/dpa

Hristiyan Birlik partileri

İktidarın büyük ortağı Hristiyan Demokrat Birlik ve Hristiyan Sosyal Birlik partileri (CDU/CSU), hazırladıkları ortak seçim programında, Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine karşı çıktıklarını bir kez daha vurguluyor. Birlik partilerinin seçim programında, Türkiye'nin üyelik için gereken kriterleri yerine getirmediği ve Avrupa Birliği’nin sınırsız olamayacağının altı çiziliyor.

Bu görüş Hristiyan Demokrat Birlik Partisi'nin (CDU) Genel Başkanı ve Başbakan Angela Merkel tarafından da bizzat dile getirildi. Merkel, Doğu ülkeleri ile ortaklık ilişkilerinin önemli olduğunu ifade etmekle birlikte Türkiye’ye tam üyelik yerine imtiyazlı ortaklık verilmesi gerektiğini savundu. Ancak buna karşın Merkel, Balkan ülkelerinin üyeliğine destek veriyor.

Merkel'den “ahde vefa” sözü

Angela Merkel und Horst Seehofer
Fotoğraf: picture-alliance/ dpa

Ancak iktidara gelmeden önce de Türkiye konusunda Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy aynı görüşü savunan Merkel, başbakan olduktan sonra imtiyazlı ortaklığı pek gündeme getirmemiş, Türkiye ile yapılan anlaşmalar sadık kalacaklarını söylemişti.

Hristiyan Birlik partilerinin seçim programlarını açıklamasının ardından Avrupa Parlamentosu’nun Hristiyan Demokrat Başkanı Hans – Peter Pöttering de Türkiye’nin üyeliğine karşı olduğu yönünde açıklamalar yaptı. Der Spiegel dergisinin internet sitesine açıklamalarda bulunan Pöttering, Türkiye'nin siyasi, kültürel, mali ve coğrafi açıdan Avrupa Birliği için çok fazla olduğunu ve bu nedenle Türkiye’nin üyeliğine karşı çıktığını söyledi.

Sosyal Demokratlar'dan üyeliğe destek

Aussenminister Steinmeier Rede zum Wahlsieg Barack Obama
Fotoğraf: AP

Türkiye’nin üyeliğine destek veren hükümet ortağı Sosyal Demokratlar ise aynı tutumunu sürdürüyor. Avrupa Birliği’nin genişlemesini bir barış politikası olarak sunan Sosyal Demokratlar, Türkiye’nin üyeliğini İslam dünyası ile önemli bir köprü olarak görüyor.

Dışişleri Bakanı ve Sosyal Demokratların bu yıl yapılacak seçimlerde başbakan adayı olan Frank-Walter Steinmeier, Türkiye’nin üyeliğini savunan Alman politikacıların başında geliyor. Steinmeier, kısa bir süre önce şöyle konuşmuştu:

“Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne uyumu benim açımdan, ülkemdeki uyum politikasının da bir yansıması. Her iki hedefin de takipçisi olmalıyız. Türkiye, Avrupa’ya entegre olmazsa, Almanya’daki uyum politikasının da tamamlanamayacağı kanısındayım...”

Hür Demokratlar'dan orta yol

Liberalleri temsil eden Hür Demokratlar ise AB’nin genişlemesini bunu taşımaya uygunsa destekliyor. Türkiye’nin üyelik için henüz hazır olmadığını savunan ve kısa vadede tam üyeliğin gerçekleşmesine karşı çıkan Hür Demokratlar, ancak ucu açık müzakerelerin devam etmesinden yana.

Yeşiller ise Türkiye'ye tam üyelik perspektifi sunulmasını açıkça destekliyor. Türkiye’yi birçok konuda eleştiren ve Kopenhag kriterlerini yerine getirmesi uyarılarında bulunan Yeşiller, iktidardaki Hristiyan Birlik partilerinin tutumuna da sert bir şekilde tepki gösteriyor.

Öte yandan Sol Parti, AB’nin genişlemeye devam etmesi gerektiğini söylüyor ve dolayısıyla Türkiye ile üyelik müzakerelerinin sürdürülmesinden yana.


HK/AŞ, dpa, DW